4. Bölüm

873 39 1
                                    

Askıda ki önlüğümü alıp boydan aynanın karşısında giyerek yakalarını düzelttim.
Dün eve geldikten sonra Badeyle biraz gece hakkında konuşup yorulduğumuz için hemen uyumuştuk, sabahta o nöbete gideceği için uyumaya devam ederken onu uyandırmaya kıyamayıp evden çıkıp hastaneye gelmiştim.

Kapım çalınırken aynadaki bakışlarımı çekip kapıyı açtım ve bir adet enerjik bir Erenle karşılaştım.

"Oo doktor hanım sabah sabah güneş gibi parlıyorsunuz."

Eren'in yaptığı espriye burnumu kırıştırarak cevap verdim.

"Iyy daha kötüsünü duymamıştım."

"Ben bu sabah duydum, kahve makinası bozulmuş ya kahvesiz kaldık iyi mi?"

"Merak etme ben sana alırım yeter ki enerjini frenle sen."

Eren dediğime gülerken beraber nöbetteki arkadaşımızın yanına gidip viziti devraldık.
Kalan bir kaç hastaya baktıktan sonra tekrardan odama inerek yerime oturdum ki kapının çalınması bir oldu.

İyi de daha hasta kabulü başlamamıştı ki...

"Girin."

Kapı açıldığında da Gökmen beyi görmek bekleyeceğim son şeylerden biriydi.

"Rahatsız ettim müsait miydiniz?"

Yerimden kalkarak yüzbaşına içeriyi işaret ettim.

"Buyrun lütfen."

Gökmen bey seri bir hareketle odaya girerek kapıyı kapattı ve bana döndü.

"Ameliyatımı yapan doktor siz olduğunuz için kontrol amaçlı size geldim. Yarbayın emri, görevlere gidebilmek için."

"Oturabilirsiniz."

Sedyeye doğru geçtiğin de bende elime eldivenlerimi giyerek yanına yaklaştım, açmış olduğu tişörtünden sonra yeni değişilmiş bandajı kaldırıp yaraya baktım.

"Bu yaralar aslında bizim için tehlikeli değil, göreve gitmemek bizim için daha acı verici."

Yüzbaşının sesiyle dikişlerinden bakışlarımı çekip kaşlarımı çatarak ona baktım ama hafifçe tebessüm etmekten kendimi alıkoyamamıştım, onun hareleri gülüşümde takılı kalıp kaşlarını çatarken kendimi toparlamaya çalışarak konuştum.

"Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsunuz yüzbaşım?"

"Hayır, ben bilginiz olsun istedim sadece."

Bakışımı yüzünden çekip bandajı kapattım ve elimdeki eldivenleri çöpe attım, yüzbaşı sabırla vereceğim cevabı beklerken ona döndüm.

"Doktorunuz olarak ne desem dinlemiyorsunuz ki zaten."

"Onay yok yani?"

Hâlâ çatık kaşlarla vereceğim cevabı beklerken devam ettim.

"O yüzden bende dinleyeceğiniz bir şey söyleyeceğim diyecektim."

Yüzbaşının ifadesini şaşkınlık ele alırken masamdaki raporu imzalayarak ona uzattım.
"İyi durumdasınız. Yakın tarihli bir göreve çıkabilirsiniz."

Yüzündeki gergin ifade yavaşça silinirken oturduğu sedyeden kalkarak masama yaklaştı ve kağıdı aldı.

"Sağ ol"

"Yaranızın durumu iyi old-"

Sözümü kesen şey yüzbaşının dikkatle masamda incelediği fotoğraf olmuştu, gözlerim onunla beraber masamda duran kamuflajlı babam ve ona sarılarak gülümseyen annemin fotoğrafına kaydığın da yüzümde acının tatlı tebessümü belirdi.

Gecenin HareleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin