Sabahın ilk saatlerinde herkes bir şekilde askeriye girebilmişti. Kuzey ve baran ereni sürükleyerek sokmuşlardı askeriyeye. Dün içkiyi fazla kaçırınca onu ayıltmak zor olmuştu. Baran bahçenin ortasına fırlattı ereni kibarca(!) "hay ben senin amını yurdunu sikeyim eren. İçmeyi bilmiyorsan içmeyeceksin" dediğinde yere düşmenin etkisiyle gözlerini açıp barana baktı eren. "Aa acılı şalgam bey. Sizde mi buradaydınız?" Dediğinde baran sabır çeke çeke kantine doğru giderken kuzeyde erenin kafasından aşağı su dökmek için onu banyoya götürmüştü.
Ceyhun dün geceyi birlikte geçirdiği esmerin arabasıyla askeriyenin önüne kadar bırakıldı. Yanağından bir makas alıp "seni mutlaka arayacağım güzelim." Diyerek askeriyeden içeriye girdiğinde yerde oturarak hayatı sorgulayan ereni gordu. "Napıyon lan burda?" "Abi bilmiyorum ki. En son mekandaydım. Sonra işkembe çorbası içiyordum. Sonra burdayım." Dediğinde Ceyhun güldü. "Kalk lan şerefsiz. Yürü kahve yapalım sana." Diyerek oturduğu yerden kaldırıp kantine doğru yürüttü ereni.
Sarp ve Ali birlikte girmişlerdi askeriyeye. Bu Ceyhun'un gözünden kaçmazken Ali keyifle sırıtıyor sanki etrafta birini arar gibi bakınıyordu. Sarpsa direkt kendi odasına gitmiş soğuk suyun altına atmıştı kendini.
Savaş ve Semih ise gülerek girmişlerdi askeriyeye. Savaş Semih'e durup durup laf atıyor "ne oldu kurallarına teğmen?" Diyor Semih ise "bir askerinizin sarhoş halinden faydalanmaya utanmıyor musunuz Albay Savaş Demir Bozkurt diyordu.Semih baranların yanına kantine savaş ise kendi odasına gitti.
Semih "OO GÜNAYDINLAR SEVGİLİ ATEŞ TİMİ VE ONUN ÇOK DEĞERLİ EMEKÇİ ASKERLERİ!" Dediğinde baran "aha belli ki birilerinin gecesi güzel geçmiş." Dediğinde Semih gülerek koltuğa bıraktı kendini. Ceyhun "abi dün gece en son gördüğümde tuvalete gittin. Sonra yoktun. Nerdeydin lan?" Dediğinde Semih ona masada duran küp şekerlerden birini fırlattı. "Esmerin ağzının içindeyken nerede olduğumu mu kontrol ediyordun sanki piç? Sanane hem?" Dediğinde kuzey de kantine gelmişti. "Bakın sayın amına koduklarım. Sizinle bir daha bir yere gelmem. Abi bu iki mal." Diyerek eliyle Ceyhun'u ve Semih'i işaret etti. "İçince azıyor. Tutmak mümkün değil. Bu gerizekali." Ereni işaret ederek "beni dağa çağırıyorlar savaş var. Düşman vurmam lazım diye diye kendini yedi bitirdi. Mal oğlu mal. Hele şu aptal." Diyerek baranı işaret etti. "Normalden daha daha çok daha sinirli oluyor içince." Dediğinde herkes gülüyor ama aksini söyleyemiyordu. Durum bunlardan ibaretti.
Ali ve tayfası kantine geldiginde Semih'in gözleri alinin boynundaki morluklara takılmıştı. Bu çocuk albaya aşık ve hatta köpek değil miydi? Ne ara unutmuş da birini almıştı koynuna? Kesin bu işte bir bokluk var demeden geçemedi kendince.
Aradan saatler geçti tüm askerler ayılmış artık gecenin etkisinden arınmıştı. Yamanın bahçeye çağırması ile herkes çıktı bahçeye. Semih sarpa baktı. Bir tuhaflık mı vardı bu adamda? Tamam hava soğuktu ama sarpı hiç boyunluk takarken görmemişti. Garip diye düşündü. Çok tuhaf bir gariplik.
