Medya: Hozan
(Kafamdaki Hozan'a en benzer tipleme sanırım)🎻🎻🎻
Bölümdeki şarkı:
*Aynalı Kemer - Barış Manço🎻🎻🎻
'Yavaş bir ahenkle kalkıyor ellerim. Bıraksam dokunacak sana inançla. Son sürat harpte o sıra kalbim. Kaçırıyor ellerimi yalanlardan inatla.'
1999
Hozan'ın kemerini çıkardığını görünce şaşkınlıktan bir adım geriye gidecek olmuş, çantama çarpmıştım. Çantam yüzünden sarsılan dengemi sağlamak için duvara tutunmak zorunda kaldım. "Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Kemerle uyumak rahatsız edici olur," dedi normal bir şeyden bahsediyor gibi. Çıkardığı kemeri elinin etrafına sarıp top haline getirirken gözlerini benden ayırmamıştı. "Ha anlatacaklarım var, uyumayalım dersen..." Ellerini iki yana açtı. "Gece insanıyım. Sabaha kadar ayık kalırım."
"Konuşacağımız hiçbir şey yok," dedim yüzümü kaldırıp. Bir gece vakti, Hozan'la bir başıma, bir odaya kitli halde, konuşabileceğim hiçbir şey olamazdı. "Ne anlattıysam o. Ne kadar anlattıysam o kadar."
"Peki," dedi yatağa doğru ilerlerken. Elini gömleğinin düğmelerine atmıştı bu sefer.
Teker teker açmaya başladığını görünce şaşkınlıktan ne soracağımı bilememiştim. "Sen... ne..." Düğmelerinin sonuna dek gelmiş, gömleğini kollarından indirmişti. Elimi kaldırıp gözlerimin üzerine siper ettim hemen. "N'aptığını sanıyorsun sen?!"
Eğlenen bir sesle cevap verdi. "Senin yüzünden abimi gönderdim Serap. Valizim de onunla gitti anlayacağın. Tek gömleğimin kırışmasını göze alamam."
"Peki ben seni çıplak görmek zorunda mıyım?!" diye bağırdım gözlerim hâlâ kapalı.
"Bağırma," diye uyardı kısık sesle. Yatağa oturmuş olmalıydı. Yay gıcırtısı duymuştum. "Ev halkını şu an başımıza toplamak istemezsin."
"Giyin o zaman!" dedim çantama dolanırım diye ileri geri gidemediğimden ancak sağıma soluma dönebilirken.
"Sadece gömleğimi çıkardım Serap," deyişinden bile güldüğünü anlayabiliyordum. "Bu kadarı sana çıplaklık gibi mi geliyor?"
Seni çok daha azıyla gördüm ben.
Olsun. Yine de pisliksin sen!
Parmaklarımın arasını hafifçe aralayıp yokladım. Pantolonundan başka bir şeyi yoktu kıyafet niyetine. "Çıplaksın Ozan!"
Gözlerimi tekrar kapadığımda ağız dolusu güldüğünü işittim. "E senin yüzünden."
Olduğum yerde heykele dönüşmemek için yüzümü yere eğip ayağımın etrafına baktım. Çantamın koluna giren sağ ayağımı çekip ardıma döndüm. Artık onu göremeyeceğimi düşündüğümden elimi indirmiştim. Kaçmak için perdesini çektiğim pencereden yansımasını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bülbül ve Dans
Roman d'amourNALİN ERDEM "Sen avuçlarımda yıpranmış defterime karalamaya cüret edemediğim sözüm, karanlık odalarda yalnızlığım duyar da üzülür diye mırıldanmaya korktuğum ezgimdin Ozan. Hiç haberin olmadı. Oysa ben henüz besteleyemediğim şarkımın en isyankâr not...