Alparslan ve Karmen çiftlik evinde geçirdikleri birkaç günün ardından İstanbul’a geri dönmüştü. Aralarındaki gerginlik hafiflese de, Karmen hâlâ Alparslan’ın kıskançlığı ve kontrolcülüğünden boğulmuş hissediyordu. Alparslan, onun için her şeyini feda etmeye hazırdı, ama bu fedakarlık Karmen’in özgürlüğünü kısıtlamaya devam ediyordu. İstanbul’a döner dönmez Alparslan, Karmen’i gözden uzak bir yerde tutmak yerine daha fazla dışarı çıkmaya başlamıştı. Ancak bu, Alparslan’ın kıskançlık krizlerini artırıyordu.
O gün, Alparslan Karmen'e sürpriz yapıp onu akşam yemeğine çıkarmaya karar verdi. Karmen, Alparslan’ın planlarını dinlediğinde şaşırmıştı, ama dışarı çıkmak ve şehirde biraz zaman geçirmek onun için de iyi olabilirdi. İkisi birlikte arabaya binip şehrin en lüks restoranlarından birine doğru yola çıktı.
Restoran oldukça şık ve gösterişliydi. İçeri girdiklerinde herkesin gözleri Karmen’in üzerinde gibiydi. O, farkında olmadan etrafa ışık saçan bir güzelliğe sahipti ve Alparslan’ın yanında her zaman dikkat çeken biriydi. Ancak bu dikkat, Alparslan’ın kıskançlığını tetikliyordu. Özellikle birkaç adamın Karmen’e uzun uzun bakması, Alparslan’ı rahatsız etmeye başlamıştı.
---
Yemek boyunca Alparslan'ın rahatsızlığı giderek artıyordu. Gözleri sürekli Karmen’in üzerinde, çevresindekilere dikkat kesilmişti. Karmen ise bu durumu fark etmiş, ancak bir şey söylememeyi tercih etmişti. Onun için Alparslan’ın yanında olmak her ne kadar güven verici olsa da, bu kadar sahiplenici ve baskıcı olması gittikçe dayanılmaz hale geliyordu.
Karmen, masada konuşmayı sürdürürken yan masadaki birkaç adamın sürekli ona bakışlarını fark etti. Alparslan, bunu görmezden gelmeye çalıştı, ama her geçen saniye öfkesi daha da artıyordu. Bir süre sonra, artık dayanamayarak gözlerini onlara dikti.
"Bir problem mi var?" diye sordu Alparslan, sesindeki tehditkâr tonu saklamaya çalışmadan. Masadaki adamlar, onun bu ani çıkışına şaşırmıştı. Sessizlik aniden restoranın ortasında asılı kaldı.
"Hayır, hiçbir problem yok," dedi adamlardan biri, şaşkınlıkla. "Sadece... gözümüze çarptı."
Bu söz, Alparslan için bardağı taşıran son damla olmuştu. Aniden ayağa kalktı ve adımlarıyla masaya doğru yürümeye başladı. Karmen, onun bu hareketine engel olmaya çalıştı, ama Alparslan zaten öfkenin kontrolünü ele aldığı bir noktadaydı. O anda, restoranın atmosferi bir anda değişti. Herkes dikkatini Alparslan’a ve karşısındaki adamlara vermişti.
Alparslan, adamların önünde dikilerek bakışlarını sert bir şekilde onların üzerine dikti. "Karmen'e bir daha bakmayacaksınız," dedi soğuk bir sesle. "Bu sizin ilk ve son uyarınız."
Adamlar bu sert çıkış karşısında geri adım attı. Karmen ise masasında oturmuş, olan bitene inanamıyordu. Alparslan’ın kıskançlığı ve sahiplenme duygusu her zamankinden daha baskın bir şekilde ortaya çıkmıştı. Karmen’in her hareketine, her bakışına karşı bu kadar hassas olması, Karmen’i giderek daha fazla boğuyordu.
---
Yemekten sonra arabaya bindiklerinde, Alparslan’ın yüzündeki öfke hâlâ geçmemişti. Karmen ona bakarak derin bir nefes aldı. "Alparslan," dedi yumuşak bir sesle, "bunu yapmana gerek yoktu. Onlar sadece bakıyordu."
Alparslan, gözlerini yoldan ayırmadan Karmen’e cevap verdi. "Kimse sana öyle bakamaz, Karmen. Onların bakışları, seni benim elimden almaya çalışıyormuş gibiydi. Seni korumak benim görevim."
"Ben korunmaya ihtiyaç duymuyorum," dedi Karmen, biraz daha sert bir tonda. "Sadece... özgür hissetmek istiyorum."
Bu sözler Alparslan’ı bir an duraklattı. O, her zaman Karmen’in güvenliğini ve mutluluğunu önceliği olarak görüyordu, ama bu sözler Karmen’in ona olan güvenini ve bağlılığını sorguladığını hissettirdi. Alparslan, Karmen’e olan sevgisinin onu bu kadar kontrolcü hale getirdiğinin farkındaydı, ama bunu değiştirmek için bir yol bulamıyordu.
"Özgür hissetmek mi?" dedi Alparslan, gözlerinde bir hüzünle. "Benim yanımda özgür değilsen, başka nerede olacaksın, Karmen? Seni korumak ve sevmek için buradayım."
Karmen, onun bu sözlerine karşı bir şey söyleyemedi. Alparslan’ın onu gerçekten sevdiğini biliyordu, ama bu sevgi Karmen’in üzerindeki baskıyı her geçen gün daha da artırıyordu. İçindeki huzursuzluk büyüyor, Alparslan’ın ona olan sevgisi ile kendi özgürlüğü arasında sıkışıp kalmış hissediyordu.
---
Eve döndüklerinde, Karmen’in içindeki karmaşa daha da büyümüştü. Alparslan’ın kontrolcü tavırları, onun bu ilişkiyi sorgulamasına neden oluyordu. Alparslan onu seviyor muydu, yoksa sadece sahiplenme duygusuyla mı hareket ediyordu? Karmen, bu soruların cevabını bulmakta zorlanıyordu.
Gece boyunca, Karmen düşünceler içinde yatağında döndü durdu. Alparslan ise sessizce yanında yatıyordu. Onun güçlü kolları her ne kadar koruyucu görünse de, Karmen bu koruyuculuğun altında boğulduğunu hissediyordu.
Sabah olduğunda, Karmen bu ilişkinin kendisi için ne kadar sürdürülebilir olduğunu ciddi anlamda sorgulamaya başlamıştı. Alparslan’ı seviyor ve ona bağlıydı, ama bu bağlılık onu yavaş yavaş kendi özgürlüğünden mahrum bırakıyordu. Her geçen gün, Alparslan’ın kıskançlığı ve sahiplenme duygusu, Karmen’in üzerinde daha fazla baskı kuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF
RomanceZaaf, bir kişinin zayıf noktası veya dayanıksız olduğu şeydir, Alparslan içinde zaaf karmen'di.