Krallığın ilk kan damlası

9 2 0
                                    

Ben... Ben artık Avukat değildim. Ve dünyanın hakimiyetini üstlenmiştim. Bu görevde tek başıma değildim ama şimdiden zordu. Akşam bütün krallık adına bir balo hazırlamayı akıl etmiştik Arafla. Akşama kadar halkı ziyarete çıktım. Araf'tan ne kadar nefret etsemde bu krallığı beraber yönetiyorduk.

Baloya sadece 1 saat vardı bilin bakalım kim hazırlanmadı. Tabiki de ben.

üstüme beyaz diz kapağımın hemen altında yırtmaçlı göğüs dekoltesi olan sırtı U şeklinde açıktır elbise giyindim. Altıma ise beyaz ipli bir topuklu giyindim.  saçlarımı açık bıraktım. boynuma Araf'ın bu gün benim için aldığı beyaz inci kolyeyi taktım. sağlam ama doğal bir makyajla hazırdım. Yatağının üstüne oturdum. Yatağımın yanındaki sehpada bir kitap vardı. Kitabı aldım ve okumaya başladım. Araf hazır olunca beni almaya kapıma gelecekti.Yarım saat sonra kapım tıklandı. Eminim gelen Araf'tı. Ben girin komutunu verince içeriye hizmetlilerden biri girdi. Bana bakmadan kafası aşağı eğik bir şekilde konuşmaya başladı." Efendim Kralımız odasında yok. Sarayı arattı ama yoktu." ne nasıl ama anlaşmamız vardı." Kralın olmadığını herkese bildirin ve baloyu iptal edin." dediğimde şaşkınlıkla bana baktı." Ama efendim baloyu nasıl iptal edelim herkes geldi." Araf'ı bulmalıydım." O zaman konuşma yapmak için başka birini arayın be durumu herkese izah edin. Git ve aracımı hazırlar." hizmetli kafasını salladı ve özür dileyerek çıktı. Araf'ın nasıl olduğunu bile bilmiyordum. Üstümdeki elbiseyi çıkardım altıma diz üstü siyah şort etek üstümede siyah bir crop geçirdim.Hemen topuklularımıda spor ayakkabı ile değiştirdim. saçımı at kuyruğu yaptım.Odadan çıkıp direkt aracıma girdim.

Şöför yoktu. bende hemen sürücü koltuğuna geçtim. arabayı çalıştırdım. Dünyadaki arabalardan çok farklı değildi ama daha güzel rengi vardı. Kırmızı gibi ama daha önce hiç görmediğim bir renkti. Sonra tam gidecekken Araf'ı gördüm. Yerde baygın bir şekilde yatıyordu.

Arabadan indim ve koşar adımlarla Araf'ın yanına ilerledim. Diz çöktüm ve nabzını kontrol ettim. Atıyordu. Yüksek sesle Bir kaç hizmetli çağırdım. koşarak geldiler. Hemen şifacıyı çağırttık.ama hala dışarıdaydık. Araf'ın karnından kan geliyordu. Gömleği yukarı doğru kaldırdım. bu...bu kan... Araf'ı bıçaklamışlardı. Bunu kim yaptıysa bedelini ödeyecekti.

1 saat sonra

Şifacı gelmiş Araf'a bakmıştı. Bıçak izi çok büyük ve genişti. şifacı yarayı dikti ve her gün pansuman yapılmasını söyledi. Araf karşımda dudağı ve kaşı patlamış, Burnu kanamış üstüne üstlük yaralı bir şekilde duruyordu. 2 asker çağırtmıştım. Kapı çaldı ve gir komutunu alımca girdiler." buyrunuz bizi emretmişsiniz Kraliçem." Bana kraliçem diye seslenmesi garip gelmişti.şimdi dünyada olsak kime sesleniyor diye etrafıma bakardım. " Evet asker sizden bir şey isteyeceğim. Sarayların güvenliği 2 katına çıkcak. Yollarda gezinen askerler olacak ve halkı koruyacak hatta gözetleme kulesinde asker olacak".verdiğim emre kafasını salladı ve dışarı çıktılar. O anda biri elimi tuttu irkilerek arkamı döndüm.Araf elimi tutmuş, bir şeyler mırıldanıyordu.kabus gördüğüne emindim. elim tereddütle saçlarına gitti.Bir cesaret saçlarını okşamaya başladım. Kahverengi saçları yumuşacıktı. " ben burdayım. Yanındayım Araf." diye mırıldandım.

Bir süre saçlarını okşadım. Ve yüzünü incelemeye başladım. Kemersiz ve güzel bir burnu vardı. Biçimli ve keskin yüz hatlarına sahipti. O an gülümsedi. Gülümsemesi çok güzeldi.elimi bir an istem dışı yüzüne götürdüm- kendi isteğimle değil kesinlile- Yanaklarını okşadım. O an bir şey fark ettim. Bir çift kahverengi göz beni izliyordu. Gözlerinin içine baktım. Bana arkadaştan daha farklı bakan bir çift göz vardı. Eminim ki benimde gözlerimdede aynı his vardı. O an bir şey fark ettim. Avukatlığını yaptığım. Araf Yalçın'ı tanıdıktan sonra ondan hoşlanmıştım.bu nefret değildi veya sadece bir hoşlantı. Bu Aşktı sadece Aşk. Hayat bunu fark etmiş olmalı ki yollarımızı birleştirmişti.Kafasını yana doğru döndürerek avucumun içini öptü. Seviyordum... hemde deliler gibi seviyordum ama dile getiremezdim.

Araf yatakta oturur pozisyona geldi ve iki elimi de tuttu. Bakışlarım ellerimize döndü ve kafamı kaldırdım. Başımı kaldırır kaldırmaz bir çift kahverengi göz beni karşıladı." Dalya sana bir şey itiraf etmek istedim. Ben sana sen benim avukatlığımı yaptığından beri aşığım. Ne dersin bilmem ama ister tokat at ister yüzüme tükür ama bir tepki ver Dalya." ne diyeceğimi bilemedim. Bende itiraf etmelimiydim. Bence itiraf etmeliydim. O an tebessüm ettim." Araf ne diyeceğim belli. Duygularımız karşılıklı. Ben senin avukatlığını yaptığımdan beri sana aşığım." Bunu diyeceğimi bilmediği için şaşırmıştı.
bir an tereddüt etti. Ne yapacağını anladığımda dudaklarımızı birleştirdim.Hemen karşılık verdi. Ardından ayrıldık. Beni göğsüne çekti.

"Araf bunu sana kim yaptı. Senin için çok endişelendik." nedensizce şaşırmıştı." Endişelendik?" Anlamıştım. kimsenin onun için endişelendiğini düşünmemişti." Ben ve tüm Krallık." Bu sefer derin bir nefes alarak konuşmaya başladı." Bilmiyorum. Yüzlerinde maske vardı göremedim.5 kişilerdi. ikisini hallettim ama üçü birden saldırınca... olmadı yorgun düştüm.En son karnıma bir şey saplandı. Sanırım bir bıçaktı. Bıçağın soğukluğunu içimde hisset-"
devamını getirmesine izin vermeden ağzını elimle kapattım. Çift kişilik yatağa beraber yattık. Araf'ın kokusu uykumu getirmişti yada yorgunluktan. hemen uyumuştum.

____________
sevgili okurum lütfen oylama yapmayı unutma. Beni takip et satır arası yorumlarınızdan isterim.

bir daha ki bölüm de görüşmek dileğiyle.

öpüldün.

Kanlı Hilal Laneti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin