🎻7.BÖLÜM - Part 1🎻

402 46 363
                                    

Küçük Nalin ve Ferhat severler buraya 💃

Keyifli okumalar hepinize 😘

🎻🎻🎻

"Kuru bir dalın kuytusunda can çekişen kelebek, tüm ihtişamıyla bana baharı mı müjdeleyecek?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kuru bir dalın kuytusunda can çekişen kelebek, tüm ihtişamıyla bana baharı mı müjdeleyecek?"

     1984

Konağın kapısında tek ayağımı kaldırıp sağa sola zıplarken Hozan’ı bekliyordum. O kadar yavaş hazırlanıyordu ki beklerken sıkılıyordum. Zıplaya zıplaya konağın içine kadar yaklaştım. Sonra avlunun ortasına kadar hiç düşmeden gidebilir miyim diye merak ettim. Beslenme çantamı boynuma astım. Çantamın iki koluna asılıp içeri doğru zıpladım. 

“Nalinim düşeceksin,” dedi Halime teyze mutfağa girerken. 

“Düşmem,” dedim sağa sola yalpalanmalarım arasında. Yolu neredeyse yarılamıştım. Zıplamaya devam ettim.

Memet abi çıktı salondan. Olduğum yerde durdum onu görünce. Bir şey demese de yere indirmediğim ayağıma bakıp gülümsemişti. Mutfağa geçti.

Biraz sonra peşinden Devran abi çıktı. Tam kimse görmeyecek diye zıpladığım zamanda gördü beni. Gülmedi. Kaşları her zamanki çatıktı. “Beş dakikaya kapıda ol,” dedi mutfaktan çıkıp üst kata giden Memet abinin ardından. 

Tek ayağımın üzerinde durmak zordu. Ve zaten Devran abi zıpladığımı görmüştü. Hedeflediğim yere de o kadar az kalmıştı ki hızlı hızlı zıplamaya devam etsem dikkatini çekmem sandım. Birden çok hızlı zıplamaya çalıştım. Dengem şaştı. Düşmemek için kollarımı iki yana açıp salladım havada. Ama düşmedim işte. 

Düz durur durmaz Devran abiye baktım. Kaşları daha da çatılmış bana bakıyordu. O böyle bakınca çok saçma bir şey yapıyormuşum gibi duruyordu. Ama bu bir yarışmaydı ve Hozan gelmeden hedeflediğim yere ulaşırsam kazanacaktım. E tabii kazanırsam çok da güzel bir şey başarmış olacaktım. 

Devran abiye bakarak bir küçük zıpladım. Ama çok utandım. Çantamın kollarını tutunup sıktım. Çok minik bir tane daha zıpladığımda gülecek gibi oynadı dudakları. “İnna sabirin,” diyerek başını çevirdi benden. O bakmazken avlunun ortasına kalan son adımı kocaman zıplamak istedim. 

İşte o son adımlık yer mahvetti beni. Düşmem sandım, düştüm. Hem de öyle bir düştüm ki beslenme çantam altımda ezildi, çantamı tutan ellerimin üstü yere sürttü, bir de yanağım çok acıdı. 

Düşerken bastığım çığlıkta bana gelmiş olacak, Devran abi, çantamdan tutup kaldırdı beni yerden. Hem düşmüş olmanın utancı hem de çarpmanın acısı başlattı ağlamamı hepten. 

Devran abi çantamdan havaya kaldırdıktan sonra çenemden tutup yüzüme bakmıştı. “Bir şey yok. Bir şey yok,” dedi peş peşe. Ona canımın ne kadar acıdığını söyleyemeden beni hızlıca en yakındaki banyoya sokmuştu. Musluğu açıp avucuna su doldurduğu gibi ağzıma çarptı. 

Bülbül ve DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin