Tam 45 dakikadır evin içinde gidip geliyordum. Dışardan birkaç el silah sesi geldiğinde korkuyla yere çöktüm. Kapının tam deliğine ateş edip kapıyı açan kişiyle yerden usulca kalktım. Demir gelmişti
"Demir. Eve gitmek istiyorum götür beni burdan"
Dememle geldi ve bana uzunca sarıldı
"Eve gitmeyeceğiz güzelim. Yani, gitmeyeceksin"
Dediğinde kaşlarımı çattım ve kollarını belimden çözüp kendimden ayırdım
"Gitmeyecektin ne demek"
Dediğimde demir derin bir nefes verdi
"Uzaklara git eflal. Çok uzaklara. Yıprandın artık nefes bile alamıyorsun. Kendine gelmen lazım. Artık kalmayacaksın buralarda. Kendi iyiliğin için bunu yapmak zorundasın. Ben herşeyi ayarladım Paris'e gidiyorsun. Orada güzel bir hayatın olacak kimse seni bulamayacak"
Demesiyle şaşkınca demire baktım
"Neler söylüyorsun sen demir. Ya babam, babam ne olacak"
Dediğimde demir sinirle gözlerini kaçırdı
"Bu saatten sonra sadece kendini düşüneceksin eflal, başka hiç kimseyi değil"
Dediklerini biraz düşündüm. Haklıydı hemde çok haklıydı. Şimdiye kadar yaşanan hicbirşeyi belki unutamazdım ama gitmek beni bir nebzede olsa iyileştirebilirdi
"Peki tamam"
Dememle anlımdan uzunca öptü ve beni dışarı çıkartıp arabaya yönlendirdi. Yerde korumalar yatıyordu. Demir onları vurmuştu
Arabaya bindiğimde demirde sürücü koltuğuna geçmişti. Ve yol almaya başlamıştık. Yolculuğumuz uzun olduğu için uyumaya karar verdik ve kafamı cama yaslayıp uyudum
4 saat sonra
"Eflal kalk güzelim. Geldik hadi"
Demirin beni dürtmesiyle uyandım. Güneş yavaş yavaş kayboluyordu. Bir şey demeden arabadan indim ve kapıyı kapattığımda demirde inip yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı
"Seni çok özleyeceğim ufaklık"
Dediğinde gözlerim doldu
"Bende seni demir"
Dediğimde benden ayrıldı ve cebinden telefonumu çıkardı
"Tüm sosyal medya hesaplarını kapattım yeni hat aldım sadece benim ve sana orda yardımcı olacak adamların numarası var"
Dediğinde başımı belli belirsiz salladım. Yanımıza üç adam geldi. Takım elbiseli ve oldukça irilerdi
"Eflal hanım artık gitmemiz gerekiyor"
Dediklerinde tekrar demire döndüm. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Demir yüzümü elleri arasına alıp gözlerimden ve anlımdan sıkıca öptü ve geri çekildi. Onunda gözleri dolmuştu ve kendini ağlamamak için çok sıkıyordu
"Hoşçakal eflal. Çok mutlu ol olurmu güzelim"
Diyip iki baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi
"Sende demir. Sende çok mutlu ol"
Dediğimde demirin gözlerinden birer yaş damladı. Son kez vedalaştıktan sonra
Arkamızı döndük ve uçak pistine ilerlemeye başladık. Pistteki özel jetlerden birine bindikten sonra bana gösterilen yere yerleştim ve olanların doluluğuyla ağlamaya başladım
Tam 20 dakika geçmişti ve hala kalkış yapmamıştık. Yanımdaki koruma telefonuna gelen mesajı görür görmez panikle gittiğinde ters giden bir şeylerin olduğunu anlamıştım. Birazdan yolculuğa başları diye düşünürken bir anda silah seslerinin yükselmesiyle yerimden sıçradım. Korkumdan hiç birşey yapmıyordum. Yaklaşık 10 dakika sonra silah sesleri kesilmişti. Tuttuğumu farkettiğim nefesimi sonunda bırakınca kadrajıma heybetli ve yakışıklı 28 29 yaşlarında bir adam girdi. Adam beni görünce zaferle sırıttı ve üzerime gelmeye başladı
"İşte burdasın güzelim"
Ya normalde bu gece bölüm atmayacaktım ama ana karakterimizle tanışın istedim
Hayaller Koray hayatlar ...... İşte ne yaparsınız
Heyy kabul edin hicbiriniz bunu beklemiyordum değilmi
En başından beri ana karakter hiçbir zaman Koray olmamıştı. Tabi benim için
Her neyse gençler sonuç olarak fena ters köşe yaptım lütfen az ağlayın üzmeyin beni. Bir yazar olmak ters köşe gerektir skdhskxhsjhxj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Tutsağı
ChickLitBabası tarafından mafyaya satılan genç ve güzeller güzeli bir kız. Kızı satın alan yeraltının en güçlü mafyalarından biri bu genç ve güzel kıza aşık olur ama kız ondan nefret eder