Bölüm 16 ; Fincan kahve

26 5 6
                                    

Karmen, sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Yatak odasının perdelerinden süzülen hafif ışık, odadaki ağır havayı dağıtmış gibiydi. Sessizce Alparslan’ın yüzüne baktı. Derin bir uykudaydı, ama yüzündeki çizgiler bile gece söylediği sözlerin ağırlığını taşıyordu.

Karmen, mutfağa gidip bir fincan kahve hazırladı. Sabahın sessizliği, düşüncelerini toplaması için bir fırsattı. Alparslan’ın söyledikleri kafasında dönüp duruyordu. Aşkı, öfkesi ve çaresizliği… Tüm bunlar onun özgürlüğü için bir tehdit gibiydi. Ama bir yandan da Alparslan’ın bu kadar savunmasız bir şekilde hislerini açması, içinde küçük bir vicdan kırıntısı uyandırıyordu.

Karmen kendi kendine mırıldandı:
“Bu böyle devam edemez. Bir çözüm bulmam lazım.”

O sırada Alparslan mutfağın kapısında belirdi. Yüzünde uykudan yeni uyanmış bir ifade vardı, ama gözleri gece söylediklerinin hatırasını taşıyordu. Sessizce Karmen’e baktı. Bir an konuşmadan öylece durdular, sessizlik ikisini de boğuyordu.

“Dün gece söylediklerim…” diye başladı Alparslan, sesi hafifçe titriyordu.
“Evet, dün gece söylediklerin…” Karmen onu sözünü bitirmeden yakaladı. “Ciddi miydin?”

Alparslan, gözlerini kaçırmadan Karmen’e baktı.
“Evet, ciddiydim. Ama bunun seni korkuttuğunu biliyorum. Öyle görünüyorsun. Ama anlamalısın, Karmen, seni kaybetme fikri beni mahvediyor.”

Karmen derin bir nefes aldı. Birkaç saniyeliğine, Alparslan’ın bu tavrının arkasındaki çaresizliği anlayabiliyordu. Ama bu, onun hayatına hükmetmesine izin vereceği anlamına gelmiyordu.

“Alparslan, duygularını anlıyorum,” dedi Karmen sakin bir tonla. “Ama bu, benim üzerimde baskı kurmana izin vereceğim anlamına gelmez. Hepimiz özgürüz, Alparslan. Eğer beni seviyorsan, önce bunu kabul etmelisin.”

Alparslan bir an afalladı. Sözleri, Karmen’in beklediği kadar olgun bir tepkiyle karşılanmadı. Elleri yumruk oldu, ama sinirini zorla bastırdı.
“Senin için her şeyi yaparım,” dedi kısık bir sesle. “Ama bu özgürlük dediğin şey beni korkutuyor. Çünkü özgürsen… beni bırakabilirsin.”

Karmen bir adım yaklaşıp ellerini onun omuzlarına koydu.
“Bunu anlaman lazım, Alparslan. Sevgi, kontrol etmek değil, güvenmek demek. Eğer bunu öğrenmezsen, bizim için bir gelecek olamaz.”

Bu konuşma ikisinin arasında bir dönüm noktası gibiydi. Karmen, Alparslan’ın değişmesi gerektiğini biliyordu. Alparslan ise, içindeki korkuları bastırıp Karmen’i gerçekten özgür bırakmayı öğrenmek zorundaydı.

Ama bu kolay olmayacaktı. Alparslan’ın kafasında, Karmen’i kaybetme korkusu giderek başka bir karanlığa dönüşüyordu.

ZAAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin