Tüm tim yarım saatten az bir sürede bir araya toplanmıştı. Sarp "evet ne bulduk arkadaşlar?" Dediğinde yaman "komutanım bir metre aralıklarla konulmuş askeri pantolon kumaşları bulduk. Fakat ne gariptir ki iz bir yerden sonra kesiliyor." Dediğinde sarp çakır gözlerini kısarak gösterdiği kumaşa baktı. "Ne kadarlık bir alandan sonra?" Dediğinde eren "hesaplamalarıma göre..." gözlerini kısarak belirli bir mesafeye baktı. " iki kilometre kadar. Sonrası boşluk gibi. Birden koyan kaybolmuş gibi." Dediğinde sarp derince bir nefes aldı. "Tamam tim. O halde şöyle yapıyoruz. Eren çıkarttığın haritayı iyi kontrol et. Bu alana yakın bir mağara taş Obruk artık her ne sikimse var mı bak. Ceyhun senin işin tepelerde koçum. Sen dürbününle etrafı kolaçan et hemde diğerlerini koru. Yaman Ceyhunlasın. Baranla ben çevreyi tarayacağız. Kuzey sen burada kal. Bir şekilde iz bırakanın gelebilme ihtimaline karşı." Dediğinde herkes onu onayladı ve verilen görevi yerine getirmek için ayrıldı.
Sarp ve baran çevrede geziniyor herhangi bir iz arıyorlardı. Baran "ona yaklaşıyoruz gibi hissediyorum komutanım." Dediğinde sarp ona bakmadan "bende aslanım bende. Az kaldı. Çok az." Dedi. Önlerinde koca bir orman vardı ve onlar her yeri arama ümidiyle doluydular. Bulacaklardı. Öyle ya da böyle bulacak ve semihi de alıp buradan gideceklerdi.
Kısa bir sessizliğin ardından sarp çıtırtıya benzer bir ses duydu. Baranı dürterek sesin geldiği yönü gösterdi. İkiside siyahlarını konumlandırıp sese doğru yürüdüler. Sessizce... bir avcı sessizliği ile. Sesin geldiği yöne geldiklerinde arkası dönük birinin bir ağaç dalına kumaş astığını gördüler. Sarp barana eliyle öne geç derken sarp adamın arkasından dolanmış ve kafasına silah dayamıştı. Kumaş asan adam korkuyla yüzünü sarpa döndüğünde sarp karşısındakinin bir adam değilde daha on sekizlerinde bir çocuk olduğunu gördü. "Kimsin sen? Ne yapıyorsun? O kumaşları da sen mi koydun?" Diye arka arkaya sordu sarp kısık gözleriyle. Genç ise "asker abi. Ehsahtan gördüm sizi artık. Ben koydum abi." Dediğinde baran da çocuğun diğer tarafındaydı. Genç baranı gördüğünde "aha baran abide burda." Dediğinde baran ona anlamayan gözlerle baktı. Yüzü çok tanıdıktı nereden görmüş olabilirdi ki bu çocuğu? "Kimsin" "abi ben kurtuluş. Unuttun? Hani Semih abiyle siz geldiniz. Biz abiyle arkadaş. Ben sizinle birlikteydim mağarada." Dediğinde baran "hatırladım seni. Semih sizinle mi? O iyi mi?" Dediğinde çocuk genişçe gülümseyip "iyidir abi iyidir. Ben geldim buraya hep iz bırakayım. Siz bulun." Dediğinde sarp " tamam koçum. Bize mağaranın yerini tarif edebilir misin?" Dediğinde kurtuluş sarpın koluna elini koydu. "Komutan abi mağarada iki koruma dışında kimse yoktur. Herkes eyleme gitti. Gelin sizi ben götüreyim." Dediğinde sarp ve baran birbirine baktı.
Sarp bu işten işkillenmişti. Neden onlara yardım ediyordu ki bu çocuk? Belki de zorla dağa kaçırılanlardandı ve Semih ona onu kurtarabileceklerini söylemişti. Her ne olursa olsun bu bir ihtimaldi ve bunu değerlendirmek zorundaydı sarp başka bir şansı yoktu. Barana dönüp "tüm timi topla. Hemen." Dediğinde baran telsizi ile herkesi oldukları yere çağırdı. Kurtuluş beşine birden bakıp "bu kadarsınız?" Dediğinde kuzey çocuğun omuzlarından tutup "evet bu kadarız. Hadi götür bizi kurtuluş." Dedi. Kurtuluş baş hareketiyle onu onayladı ve önden önden yürümeye başladı.
Yaklaşık yirmi dakikanın sonunda bir mağaraya geldiler. Mağaranın az ilerisindeki büyük bir kayanın arkasında saklanıyorlardı. Kurtuluş "abi ben gideyim. Siz gelirsiniz." Dediğinde sarp çocuğun siyah saçlarını karıştırdı. "Tamam evlat sağ ol. Bu iş bitince seni evine kendi ellerimle teslim edeceğim." Dedi. Çocuğun ise gözlerinde umutsuz bir bakış dudaklarında boş bir tebessüm vardı. "Sağ olasınız abiler. Helal edin ha hakkınızı." Diyip lastik botları ile hızlı hızlı mağaraya doğru yürüdü.
Sarp "evet arkadaşlar. Şöyle yapıyoruz ben baran ve kuzey içeriye giriyoruz. Ceyhun arkadan içeriye dalıyorsun yamanla birlikte. Eren gözcülük yap. Kendine iyi bir yer bul ve geleni indir. Anlaşılmayan bir şey var mı? İçeriye girdiğimizde dağılın. Her yeri tek tek gezip semihi bulun. Telsizler daima açık kalacak. Her konuşma dinlenecek. Tamam mı?" Dediğinde herkes tamam anlamında başını salladı ve silahlarını kuşandı. "Dağılın. Pozisyon aldığınızda haber verin hep birlikte gireceğiz." Dediğinde herkes sessiz adımlarla görev yerine doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Timi (bxb)
Teen FictionCezalarından dolayı bir araya toplanmış bir tim ve başlarında acımasız, sert bir komutan. Hayatını bacak arası ile düşünerek geçiren Semih bu komutanla nasıl başa çıkacak? ❗️Bol küfür, bol kan, bol kaos, bol cinsellik içerir. Etkilenen bir yapınız...