Savaş her zamanki moduyla geçmişti askerlerin karşısına. "Bugün öyle bir eğitim yok. Gidip 50 tur koşup her zamanki hareketleri yapın. Sonra rahatsınız." Dediğinde Semih'in gözlerinin içine baka baka söylemişti bunu. Hani sanki o götle nah koşabilirsin der gibi. Ama Semih için hava hoştu. Bu acı ona zevk dahi verirdi. Bir şekilde ama bol bol küfürlerle ama gülüşmelerle sabah egzersizleri de gittiğinde herkes kendini bir yana attı.
Semih oturduğu yerden kalkıp banyoya gitti. Sıcak ve uzun bir duş alıp belinde bir havluyla aynanın önüne geçip traşını olmaya başladı. O traş olurken içeriye Ali ve Ömer girdi. Semih onları önemsemeyerek işine devam ederken Ali Ömer'e dün geceyi anlatıyordu. "Kardo bir görsen adam ilik ilik. Yani gece kaç tur attık bilmiyorum belim tutmuyor artık. Ama o iyi yinede yürüyebiliyor sabah içtimada bile gayet iyi duruyordu." Dedi gülerek. Ömer "demek ki acıyı iyi saklıyordur." Dediğinde Semih mana veremişti konuşmalara. Demek ki gece birlikte olduğu kişi askeriyedendi. Kim olabilirdi ki? Ateş timinin gece ne yaptığını kuzey sabah anlatmıştı. Kendi timinden biri herhalde diye düşünerek kaldığı yerden devam etti işine. Ömer "ben gideyim abi artik. Sarp komutan çağırmış beni." Dediğinde Ali güldü. "Selamımı söyle ona." Dediğinde Ömer de gülerek çıktı banyodan. Ali üstündeki tişörtü çıkarttığında vücudunun bir çok yerinde tırnak izinin olduğunu gördü Semih. "Ne o dün gece bir kedi ile mi birlikte oldun Ali?" Dediğinde Ali başını iki yana sallayarak güldü. "Kedi mi? Sarpa kedi yakıştırmasını yapan tek kişi olabilirsin." Dediğinde Semih elindeki jiletle öylece kaldı. Sarp mı? "Sarp mı?" Dediğinde Ali ellerini lavaboya dayayarak Semihle aynada göz göze geldi. "Evet sarp. Ne oldu şaşırdın mı?" Dediğinde Semih güldü. İmkanı yoktu böyle şeyin. Sarp Çakırın Ali gibi biriyle ne işi olurdu ki? Ali "Gül gül inanmaman gayet normal. Ama yerinde olsam normalde boyunlukla gezmeyen adamın neden boyunluk taktığına bir bakarım." Dediğinde semin gözlerini dikerek Aliye baktı. "Onu bilmem ama bende yerinde olsam bu aralar savaşa pek yanaşmam. Malum dün gece onu fazlasıyla tatmin ettim. Sana ihtiyacı yok." Diyerek göz kırpıp odasına gitti. Gerçekten sarp ve ali dün gece birlikte olmuş olabilirler miydi? Sarp yapar mıydı? Alinin yeni takısımiydi sarp yoksa aralarında bir şey mi vardı? Semih aklındaki sorularla başa çıkamadığında hızlıca giyinip kuzeyin yanına gitti. "Kuzey baba." Dediğinde kuzey ne var dercesine baktı ona."dün gece şu pezevenk Ali hep mekandaydi değil mi?" Dediğinde kuzey düşünür gibi baktı bir süre. "Hayır. Siz albayla çıktıktan on dakika sonra falan o da komutanla çıkmıştı sanırım. Tam emin değilim ana." Dediğinde Semih başını sallayarak kalktı onun yanından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Timi (bxb)
Teen FictionCezalarından dolayı bir araya toplanmış bir tim ve başlarında acımasız, sert bir komutan. Hayatını bacak arası ile düşünerek geçiren Semih bu komutanla nasıl başa çıkacak? ❗️Bol küfür, bol kan, bol kaos, bol cinsellik içerir. Etkilenen bir yapınız...