Alparslan ve Karmen arasındaki gerilim, kıskançlığın ve kontrol arzusunun yoğunlaşmasıyla daha karmaşık hale gelmişti. Alparslan, Karmen'in hayatında daha fazla yer almak istedikçe onu bir yandan da uzaklaştırdığını fark etmiyordu. Karmen ise Alparslan'ın sevgisine karşılık verirken bir yandan da üniversitedeki yeni hayatına ve arkadaşlarına alışmaya çalışıyordu.
---
O gün Karmen, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hazırlandı. Alparslan her zamanki gibi onu üniversiteye bırakmak üzere bekliyordu. Arabaya bindiklerinde Alparslan'ın bakışları her zamanki gibi kontrolcü ve kıskançtı. Gergin bir sessizlik içinde yol alırken, Alparslan aniden konuşmaya başladı.
"Kamran hâlâ sana yakın mı?" diye sordu, sesindeki kıskançlık belli oluyordu.
Karmen hafifçe iç çekti. "Alparslan, Kamran sadece bir arkadaş. Bunu sana defalarca söyledim. Neden sürekli bu konuyu açıyorsun?"
Alparslan, dişlerini sıkarak direksiyona odaklandı. "Çünkü ona güvenmiyorum, Karmen. Onun gözlerinden ne istediğini anlıyorum."
Karmen, bu kıskançlık döngüsünün bir sonu olmadığını hissederek üzgünce başını salladı. "Arkadaşlarımla vakit geçirmek benim de hakkım. Üniversiteye sadece ders çalışmak için değil, sosyalleşmek için de gidiyorum."
Alparslan bu sözlere kızsa da bir şey söylemeden Karmen'i okula bıraktı. Fakat içindeki kıskançlık, onu üniversite kapısında beklemek için ikna etmeye yetmişti. Karmen'in içeri girmesinin ardından aracını park ederek, kapının önünde gözleriyle onu izlemeye başladı.
---
Karmen, sınıfa girdiğinde arkadaşları onu karşıladı. Kamran, her zamanki gibi ona dostane bir selam verdi. Gün boyunca dersler arasında kısa sohbetler ettiler ve kahve içmek için ara verdiler. Ancak Karmen'in aklı, dışarıda onu bekleyen Alparslan'ın üzerinde kalmıştı. Alparslan'ın kıskanç bakışlarını düşündükçe içini bir huzursuzluk kaplıyordu.
Kamran, Karmen'in durgun halini fark etti ve ona sordu. "İyi misin Karmen? Bugün biraz gergin görünüyorsun."
Karmen hafifçe gülümsemeye çalıştı. "Her şey yolunda. Sadece biraz yoruldum sanırım."
Kamran, Karmen'in ne düşündüğünü anlamaya çalışsa da üzerine gitmedi ve konuyu değiştirdi.
---
Dersler bittiğinde, Karmen hızlıca üniversitenin kapısına yöneldi. Alparslan'ın kendisini beklediğini bildiği için adımlarını hızlandırdı. Dışarı çıktığında Alparslan'ı her zamanki gibi arabada buldu. Karmen, onun kıskançlık dolu bakışlarından kaçınarak araca bindi.
Yolda sessizlik hâkimdi. Alparslan'ın içindeki kıskançlık ve öfke, onu Karmen'e daha da sahip çıkma isteğiyle dolduruyordu. Eve vardıklarında, Alparslan derin bir nefes aldı ve Karmen'e dönerek konuşmaya başladı.
"Karmen, seni bu kadar çok sevdiğim için belki de bazen kontrolsüz davranıyorum," dedi, sesinde içten bir ton vardı. "Ama seni kaybetme korkusu beni çıldırtıyor."
Karmen, Alparslan'ın bu sözlerini duyduğunda bir an duraksadı. Onun bu kadar yoğun duygular içinde olduğunu hissetmek, Karmen'in kalbini yumuşattı. Alparslan'ın kıskançlıklarının altında yatan sevgi ve sahiplenme isteği, onun için önemliydi, ancak bu sevginin daha dengeli bir şekilde yaşanması gerektiğini de biliyordu.
Karmen, Alparslan'a yaklaşarak elini tuttu. "Alparslan, birbirimizi daha iyi anlamalıyız. Kıskançlık bazen bizi yıpratıyor. Ama ben seni seviyorum ve bu ilişkiyi sürdürmek istiyorum. Sadece bana biraz daha güvenmen gerekiyor."
Alparslan, Karmen'in bu sözlerinden etkilendi ve onu sıkıca kucakladı. İkisinin arasındaki bu yoğun duygu bağı, zaman zaman onları zorlayacak olsa da, her seferinde bu bağlılıkla bir arada kalmayı başaracaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF
RomanceZaaf, bir kişinin zayıf noktası veya dayanıksız olduğu şeydir, Alparslan içinde zaaf karmen'di.