Bölüm 8 ; Kırılma noktası

71 8 0
                                    

Alparslan, Karmen'i zor günlerin ardından bir süre yalnız bırakmıştı. Karmen’in zihni sürekli bir savaş halindeydi; hem Alparslan’a duyduğu derin aşk, hem de onun boğucu kıskançlığı arasında sıkışıp kalmıştı. Her ne kadar Alparslan'ın yanında kendini güvende hissetse de, bu güvenin bedeli her geçen gün daha ağır geliyordu. Onun her dokunuşunda, her bakışında Alparslan’ın ona olan bağlılığının derinleştiğini hissediyor, ama aynı zamanda bu bağlılığın özgürlüğünü yavaşça elinden aldığını da biliyordu.

Günün erken saatlerinde Karmen, Alparslan’ın talimatıyla evde kalmıştı. Alparslan, birkaç gün sürecek bir iş seyahati için şehir dışına çıkmış, Karmen’i koruması için Timur’u evin yakınında bırakmıştı. Karmen bir yandan yalnız kalmak istiyordu, bir yandan da Alparslan’dan uzak kalmanın getirdiği huzursuzluk içindeydi. İkisi arasındaki bu dengesizlik, her geçen gün daha da çekilmez hale geliyordu.

Evin geniş salonunda dolaşırken, Karmen derin bir nefes aldı. Pencereden dışarı bakarken şehrin sessizliğini izliyordu. O sırada telefon çaldı. Alparslan'dı.

"Karmen," dedi Alparslan’ın derin sesi telefonda yankılanırken, "nasılsın?"

Karmen, sesi duyduğu anda bir an rahatladı, ama hemen ardından içindeki karışık duygular geri geldi. "İyiyim," dedi kısa bir cevapla. "Sen nasılsın?"

"İşim bittiğinde geri döneceğim. Seninle ilgilenecek birkaç işim var. Birlikte biraz zaman geçireceğiz."

Karmen, Alparslan’ın söylediklerinde bir tehdit mi yoksa sevgi mi olduğunu anlamakta zorlanıyordu. Son zamanlarda Alparslan'ın kıskançlık nöbetleri ve onu kontrol etme isteği daha da artmıştı. Karmen, bu durumun ne kadar daha böyle devam edeceğini sorgulamaya başlamıştı.

"Tamam," dedi Karmen, sesini olabildiğince sakin tutmaya çalışarak. "Seni bekliyorum."

Alparslan telefonu kapatırken, Karmen'in içindeki gerginlik yerini karamsarlığa bırakmıştı. Alparslan’ın yokluğunda bile onun kontrolünü hissediyor, bu durumun onu yavaş yavaş nasıl boğduğunu fark ediyordu. Ancak bu boğulma hissine rağmen, Alparslan’dan tamamen kopmak Karmen için imkânsız gibiydi.

---

O akşam, Alparslan işini bitirip beklenenden daha erken eve döndü. Karmen, kapının açıldığını duyduğunda, bir yandan rahatladı, bir yandan da içindeki o eski korkular yeniden canlandı. Alparslan’ın eve girmesiyle birlikte, ortamın havası hemen değişmişti. Karmen bunu her zaman fark ediyordu; Alparslan evde olduğu zaman her şey daha gergin, daha kontrollü bir hal alıyordu.

Alparslan, Karmen’i salonun ortasında beklerken buldu. Gözlerinde tanıdık bir bakış vardı: sahiplenici, ama bir yandan da hırslı. Karmen onun yanına yaklaşırken, Alparslan’ın gözlerindeki karanlık daha da belirginleşti.

"Burada olduğun için mutluyum," dedi Alparslan, Karmen’i kollarının arasına alarak. "Bu eve geldiğimde seni burada bulmak, bana huzur veriyor."

Karmen, onun bu sözlerinde hem sevgi hem de tehdit hissediyordu. Alparslan’ın ona olan bu bağlılığı, zamanla bir saplantıya dönüşmüştü. Karmen, Alparslan’ın onu asla bırakmayacağını biliyordu. Ancak bu kadar yoğun bir sevginin içinde boğulmaktan da korkuyordu.

Alparslan, Karmen’i biraz daha sıkı sararken, gözleri derin bir kararlılıkla doluydu. "Bu gece seninle olacağım," dedi. "Hiçbir şeyin bizi bölmesine izin vermeyeceğim."

Karmen, bu sözlerin altında yatan anlamı biliyordu. Alparslan’ın kıskançlık duyguları, her zaman onun kontrol etme isteğiyle iç içe geçmişti. Onunla vakit geçirirken, Alparslan’ın ona olan bağlılığı hem bir sevgi hem de bir yük gibiydi.

---

Gece ilerledikçe, Alparslan ve Karmen’in arasındaki gerilim iyice yükselmişti. Alparslan’ın dokunuşları her zamankinden daha talepkâr, Karmen’in ise her zamankinden daha çekingen ve kırılgandı. Alparslan, Karmen’e olan aşkını ve arzusunu her seferinde daha da yoğun hissettiriyordu, ancak bu sevgi, Karmen’in özgürlüğünü kısıtlayan bir kafes gibiydi.

Karmen, bir yandan Alparslan’a olan duygularına direnmeye çalışırken, bir yandan da onunla olan bağından kopamıyordu. Alparslan’ın onu bu kadar sahiplenici bir şekilde sevmesi, Karmen’in içindeki boşluğu doldurmakla kalmıyor, aynı zamanda ona ağır bir yük yüklüyordu. Her geçen gün, bu ilişkinin kendisi için ne anlama geldiğini sorgulamaya başlamıştı.

Karmen, Alparslan’ın yanında kalmaya devam ettikçe, bu ilişkide daha da derinleştiğini, ama bir yandan da kendini kaybettiğini fark ediyordu. Alparslan ise Karmen’i elinden kaçırmamak için her şeyi yapmaya hazırdı.

---

Sabahın erken saatlerinde, Alparslan’ın derin uykusunda nefes alıp verdiği sessiz ortamda, Karmen pencerenin kenarında duruyordu. Şehir yavaş yavaş uyanıyordu, ama Karmen’in içinde bir boşluk vardı. Alparslan’ın sevgisi ve kıskançlığı arasında sıkışıp kalmıştı, ve her geçen gün bu duyguların arasında daha da kaybolduğunu hissediyordu.

Karmen, Alparslan’a olan aşkından vazgeçemezdi, ama bu aşkın bedeli çok ağır geliyordu. O an, Alparslan’la birlikte olmanın ne kadar zor olduğunu ve bu ilişkiden kaçmanın ne kadar imkânsız olduğunu bir kez daha anladı.

ZAAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin