12

29 7 8
                                    

Günlerden çarşambaydı. Bugün Barış'ın çok sevdiği bir gündü aslında çünkü son dört saati boş olduğu için erkenden eve gidebiliyordu ama bugün okuldaydı. Okuldaydı çünkü Birkan hazretleri son saat bazı öğretmenler ile toplu bir toplantı yapacağını duyurmuştu ve bu öğretmenlerin arasında Barış da vardı.

Aslında canı fazla sıkılmamıştı bu duruma hatta heyecanlanmıştı bile. Ders saatleri boş olduğu için herkesten erken gidip müdür için ayrılan sandalyeye en yakın olan yerlerden birine oturabilirdi! Bu yüzden bir saat erkenden toplantının yapılacağı yer olan boş sınıfa gelmiş oturuyordu ya zaten. Öğrencilik hayatı boyunca ne kadar meşgul ve çalışkan birisi olduğunu göz önüne alınca şimdi ki halleri onu biraz üzüyordu aslına bakarsanız ama öğretmenliği zaten rahat bir meslek diye seçmişti. O yüzden tadını çıkarmaya bakmalıydı.

Bahçede beden dersini işleyen Burak ile telefondan amaçsız bir sohbet ilerletirken ders saati biten öğretmenler yavaşça doluşmaya başladılar odaya. Biraz sonra Burak da gelmiş ve Barış'ın saçlarını karıştırarak onun diğer yanına oturmuştu. Öteki yanı zaten müdür için ayrılan öğretmenler koltuğuydu. Diğer öğretmenler öğrenci sırasında oturuyordu ve masalar da bir toplantıya uygun şekilde dizilmişti. Tüm bu gereksiz işi üstlenen kişi tabiiki de Ufuk'un ta kendisiydi.

Toplantının başlamasına bir dakika kadar kala Birkan geldi. Hemen yanı başında Barış'ın oturduğunu görünce zaten bunu beklediği için kısa bir baş selamı verdi ona. Ne yapmaya çalıştığını anladığı için bıyık altından gülümseyerek kendi yerine oturdu.

Bu bir toplantıdan öte ders programını yenileme odaklı bir buluşmaydı. İlk aydan beri dersleri boş geçen sınıfların sayısı bir hayli fazlaydı. Birkan başta nasılsa bu öğrencilerden bir bok olmaz diye umursamamıştı ki haksız da değildi çünkü bu eski okulun mezunlarına bakınca düzgün bir üniversiteye yerleşen öğrenci sayısı bir elin parmağını geçemeyecek kadar azdı. Zaten çoğu kişinin diploma alıp akademik hayatını bitirdiği bu lise için durum vahimdi. Fakat ne yazık ki velilerden gelen şikayetler son zamanlarda artmıştı ve Birkan artık susmak bilmeyen telefonları ile uğraşmak istemiyordu. Milli eğitim Bakanlığı'nın ilgileneceği yoktu bu durumla. Zira Birkan onlarca kez durumu bildirmiş, öğretmen açığı olduğunu söyleyip durmuştu ama yapılan bir şey yoktu. O halde iş başa düşüyordu.

Birkaç kısa selamlaşma ve hoşgeldinlerden sonra hiç zaman kaybetmeden hızlıca konuya girişti. "Biliyorsunuz ki okulda ki öğretmen açığı çok fazla. Müdür yardımcılarından birisi ve memurumuz da eksik." Dedi sesi, bu duruma ne kadar da sinir olduğunu açıkça ifade ediyordu. "Toplamda sekiz  öğretmen eksik. Okulumuza kayıtlılar. Derslere giriyor gözüküyorlar ama hiç gelmediler. Anlayacağınız yattıkları yerden maaş alan bazı torpilli arkadaşlarımız yüzünden sizin ders saatlerinizi arttırmayı düşünüyorum." Dedi ve sınıfta oluşan uğultuyu susturmak için elinde ki kalın kağıt topluluğunu masaya vurup düzelttikten sonra gıcık bir gülümseme ile odada ki yüzlere çevirdi bakışlarını.

Tam da beklediği gibi herkes hoşnutsuz, isyankar bakışlarla bakıyordu kendisine. "İtirazınız olmadığına göre yeni programlarınızı dağıtmakla başlayalım." Dedi yüzsüz bir tavırla elinde ki tükenmez kalemin
düğmesine bastı. Sessiz odada yükselen çıt sesi öğretmenlerin iyice gerginleşmesini sağlarken hepsi idam sırasını bekleyen mahkumlar gibiydi. İstemiyorlardı ama ses de çıkaramıyorlardı çünkü Birkan'ın uyuzluğu ile yüzleşmeye niyetleri yoktu.
Zaten odada ki çoğu öğretmen henüz mesleklerinin ilk yıllarında olan kişilerdi. Cesaret edemiyor oluşlarının bir diğer sebebi de buydu.

"İlk olarak din kültüründen başlayalım." Ceketinin cebinde asılı olan gözlüklerini takıp bakışlarını Barış'a çevirdi. Barış ilk kurbanın kendisi olduğunu anlayınca telaşlandı. Buraya Birkan'a az yanaşırım diye heyecanlı heyecanlı gelmişti bunun için gelmemişti! Şu an ki ders programı çok rahattı. Düzenini seviyordu ama anlaşılan bugünden sonra o düzene veda etmek zorundaydı.
"Okulumuza beş din öğretmeni kayıtlı ama tek gelen sensin Barış. Bu ne demek oluyor biliyor musun?"

B ile BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin