Sabah uyandığımda yavaşça yataktan kalktım ve banyoya girerek günlük işlerimi hallettim bir süre koltukta oturup zaman geçirdim ardından kapı tıklatıldı ve içeriye Demir girdi elinde birde tekerlekli sandalye vardı
"Günaydın"
"Sanada"
"Şimdi sen bu sandalyeye otur ayağının üzerine basarsan daha geç iyileşir. Kucağımda sıkılacağını düşündüm"
"Sağol"
"Rica ederim. Birazdan kahvaltıya gideceğiz yarım saate geleceğim hazır ol. Dolaplarda kıyafet var"
Diyerek çıktığında dolabın yanına sekerek gittim.
Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı salıp taramıştım. Kapı tıklatıldığında içeriye demir girmişti. Beni tepeden tırnağa süzdü ve kaşlarını çattı
"Neden hala hazır değilsin"
"Hazırım"
"Olmaz"
"Neden üzerimde bir şey mi var"
"Sorunda o zaten eflal üzerinde birşey yok"
"Abartıyorsun"
"Peki otur o halde sandalyene"
Dediğinde sekerek tekerlekli sandalyenin yanına gittim ve oturdum. Demir arkama geçerek sandalyeyi sürmeye başladı. Odadan çıktık ve karşımızda duran asansöre bindik evinde asansör olması garibime gitsede ses etmedim. Asansörden indiğimizde evden çıkmıştık. Demir beni kucağına alarak arabaya bindirdi ve tekerlekli sandalyemi alarak bagaja koydu. Korumalara birkaç şey söyledi ve yanıma sürücü koltuğuna oturdu. Ben ise ona bakmıyor kafamı cama yaslamış düşünüyordum. Acaba Koray şuan nerede ne yapıyordu
"Eflal beni duymuyormusun"
Demirin sesiyle irkildim ve doğruldum
"Yok dalmışım"
"Ne düşünüyordun"
Demiri sinirlendirmek istemiyordum ama sormak içinde içim içimi yiyordu
"Koray nerede o nasıl"
Dediğimde aniden bakışları sertleşti ve korkutucu bakışlarını gözlerimin en derinine kenetledi
"Ne yapıcaksın sen korayı"
"Demir söylemeyeceksen uzatma"
"Boşanma evrağını imzalattıktan sonra saldık onu oldu mu"
Demire cevap vermeden başımı tekrar cama yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Acaba o boşanma evraklarını imzalamakla iyi mi etmiştim yoksa kötü mü aklım çok karışıktı.
On beş dakika sonra nihayet kahvaltı yapacağımız yere gelmiştik. Demir benden önce indi bagajdan tekerlekli sandalyemi aldı ve kapının önüne getirdi. Kapımı açarak beni kucağına aldı ve sandalyeye oturttuğunda arkama geçti ve sandalyeyi sürmeye başladı. Geldiğimiz yer çok tatlı deniz manzaralı bir yerdi. Garson bizi bir masaya yönlendirdim masa cam kenarındaydı ve denize bakıyordu. Ben denizi izlerken garsonlar masaya kahvaltılıkları dizip gittiler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Tutsağı
ChickLitBabası tarafından mafyaya satılan genç ve güzeller güzeli bir kız. Kızı satın alan yeraltının en güçlü mafyalarından biri bu genç ve güzel kıza aşık olur ama kız ondan nefret eder