~Geçmiş~
Etrafta çığlık sesleri dinmiyordu. Yerde acıyla kıvranan bedenleri gördükçe korkum daha da artıyordu. Annem babam neredeydi bilmiyordum. Onları bulmak için koşmaya başladım. Umarım fazla uzakta değillerdir. Sonunda annemi görünce içimde küçük bir sevinç parladı. Ancak biraz daha ilerleyince o küçük sevinç arkasında iz bırakmadan gitti. Annemin karşısında bir adam duruyordu. Birden yere düşüp acıyla haykırmaya başladı. Onu o şekilde görmek çok garipti. Annem ve babam buradaki en güçlü kişilerdi. Annem dört element gücüne sahipti ve imkansız bir sekilde ateşi de ellerinin arasına alabilmişti. Bunu nasıl yaptığını bilmiyordum. Aslında kimse bilmiyordu.
"Anne!" Hızla koşup yanına oturdum. Beni farkedince hemen elimi tuttu.
"Suyun gücü seninle olsun." Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Birden içimde bir şeylerin hareket etmesiyle elimi daha da sıktı. Kalbinin hizzasında bir su dalgası oluştu. Bu dalga kolunda geçerek eline ulaştı. Benim elime geçerken ne yaptığını anlamıştım. Gücünü bana veriyordu. Dalganın kolumdan yol alıp kalbime işlemesine izin verdim.
"Rüzgâr seninle olsun." Bir yandan Faaro'ya baktım. Oldukça sinirli bir şekilde bize bakıyordu. Galiba annemin ne yaptığını anlamak için bekliyordu.
Aynı şekilde annemin kalp hizzasından bir rüzgâr esintisi az önce olanları tekrarladı. Toprak doğa gücüyle bende olduğu için onu atlamıştı. Bu sırada Faaro annemin ne yaptığını anlamış olacak ki harekete geçti.
"Ateş se-" Birden annemin nefesi kesildi.
"Anne?" Gözleri hâlâ benimleydi. Ancak hareket edemiyordu. Annemin üzerinde bir ışık belirdi. Işığı takip edince o adamın elindeki küreyi buldu gözlerim. Küreyi bir elinde havada tutarak bana doğru gelmeye başladı.
"Merhaba küçük tatlı şey." Korkuyla biraz geri çekildim. "Ben kimim biliyor musun?" Hızla anneme döndüğümde gözlerinin bir yere sabit olduğunu farkettim. Ancak sadece açık kalmışlardı. Hiçbir duygu belirtisi yoktu.
"Ben Faaro." Faaro... sürekli bahsedilen adam. Yenmesi imkansız adam. "Az önce annenin yaptıklarından pek bir şey anladığım söylenemez ancak kayda değer nir şey yaptığına eminim. Ben onun ne yaptığını öğrenesiye kadar sen git ve parkta oyna tamam mı küçük şey." Eliyle kafamı biraz okşadı.
"Çocuklardan nefret ettiğini sanıyordum." Sesin geldiği yöne bakınca genç bir adam daha gördüm.
"Galiba küçük bir istisnam olacak, Ruta." Ruta ismini daha önce duymamıştım. Ancak delici bakışları beni oldukça rahatsız etmişti. Faaro hızla ayağa kalkıp gemisine ilerlemeye başladı. Yarı yolda dönüp tekrar bana baktı.
"Tekrar görüşecegiz..."
~Günümüz~
Geçmişi hatırlamak tüylerimi diken dike etmişti. Halkımızın uğruna savaşıyor olsam da bu bir yandan benim intikamımdı. Annemin intikamı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sonsuz
Science FictionEskiden Horde Krallığı çok büyüktü, heryere hakimdi. İnsanları hep mutluluk doluydu. Beraber şenlikler yapar eğlenirlerdi. Ancak bir gün... Horde Halkının en karanlık günüydü. Faaro'nun geri dönüşüydü. Ancak bu sefer sessiz kalmayacaklardı... Bu sad...