6

38 8 26
                                    

Şimdiki zamanlı anlatımdan görülen geçmiş zamana geçmeye karar verdim🙈
(Tekrar değişebilir)
--

Erkencisin bugün." Gece uyku tutmamıştı Barış'ı. Madem uyuyamıyorum o zaman okula erken gideyim demiş ve normalinden neredeyse bir saat erken gelmişti.

Anlaşılan tek erkenci Barış değildi. Birkan da buradaydı. Buluştukları yer ise erkek öğretmenler tuvaletiydi. Ne hoş bir buluşma yeri ama!
"Evet, değişiklik olsun dedim." Dedi Barış, aynada kendini seyreden adama baka baka.

Birkan çok sık uğramazdı okula, geleceği zamanlar ise kalabalık ile muhattap olmak istemediği için erkenden gelip odasına geçerdi. Bu yüzden Barış ile anca teneffüslerde karşılaşabiliyorlardı. Fakat ne komiktir ki sadece teneffüste karşılaşma imkanları olmasına rağmen birçok öğretmenden daha çok görmüştü Barış'ı. İlk gün ki konuşmaları ve arada sırada gerçekleşen o garip bakışmalar sebebi ile her ikiside birbirinin dikkatini çekip duruyordu sürekli, bu yüzden fazla garip bir durum değildi bu. İstemeden diğerine bakarken buluyorlardı kendilerini. Bu durum öyle bir hal almıştı ki; içinde bulundukları durum, ikisi için de utanç verici anılar oluşturuyordu artık.

"İyi demişsin." Dedi kısık ve umursamaz bir ses tonu ile. Alnına düşüp duran saç tutamını geriye atmakla meşgul olduğu için Barış'a bakmıyordu bile. Barış da onu umursamamaya çalışarak lavabonun önüne geçti. Suyu açıp elini yüzünü yıkamaya başladı ki uykusu iyice açılsın.

Yüzünü sıvazlayıp aşağı akan su damlacıklarını tişörtüne sildi bir çırpıda. Son bir kez Birkan'a bakıp çıkarım diye düşündü o anlık ama yanında ki adamın hala aynı şeyi yapıp durduğunu görünce çenesine hakim olamadı. Dayanamayıp "İyi görünüyor saçın." Dedi sitemkar bir sesle.

"Biliyorum." Ve saçını düzenlemeye devam etti. Birkan itici bir adamdı, son derece itici bir adamdı hemde. İltifat ederseniz biliyorum derdi. Asla teşekkür etmezdi. Hakaret ederseniz ise yaptığınız hakaretin on katına maruz bırakırdı sizi. Öyle pis bir dili vardı ki bütün güzellik algılarını karşılayan birini bile dünyanın en çirkin insanı gibi hissettirebilirdi. İşin komik tarafı ise bütün bunları hakaret sayılmayan sözler ile yapabiliyor olmasıydı. Kibar ama kaba bir dili vardı. Zamanında o kadar çok insanın özgüvenini parçalamıştı ki... Yıllar geçmesine rağmen hala hepsinin hatırında kötü bir adam olarak yaşamaya devam ediyordu.

"Sosyal deney gibisin var ya."
Dediği lafın duyulduğunun farkında olmadan çıkışa yöneldi Barış. Samimi sözlerinin karşısına bu adamın çirkin laflarını yakıştıramıyordu artık. Egoistin teki olmasının yanında oldukça umursamaz ve cimriydi de. İlkokulda kötü huylar olarak tanımlanan bütün kelimelerin karşılığı vardı bu herifte ve bütün bu birleşime bizim "empati kralı" Barış bile katlanamıyordu artık.

Elini kapı koluna attığı sıradan arkadan bir ses duydu; alaycı, küçümseyici bir ses. "Ney gibiyim?" Donakaldı o an. Ne olduğunu anlaması elbette ki uzun sürmedi. Duymuştu. Halbuki Barış fısıldadığını sanmıştı, gerçi komiktir ki gerçekten de fısıldamıştı ancak sessiz tuvalette sesi kolayca duyulmuştu. Nereden kıvırtacağını bilememenin verdiği heyecan ile "Sana demedim." Diye bir şeyler geveledi ağzının içinde. Arkasını dönmeye bile cesaret edememişti ki düzgün konuşsun!

Zihni, omuzunda hissettiği el ile ikinci bir şok dalgası ile savrulurken can havliyle kapıyı açmaya çabaladı. Ne yazık ki yıllanmış kapı kolunun bünyesi bu sert hareketi kaldıracak güçte değildi. Kapı kolu elinde kaldı Barış'ın. Birkan hiç oralı olmadı bile. "Neymişim ben tekrar desene."

"Kapı gitti."

"Barış beni duymamazlığa verme." Dedi biraz sesini yükselterek. Normalde de bu tarz laflara katlanabildiği yoktu ama statüsü kendinden daha düşük olan birinden duymak daha da çıldırtıyordu onu. Müdür odasının önüne ismini yazdırmak için bu kadar çabaladıysa insanlardan da buna karşı muamele istiyordu. Ama Barış ona istediği muamaleyi göstermemeye ant içmiş gibiydi.
Anlık bir sinirle Barış'ın elinde ki kapı kolunu alıp rastgele bir köşeye fırlattı. Demir kol yere çarpınca boş tuvalette kulak tırmalayan bir yankı oluşturdu. Barış yüzünü buruşturdu, şaşkınlığını gizleyemiyordu. Boşta kalan ellerini aşağı indirip gergince yutkundu. Arkasını dönüp yüzyüze gelmelerini sağladı.

B ile BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin