Kendine yeni yeni gelmeye başlamıştı nerede olduğunu idrak edene kadar biraz vakit geçmesi gerekiyordu ben ise karanlıkta ki koltuğuma oturup onu izliyordum.Gerçekten bunu yapmayı istiyor muydum ?
''Orda kimse var mı neredeyim ben ? '' Masamın üstünde ki dosyayı alıp maskemin düzgün olup olmadığını kontrol ettikten sonra diğer elimdeki demiri yere sürterek ona doğru yürümeye başladım ne kadar korkunç bir sesti değil mi ? Korkunun kokusunu alıyordum ve bu beni tahrik ediyordu.
''Hımm, Orlando 6 yıllık hapis hayatından sonra dün yeni çıktın ama üzgünüm çıktığın an içeri geri tıkıldın daha özgürlüğünün keyfini çıkaramamıştın değil mi ? 3 saat sana yetmiş olmalıydı bana öyle üzgün bakma kalbim kırılıyor bak. ''
''Sende kimsin ulan bırak beni, neresi burası adamsan o yüzünü göster.''
Cümlesini bitirir bitirmez elimde ki demiri hızlıca sallayarak suratına ilk darbemi yerleştirdim.Demirde ki taze kan beni dahada tahrik etti ve ikinci darbeyi istemsiz bir şekilde vurdum kurban neye uğradığını şaşırmıştı bir süre kendine gelmesini bekledim o arada masamda işime yarayacak olan şeyleri temizliyordum temiz bir iş yapmak istiyordum uyandığını gördüğümde sakince yaklaşarak elini avucumun içine aldım ve biraz okşadım bir süre sonra kulaklarımı çığlıkları doldurdu.İşte beklediğim an geliyordu kerpetenin üstündeki kanlı tırnağa dikkatlice baktım çok hızlı çektiğimi farketmiştim ve bu eğlenceli değildi.Öbür elini alarak kerpeteni tırnağına yerleştirdim yavaş yavaş çekmeye başladım gittikçe artan çığlıkları ve yalvarışları beni hala tatmin etmemişti daha fazlasını hakediyordu.Bir süre geçtikten sonra tırnaklarının hepsini çekmiştim ellerinden yere akan kan ve yüzünde ki kanla karışık gözyaşları bir süreliğine canımın yanmasına sebep olsada hemen o histen kurtuldum eğer vicdanımı dinlersem durabilirdim ama ben durmak istemiyorum.
''Seni lanet olasıca piç ! Canavarın tekisin sen ! ''
Elimdeki naylon poşeti görünce şaşırsada benim gibi birinden her şeyi bekliyordu fazla zorlanmadan ağzını açıp yutturdum.Son olarak imzamı atmaya sıra gelmişti artık, yarı baygın bedenini sürükleyerek tezgahın üzerine koydum ve elimdeki jileti vücudunda gezdirmeye başladım aşağı doğru akan kanlar,bana karşı gelemeyen cılız, güçsüz bir beden sadece sen ve ben varız Orlando ne kadar bağırsanda kimse yardımına koşmayacak ikimizde yalnızız.
Cesedini arabanın garajına koyup yola koyuldum 45 dakikalık yol süresince yaptığım işkenceleri düşündüm ve yüzümde bir tebessüm oluştu.İstediğim ormanlık alana geldiğimde arabayı kilitleyip ceseti omzuma attım bir ağacın gölgesine koyup eserime bakmaya koyuldum sırada sadece cesetinin bulunması gerekiyordu.Orlandonun cep telefonu elime alıp karakolun numarasını tuşladım ve telefonu cesetin kucağına bıraktım.Ordan sessizce ayrıldım ve arabamı atlayarak uzaklaştım eve gidince ilk yapmam gereken plakamı değiştirmek olacaktı kameralara yakalanmış olabilirdim üstümdeki kan kokusuyla tüm yolculuk boyunca huzurluydum.Ve yüzümde yine o gülümseme belirmişti.
''Acımak mı ? Acımak onlar gibi insanların haketmeyeceği kadar değerli. ''