Gözlerimi açtığımda korayın kucağında olduğumu gördüm. Yüzüme çarpan soğuk hava irkilmemi sağladı. Etrafıma ba- ne bir dakika neredeyim ben çok yüksek burası. Koray yaklaşık elli katlı bir binanın çatısında ayaklarını sarkıtmıştı ve tabi bende kucağındaydım. Hass bu yükseklik o lanet günü hatırlamama sebep oluyor travmamı tetikliyordu
"K-koray ne yapıyorsun gidelim burdan"
Korkudan nefes bile alamıyordum düşmemek için iyice koraya sokulmuştum ve gözlerimi kapatmıştım
"Oturuyorum gördüğün gibi"
Yavaş yavaş nefes alış verişim hızlanıyordu o aptal travmam uzun zaman sonra kendini yine belli ediyordu. O gün aklıma geldikçe deliriyordum. Hiçbir psikolog bana yardımcı olamamıştı o günden sonra. Ben kendim yavaş yavaş üç yıl sonra atlatabilmiştim o travmayı
"Koray iyi değilim lütfen gidelim buradan"
"Berkten bahsederken çok iyiydin"
Dediğinde stresinde getirdiği sinirle bağırmaya başladım
"Bana bak Koray olurda sırf senin bu aptal oyunun yüzünden tekrar travma yaşarsam bu defa ben kendimi öldürürüm"
Dediğimde Koray kas katı kesilmişti
"Ne travması"
"Hiç bir şey bilmiyorsun ama daha fazla burda durursan krize giricem"
Dediğinde Koray çatının kenarında ayağa kalkmıştı. Tek bir dikkatsizlikte binadan aşağı düşebilirdik. Koray hareketlendiğinde çığlık atmıştım ama isteğim dışındaydı sanırım kriz başlıyordu. Önce kalbime minik bir sancı girdi ve nefes alamadığımı hissettim
"Eflal ne oldu iyimisin"
Koraya cevap veremeden öksürüyordum ve nefes almaya çalışıyordum. Düzenli nefes alıp vermeye başladığımda kafamı kaldırdım ve korayın endişeli bakışlarıyla karşılaştım
"Beni yere indir"
"Eflal olm-"
"BENİ YER İNDİR"
dediğimde bağırmam korayın hoşuna gitmemişti ama indirmek zorunda kalmıştı. Ayaklarım yere bastığı gibi gözlerim kararmıştı ve bayılmıştım...
Gözümü açtığımda bu sefer karanlık bir yerdeydim. Her taraf küf ve rutubet kokuyordu ayağa kalktığımda ayağımla ezdiğim fare ile aynı anda çığlık atmıştık ışıklar açılınca demir parmaklıkları görmemle şok oldum burası bir hapisane hücresiydi sadece yatak vardı ha birde kenarda bir klozet ve bir lavabo demin ayağımla ezdiğim fareye baktığımda kanlar içindeydi ölmüştü. Daha nerede olduğumu idrak edememiş Ken Koray parmaklıkların arkasında göründüm hızlı adımlarla korayın yanına gittiğimde aramızdaki parmaklıklar buna engel olmuştu
"Koray benim ne işim var burada çıkar beni lütfen"
Dediğimde Koray alayla sırıtmıştı
"Üzgünüm kedicik ama bu gece buradasın"
"Saçmalama Koray neresi burası"
"Burası benim mahzenim"
"Ne yani beni mahzenemi kapatacaksın"
Dediğimde başını aşağı yukarı doğeu sallamıştı
"Koray saçmalama burada kedi büyüklüğünde fareler var"
Diyerek az önce yerde kanlar içindeki ölü fareyi gösterdiğimde Koray iğrenerek yüzünü buruşturdu
"O halde sana kolay gelsin güzelim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Tutsağı
Chick-LitBabası tarafından mafyaya satılan genç ve güzeller güzeli bir kız. Kızı satın alan yeraltının en güçlü mafyalarından biri bu genç ve güzel kıza aşık olur ama kız ondan nefret eder