O ödül gecesinde sadece ilk bireysel ödülümü değil, başka bir ödül daha kazanmıştım. Sarışın, konuşmayı bilmeyen, hayvanat bir ödüldü.
"O güne tekrar dönseydim gözlerimi kaçırmak yerine sana daha çok bakmak isterdim İlkin."
Kocaman gülümsedim.
"O...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayatın anahtarı yanımızdaki kişidir."
Eskiden olsa bir an bile umursamayacağım olayları artık umursar hale gelmiştim. Babamın ve kardeşimin erkek arkadaşıma böyle davranıyor oluşu beni bir yerde rahatsız etmişti. Evet kötü bir dönem yaşamıştım ve bu yaşadığım dönem ister istemez onları da etkilemişti ama ben büyümüştüm kendi duygularımla hareket edebiliyordum.
"Baba." dedim tam karşısındaki koltuğa otururken. "Biz yeniden denemeye karar verdik, biliyorum bana yaşadıklarımı hatırlatacaksın ama ben her şeyi göze aldım. Biz konuştuk ve anlaştık baba."
"İlkin." dedi sessizce mırıldanarak. "Ben senin üzülmeni kırılmanı istemiyorum, yoksa parıl parıl bir çocuk o. Sadece o gün yaşadıklarımızı unutma diyebilirim sana."
"Unutmuyorum baba." nefes almaya çalışıyordum ama bir yerde tıkanıyordum. "Unutmam."
"Ne anlattı sana?" tam karşımda kaşları hafiften çatılmış bir şekilde oturuyordu.
"Bilmem gereken her şeyi, bazı şeylerin yanlış anlaşılmalardan olduğunu ve asıl amacının beni bazı olaylardan korumak olduğunu. Benim anlattığım gibi aldatma olayı yaşanmamış anlayacağınız."
"İnandın mı peki?" soruları bir an olsun düşünmeden cevaplıyordum. "İnandım. Baba ben bundan öncede ilişki yaşadım erkek arkadaşım oldu ama hiçbirisinin gözünün içine baktığımda bana doğruyu mu yalanı mı söylediğini anlayamıyordum. Alper öyle biri değil, gözünün içine baktığımda bana anlattığı her şeyin doğru olduğunu anlıyorum ben. Yalan olduğunu düşünsem bir saniye bile dayanamazdım, ama biliyorum görüyorum."
"Sen seviyorsun bu çocuğu,, hemde baya." dedi Annem, bana dönerek. "Bizi hiçbir zaman karşına alıp böyle konuşmadın, arkasında dimdik durmadın."
Doğruydu, herkesi tek hatasında silen ben, ona körü körüne güveniyor tek bir bakışıyla yelkenleri suya indiriyordum.
"Sevmek de-" annem tek bir el hareketiyle beni susturdu. "Anneler görür ve anlar. Bundan öncede bana gelip aşık olduğunu söylerdin ama hiçbirinde şimdiki gibi davranmazdın. Büyüdün ve duygularına sahip çıkmayı, doğru insanı bulmayı öğrendin İlkin." derin bir nefes aldı. "Sen o kötü günlerdeyken gelipte tek bir laf etmedim o çocuk hakkında, çünkü olayın senin bize anlattığın gibi olmadığını düşünüyordum. Bana ilk bu çocuğu anlattığında ve sonraki günlerde eve nasıl mutlu geldiğinin, onunla vakit geçirmenin seni ne kadar mutlu ettiğini görüyordum ben. Ben bir anneyim, çocuğunun tek hareketinden tek bir bakışından neyin ne olduğunu anlarım."
"Tanser sende şu çocuğa dik dik davranmayı bırak." dedi ve tek cümlesiyle babamın çatık kaşlarının inmesine sebep oldu.
"Ben anlamadım diye suçlu mu oldum şimdi?" dedi gülerek ve annemin omzuna kolunu atarak.
