18.BÖLÜM

318 21 6
                                    

Acı sadece fiziksel olmazdı, bir çift söz de derin bir yara kadar acı verebilirdi.
Korumak isterken sandığımızdan daha fazla yara açabilirdik sevdiğimiz insanlarda, doğru zannettiğimiz kararlarımız yaptığımız en büyük hatalar olabilirdi.

Ortam Bade'nin sözleri ile adeta buz kesmişti, nefes sesleri bile duyulmuyordu bu sessizlikte. Serkan ilk defa bu kadar kırgın, bu kadar çaresiz bakıyordu sevdiği kadına.

"Serkan?" Bade söylediği cümleyi yeni anlarken pişmanlığını gözlerinden okuyabiliyordum, yanlış yapıyordu hem de çok yanlış.

"Öyle söylemek istemedim."

Serkan, Bade'nin susması için elini havaya kaldırarak bir adım daha geriledi.

"Ne olursa olsun yanında olurdum ama sen kaçmayı tercih ettin. Eğer beni sevmediğine inansaydım yemin ederim bir saniye bile çabalamazdım. Madem böyle olsun istiyorsun Bade, istediğin gibi olsun."

"Serkan..." Bade'nin fısıltı gibi çıkan sesi canımı yakmaya yetmişti, onu hem haksız buluyor hem de sonuna kadar hak veriyordum. Zor bir durumun içerisindeydi, canı yanıyordu.

Bade, Serkan'ın elini tutmak için elini ileriye doğru uzattığında Serkan kendini çekerek buna izin vermedi, çenesini kıracak denli sıkıyordu.
Gözlerinden her an onun izni olmadan yaşlar dökülecek gibi duruyordu.

"Yolun açık olsun."

Serkan arkasına bakmadan evden çıkmak için ilerlerken Bade hıçkırarak kendini koltuğa bıraktı ve omuzları sarsılarak ağlamaya başladı, Ali Demir ve Gökmen Serkan'ın arkasından giderken hızla Bade'nin yanına ulaşarak onu kollarımın arasına aldım.

"Ştt tamam, tamam."

Kızlarla göz göze geldiğimizde umutsuzca başımı iki yana salladım, buradan dönüşleri nasıl olacaktı bilmiyordum.

"Ayrıldık işte, istediğim oldu niye bu kadar mutsuzum?"

Bade'nin boğuklaşan sesiyle ellerini sıkıca tuttum, Mine ve Elifte yanımıza gekerek ona destek oluyordu.
Bir kişi girmişti hayatımıza ve birçok kişinin hayatını altüst edip gitmişti.

Halil, Erdem ve Fırat ne yapacağını bilemeden öylece köşede duruyordu, kimse ne yapacağını bilmiyordu. Elimiz kolumuz bağlı birbirini deliler gibi seven iki insanın ayrılışını izliyorduk.

Kimse neden olduğunu bilmiyordu ama ben biliyordum, kardeşim çaresizce ağlarken bir şey yapmadığım için kendimden nefret ettim o an.
Serkan onun yanında olursa her şey daha kolay olabilirdi, bu kadar acı çekmezdi.

Söz vermiştim, ikimiz arasında bir sır olarak kalacağına ve söylemeyeceğime söz vermiştim ve ilk defa Bade'ye verdiğim bir sözü tutmayacaktım.
Belki çok yanlış yapıyordum ama biliyordum ki olması gereken buydu.

Belki de ikisi arasındaki meseleye karışmamam gerekiyordu ama ileride bu kararından dolayı Bade'nin pişman olacağını biliyordum bu yüzden yapacağım şey yanlışta olsa onlar için doğru olanı yapmak istedim.

Oturduğum yerden hızlıca kalktığımda Bade dahil herkesin gözü bana dönmüştü, evden çıkmak için hareket ettiğimde Bade de hızla oturduğu yerden kalkmıştı.

"Güneş hayır."

Hızlıca merdivenlerden inerken herkes ne olduğunu anlamadan arkamdan iniyordu, Bade de korkuyla peşimden bana seslenerek geliyordu.

"Güneş lütfen. Güneş dur dedim sana!"

Binanın kapısını açarak dışarı çıktığımda Serkan'ın bağıran sesi kulaklarımıza dolmuştu.
"Deli gibi seviyorum abi, anlamıyorum sebebini. Evleneceğim kadın bile isteye ayırıyor bizi!"

Gecenin HareleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin