O ödül gecesinde sadece ilk bireysel ödülümü değil, başka bir ödül daha kazanmıştım. Sarışın, konuşmayı bilmeyen, hayvanat bir ödüldü.
"O güne tekrar dönseydim gözlerimi kaçırmak yerine sana daha çok bakmak isterdim İlkin."
Kocaman gülümsedim.
"O...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Dudaklarda hayat bulan insanlar varmış şimdi anladım."
(Şarkıyla okursanız sevinirim) 🪄
Barış'ın amacı neydi? Benim Batıkan'la aramda bir şey yoktu. Sadece bir dönem sevgili olmuştuk, sonrasında bunun bir yanlış olduğu kararına varıp arkadaş kalmıştık. Batıkan'ın bana söyledikleri bile o kadar saçmayken şimdi bunun üzerine bir de Barış'ın söyledikleri eklenmişti.
Barış'ı kırmak gibi bir düşüncem ve isteğim yoktu. Ama böyle bir şey olsa bile bunu barışa söylemekle yükümlü değildim,Barışla sevgili değildik çünkü.
Antremana doğru arabamla ilerlerken barışı arıyordum ama telefonu asla açmıyordu. Küçük bir çocuk gibi kızıp gitmişti. Onun öncesinde de Batıkan'la atışmayı da unutmamıştı tabi. Bunun sebebinin de çekimle ilgili olduğunu söylemişlerdi.
Tek çarem Kerem'e mesaj atmaktı.
Siz: Kerem barışa ulaşamıyorum. Yanında mı?
Kerem: Evet yanımda bir şey mi oldu?
Siz: Telefonlarımı açmıyor bir şey söylecektim sadece.
Kerem: Söyledim ama konuşmak istemediğini söyledi yenge
Kerem: O Batıkan'ı et gibi yemezse iyi.
Siz: Telefonu başka biri arıyor diye ona versen olmaz mı🥹
Kerem: Dün bana yaptıklarınızdan sonra mı? Biraz düşünmem gerek yenge
Kerem: Neyse tamam ben bir şekil konuştururum sizi. Sonrasında senden de isteyeceğim bir iyilik olacak ama.
Siz: Karşılıksız bir şey yapmıyorsun değil mi?
Siz: Neyse tamam yaparız bir şeyler.
Sonunda salona ulaştığımda, üstümü değiştirmek için odaya girdim. Ama aklım burada değildi ayakkabılarımı ters giyip neden olmuyor diye tepinmiştim bile.
Antremanda bir kaç top kafama isabet edince beyin sarsıntısı geçireceğim zannetmiştim resmen, odaya gidip telefonu yine elime aldım.