Yıldızlı göz yaşları

4 1 0
                                    

Artık günler akıp gidiyordu. İşleri Araf ne kadar üstüne almaya çalışsa da başaramadı. Bende oturduğum yerden işlerde Araf'a yardım ediyordum. Cinsiyetini öğrenmemize tam bir ay kalmıştı. Ben şuan 2,5 aylık hamile bir kadınım. Ve tam bir ay sonrasında cinsiyeti olacağını için çok heyecanlıyım. Ben böyle biri değildim. Evet nazik ve tatlıydım. Ama benim kaba yönlerimde vardı. Bir insana tanımıyorsam iyi davranmazdım. Bu garip olabilir ama benim hiç arkadaşım yoktu. Gerçekten hiç olmamıştı. Hepsi beni ailem olmadığı için istememişti. Sonrasında ise ben onları istememiştim. Ben hiç bir arkadaşa ihtiyaç duymadan yaşarım. Ama şimdi tek arkadaşım ve herşeyim olan birine sahibim. Araf. Onu herşeyden çok seviyorum birde bebeğimizi. Hava çok sıcak ama rüzgar vardı. Rüzgar ılık ılık esiyordu. Bende dışarıda geziyordum. Üstümde krem rengi bir bluz altımda ise siyah kot bir pantolon. Saçlarımı açık bırakmıştım.
Saçımda araf'ın Aldığı Krem rengi kurdale takılıydı.

Arkamda birini hissettim. Ama o kışı Araf'tı kendinden önce o vanilya ve o adını bilmediğim koku geliyordu. Arkamdan bana seslendi. "Sevgilim hırkanı unutmuşsun." Evet hırka almamıştım hava çok güzeldi. Arkamı döndüm." Unutmadık Sevgilim. Sadece hava güzel diye almadım." Araf sen iflah olmazsın der gibi baktı. Ve bana doğru gelmeye başladı. Hırkayı kafamdan yukarı kaldırdı. Ve omuzlarıma bıraktı. " Sen üşümüyor olabilirsin güzelim ama bebeğimiz üşüyebilir." Kafamın sakladım ve elimi Araf'ın eline kenetledim ve yürümeye başladık.

" Sevgilim sence bebeğimiz kız mı olucak yoksa erkek mi?" Araf bana döndü döner dönmez gözleriniz kesişti. " Bilmem ki yavrum. Ama bence ikiz olsun. Biri kız biri erkek ikizimiz olsun." Araf'a boş boş baktim yüzünü izledim. İkiz mi demişti? Ben ikize bakamazdım. Ama o istiyorsa olabilirdi. " Sevgilim. Ben ikize nasıl bakayım?" Araf'ın dudağının kenarı kıvrıldı." Yani ikinciyi yapıp yatağı tekrar kırmak istiyorsan... O ayrı sevgilim." Araf'ın koluna bir tane vurdum. " Ya Araf ne gerek var. Biz o işi her zaman yaparız ama şöyle deme yani etrafta insanlar." Araf ne olmuş der gibi baktı ve konuşması da bu bakışı kanıtladı." Aaa bize ne o insanlardan güzelim. Yani duyarlarsa duysunlar."

Tam gülmeye başladım ki bacaklarımda ve ayaklarım da bir ıslaklık hissettim. Ayaklarına baktım. Kırmızı bir sıvı vardı. Bu kandı. " Se...sevgilim. ba... bacaklarım...Ka...kan o...o... olmuş." Araf hemen bacaklarıma baktı ve hemen beni kucağına aldı. Gözlerim ağır gelmeyen başladı. Gözlerim karardı. başım döndü. Karnım da bir ağrı yada sancı ne sancısı be kırapmlar ve ağrılar,sancılar vardı. Gözlerim yavaştan kapanırken Araf için açmaya çalıştım. Ama kapanıyordu. Uyumamalıydım. Araf koşar adımlarla saraya doğru ilerliyordu.
Saraya girdik ve bağırarak şöyle dedi. "Hemen şifacıyı şifa odasına çağırın! Yaylanmayın haydi acil hemde çok acil!" Herkes acele ile koşuşturmaya başladı.
Gözlerim bana çok ağır geliyordu. Ve şu an hissettiğim tek şey kendimdim bebeğimi hissetmiyordum. Hemde hiç...

***

Bazen hayatlar kısa sürer ve o kısa zaman da o hayatın sahibi yaşamayı beceremezdi. Benim bebeğim tahminimce artık içimde değildi. Ama ben bu hayata alışmıştım. Sevdiklerimi kaybetmeye alışmıştım.
Gözlerimi yavaşça araladım. Etrafıma bakındım. Tam bu esnada kapı açıldığında ve içeri Araf girdi. Göz altları mordu. Gözleri kızarıktı. Sanki...sanki ağlamış gibi. Ben uyurken ne olmuştu. Ama burası benim odam değildi. Ben şifa odasında yatıyordum. Araf beni yeni fark etmiş olacak ki konuşmaya başladı." Sevgilim uyanmışsın." Sessiz kaldım bir şeyler ters gidiyordu seziyorum ama bu neydi? Yoksa bebeğime bir şey mi olmuştu?" A-Araf bebeğim nasıl? O-na bir şey oldu mu?" Araf sessiz kaldı. Sessizlik uzun sürecek cinstendi. Ağladım. Sadece sessizce ağladım. Elimden bir şey gelmezdi. Ne yapabilirsin ki?

Artık karnım da minik bir bebek yoktu...

Araf yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu. Beni kolunun altına aldı. Sanki ağlama der gibi sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. Kokumu içine çekti. Sanki bana hasret kalmış gibi..." Sen ameliyattayken hem bebeğin hem senin ölümün an meselesiydi. Ama şifacılar seni kurtardı. Bebek zaten-" Araf'ın sözünü elimle ağzını kapatarak kestim. Evet biri ölmüştü ve bu ölen ben değildim. Benim daha çocuğum olurdu. Ama o..." Araf beraber uyuyalım mı? Ben seni özledim." Araf kafasını salladı. Ben yatakta yavaşca kenara çekildim ve Araf'ta yanıma yattı. Beni sardı sarmalıdı. Bende ki yaraları görüyordu sanki ve o yaralarımı iyileştirmek için çabalıyordu. Bende ona sıkıca sarıldım. Ve uykuya daldım.

______
Canlarım hepinize selam.
Biraz da üzüntüye yer verdim.
Sizce nasıl olmuş,???

Oylamayı unutmayın
Takip etmeyi unutmayın
Yorumlarınızı bekliyorum.

Bayssss

Kanlı Hilal Laneti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin