9-ilkin savaşları.

475 47 226
                                    

Öncelikle bu paragrafları yazarken niyeyse çok farklı duygular hissederek yazıyorum. Benim başka hesaplarım ve başka hikayelerimde vardı 600k okunan(kapattım) ama hiçbirinde böyle duygular hissetmemiştim. İlk olarak Barış ve İlkin ikilisini gördüğümde o ödül gecesinde işte bu dedim kendi kendime. Barışın nasıl bir adam ilkinin de nasıl bir kadın olduğunu bildiğimden başta olmaz dedim ama, şimdi kendim yazarken farkediyorum ki aslında olsalar çok güzel olurlarmış..

Ve en önemlisi, burada yazmaktan daha keyif aldığım bir şey varsa o da sizin yorumlarınızdır. Bence sizlerde kitap yazmalısınız kendi yazdıklarımdan çok sizin yorumlarınıza eğleniyorum çünkü.. 🫡

Her neyse, kitabımı okuduğunuz ve yorumladığınız için çok teşekkür ederim. 🤍

Keyifli okumalar🤍🕯️🪬


Keyifli okumalar🤍🕯️🪬

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kaderim.. Kader aslında gördüğümüz ama görmek istemediğimiz şeylerden ibaretti bence. En başından kaderimde Barış vardı ama ben onu görmemek farketmemek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Kader ağlarını bizim için örmüştü bir nevi.

Yanaklarımdaki eli yüzüme ulaştığında "O kadere bin şükür." diyerek derin bir nefes aldı ve hemen dudağımın kenarına minik bir öpücük kondurdu. Ama o minik bir öpücük benim içimdeki onlarca kelebeğin özgürlüğüydü.

"Biz kaderimizi yeniden yazdık dimi?" diye sorduğumda yüzünü yüzümden azıcık olsa da uzaklaştırdı. "Uzaklaştırma, öyle kal." dedim fısıldayarak. "Nefesin nefesime karışsın istiyorum."

"İlkin annemler yan odada." dedi beni şaşırtacak şekilde. "Salak ondan mı bahsediyorum ben?"

"Neyden bahsediyorsun?"

"Git! Defol git hayvanat!" bu sefer ben onu ittirerek kendimden uzaklaştırmıştım. "Annemler yan odada diyor bi de!"

"Güzelim, sen iste yeter ki.. sadece senin için nefes alırım istersen." tek bir cümlesiyle bütün o sözleri bir köşeye fırlatıyor, karşısında kedi gibi durmamı sağlıyordu, öyle manipulatif bir karakterdi.

"Yaa öyle mi?" dedim mıyışarak. "Peki o eski kız arkadaşın kimdi hani şu keremin bahsettiği?" birden aklıma düşmüştü o kızlar, amacım anın büyüsünü bozmak bile değildi. Bunları söylerken tırnaklarım boynunda yol yapıyordu. Boynuna yan bir bakış atan Barış'ın soruyu duyduğuna bile emin değildim.

"Ne?" dedi anlamayarak. "Kız arkadaşın diyorum, kimdi diyorum."

"Ne kız arkadaşı İlkin?" aklı başından gitmiş gibi davranıyordu. "Benim tek kız arkadaşım var o da kendini biliyor." dedi burnunu burnuma sürterek. Şimdi konuşma sırası değildi evet, hem bu anın büyüsünü bozmamak için hemde barışın ağzından laf alamayıcağımı bildiğimden konuyu kısaca kapatmıştım.

KALBE DÜŞEN YILDIRIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin