Ateş Timi (bxb)

-27-

Semih acıdan bir o yana bir bu yana dönüyor fakat bir türlü uyuyamıyordu. Sanki en değerli kıymetlisi junior Semih'i biri vücudundan penseyle koparıp almaya çalışıyordu. Bu tarifi imkansız bir acıydı. Yastığı bacak arasına koyuyor olmuyor yan dönüyor olmuyor diğer yana dönüyor yetmiyor düz yatıyor ama yine ve yine olmuyordu. Telsize uzanıp sarpa tüm hiddetiyle bağırmak istedi. Tüm acısını ona vurarak veya belki hayalarını tekmeleyerek çıkartmak istiyordu ama şu an onu yapacak kadar bile gücü kendinde bulamıyordu. 

Kapı yavaşça açıldı. İçeriye giren sarp uyuyor sandığı Semih'i uyandırmadan ağır ve sessiz adımlarla odada ilerlerken Semih "boşuna kasma. Uyumuyorum." Dediğinde gelen ani ses sarpı ürkütsede gidip yatağın ayak ucuna oturdu. "Çok mu acıyor?" Dediğinde Semih yine elleri erkekliğinde "çok mu? La oğlum ölüyom la bak sana yemin ederim yok böyle bir acı." Dediğinde sarp elini boynuna götürdü. "Bir ağrı kesici daha vereyim mi?" Diye sorduğunda Semih "morfin ver amına goyayım. Ağrı kesici bir bokuma yaramıyor." Dedi. Sarp "aslında ağrı için bir yol daha var ama..." derken sesinin volümü gittikçe düşmüştü. "Ney o ? Allah'ını seviyorsan de la." Dediğinde sarp yutkunup "boşalmak." Dedi. Semih "bak bakayım ordan bakınca şu an otuz bir çekecek bir halim var mı?" Dediğinde sarp öksürerek bogazini temizledi. "Bosalmanin tek yolu otuz bir midir Semih? Bunu en iyi sen bilirsin." Dediğinde Semih anlamayan gözlerle baktı. Ne demeye çalışıyordu yahu bu adam? "Pavyona mi gideyim? Jigolo mu bulayım? Kerhane kerhane gezeyim mi?" Dedi büyük bir ciddiyetle. Sarp "yani yardımcı olacak insanlarlar şu an burada yok sana. Mesela savaş gibi." Derken sinirle çenesini sıkıyordu. "Elinde ben varım. İşine yararsa?" Dedi. Semih "tamam da sen nasıl boşaltacaksın ki beni? Hem savaş ne alaka ki şimdi?" "Semih beyin travması mı yaşıyorsun? Sikin yerine beynine mi vurdum ben senin? Ya işte boşaltayım seni diyorum." Dediğinde Semih "nasıl lan nasıl?" Dedi. Acıdan düşünemiyordu adeta. Sarp bir elini havaya kaldırarak "ağız işi?" Dedi ve bir parmağını indirdi. "El yardımı?" Dedi ve diğer parmağını indirdi. "Seçeneklerimiz bunlar Semih Han hazretleri. Size hangisi uygun?" Dediğinde Semih öylece kalakalmıştı. Bunu isteyerek yapacağını düşünmemişti sarpın. Muhtemelen ben yaptım benim yüzümden psikolojisindeydi. "Sarp bunu yapmak zorunda değilsin ki. Yani illaki bir süre sonra geçecek. Zorunda hissetme kendini." "Semih sence zorla bir şey yapacak adam tipi var mı bende? Bak bakayım bir?" Dediğinde Semih başını sağ sola oynatarak baktı. "Yok valla." Dedi. "Ama böyle de kendimi kötü hissedeceğim." Dedi ellerine bakarken. "Hissetmeni gerektirecek bir şey yok. Tıp olarak düşün bunu. Tıpta olur böyle şeyler." Dedi semihe bakamıyorken. "O zaman sen bilirsin. İstersen yap. İstediğin şekilde yap." Dedi.

Bu ikisi içinde gerici bir durumdu. Semih karşısında dizleri üzerine çökmüş tam gözlerinin içine bakan çakır gözleri düşünerek kaç kez kendini rahatlatmıştı. Sarp ona heyecanla bakan gözler ve nefes almak için aralık kalan dudaklardan çıkacak tek bir cümle için kaç aydır bekliyordu. Ama o an ikiside bunu düşünmedi. İkisinin de tek amacı tamamen tıbbiydi. Bunu bir seks olarak görmeyeceklerini ikisi de biliyordu. Hem böyle seks olur muydu?

Sarp Semih'in iç çamaşırının üzerine elini koydu. Yavaş yavaş elini uzunluk üzerinde aşağı yukarı haraket ettiriyor Semih'in nefes alış verişinin hızlanmasını sağlıyordu. Sarp biraz daha arttırdı elinin şiddetini. O incecik çamaşırın üzerinden bile tüm heybetliyle ben buradayım diye bağıran junior Semih'in kıpırtısını hissedebiliyordu. Semih bir an olsun sarpın gözlerinden gözlerini ayırmıyor bir bakışını bile kaçırmak istemiyordu. Sarp Semih'in erkekliğini çamaşırdan kurtarıp özgür bıraktı. Junior Semih kaç zamandır seksin s sini duymamış hissetmemiş olduğundan çoktan boyunu gösterir gibi aralarında uzanmıştı. Sarp yutkundu. Semih'in gerçekten övündüğü kadar vardı bu uzunluk. Kalın dese epey kalın uzun dese epey uzundu. Şaheser diye düşündü sarp.