Sınır 80 oy 300 yorum
Kıyameti koparsam bile dedem Barış'la beni odama hapsetmişti. Yatağıma oturmuş tam karşımda yerde oturan Barış'a tepkisizce bakıyordum. Başı eğik bir şekilde duruyordu.
Onu o kadar çok özlemiştim ki. Şu an sıkı sıkı sarılmam gerekirken nefretle onu izliyordum. Aramızdaki bu sessizlik artık sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Bir an önce konuşup neden defolup gitmiyorsun?"
Barış: "Yanından gitmek istemiyorum"
"Daha ne diye oyununu sürdürmeye devam ediyorsun? Barış beni kırdın üzdün daha ne istiyorsun? Üzüntüden ölmemi falan mı?"
Barış: "Neden bana karşı böyle bir ön yargın var? Seni neden üzmek isteyim? Ya beni tanısan öyle bir şeyi yapmayacağımı bilirsin." Kırgınlıkla bana baktı.
"Yine ben suçluyum yani öyle mi? Çocuk bana bak" Ayağa kalktım ve pencereyi gösterdim. "Yemin ederim seni şu pencereden aşağıya atarım!"
Barış: "Afkurma hemen" Afkurma? Bu sik bebe a0 türkçesiyle yeni kelimeler mi üretmeye başlamıştı amk.
Pardon çok küfür ettim.
"Ne diyorsun ya?"
Barış: "Sinirlenme"
"Sinirlenme? Şu an o çiğ sarı saçlarından tutup kafanı duvara vurmak istiyorum. Ne sinirlenmesinden bahsediyorsun sen? Delirttin beni!"
Barış: "Eğer sinirin geçecekse-"
"Sen ölsen bile geçmeyecek Barış" Tamam bu biraz ağır olmuştu ama ben nasıl kırıldıysam onunda aynı şekilde kırılmasını, üzülmesini istiyordum. Tıpkı aylar önce olduğu gibi.
Barış: "Ölsem bile?" Başını eğdi ve dediğimi bir kez daha tekrarladı.
"Bittin artık benim için daha ne diye buradasın anlamış değilim. Şu saatten sonra boşa kürek çekmiş olacaksın aynı benim aylarca kendimi sevdirmeye çalışmam gibi. Hiç inandırıcı gelmiyorsun Barış... hem de hiç."
Barış: "Çok bencilce davranıyorsun."
"Bunu sen istedin Barış Alper" Yatağıma yattım "Geri zekalı" Arkamı döndüm "Siktir git"
Barış: "Pişman olacağın sözleri kullanma istersen."
"Geri dönüşü olmayacak bir hata yapmışsın hâlâ konuşuyorsun."
Barış: "Hani insanlar konuşa k-"
"Sinirden saçımı başımı yolacağım yemin ederim" Bir hışımda yataktan kalktım "Lan bebe!" Sinirle ona baktım "İnsanlar konuşa konuşa diyorsun benimle neden konuşmadın o zaman onca gün! Kendinle çelişmek dışında bir halta yaradığın yok."
Barış: "Ne-" Güldü "Bebe mi?"
"Tek takıldığın şey bu mu Barış? Onca gün arama sorma sonra gel karşımda gül. Gerçekten kendini ancak bu kadar düşürebilirdin. Yazıklar olsun sana"
Barış: "Yumuşatm-"
"İsteyen kim!?" Yüzündeki gülümseme silinmişti. Bakışlarını kaçırdığında telefonumu aldım. "Çocuktan hallicesin, iğrenç rezil herif tekisin. Haysiyetsiz" Dedemi arayıp sinirle Barış'a bakmaya devam ettim.
Açmıyordu bu adamda ya.
Telefonu yatağa atıp ben de diğer duvara yaslanıp oturdum. Gözlerimi kapadım ve sakinleşmeye çalıştım.
Barış: "Şeyma ile aramda bir şey olmadı, görmedim bile. Yanımda Berkan vardı Çağla." Tam ortamızda yatak olduğu için onu görmemek daha iyi oluyordu.