🎻6.BÖLÜM - Part 3🎻

572 63 336
                                    

Nalin'i özledik diye upuzun yazmışım 😂 Neyse biz böylesini severiz ✨️

Keyifli okumalar 💃

🎻🎻🎻

🎻🎻🎻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1999

Konağa girip mutfağa doğru yanladım. Keyfim olmadığı için çalışmayacaktım bu gece. Yemekte ne varsa tıkınıp dolanmaya çıkardım belki.

Mutfağın kapısına geldiğimde içeride sadece Dicle vardı. Tencerelerden birinin kapağını açmış, içinden sarma çıkarıp üfleyerek ısırıyordu.

İçeride başka kimse yoktu. Girsem utanacak, çekinip çıkacaktı. Yemeğini yemesini beklemek için kapının kenarına yaslandım. Bir sarma oldu iki üç. Gariban belli ki açtı.

Oturma odasına geçip dantel işleyen Xezal'a seslendim. "Abim bir tabak bir şey doldursana bana. Yiyip çıkayım."

"Hemen abi," dedi dantelin ipini tığın üstüne geçirip. Cam büfenin üst rafına attı çocuklar ellemesin diye. Odadan çıktı.

Kolumu omzuna attım. "Bir tabak da Dicle'ye doldur. Yesin, günahtır."

"Doldurayım abi. Ama benim elimden yemez ki."

"Yer. Yer," dedim mutfağa girerken.

İçeri birinin girdiğini görünce hemen tencerenin kapağını kapattı Dicle. Ağzında çiğnediği sarmayla buzdolabına doğru yanaştı.

Yemek masasına oturdum. Xezal iki tabak çıkarmış, bize sarma doldurmaya başlamıştı. Dicle ağzındakini bitirince çıkacaktı. Çıkmasın diye bir sandalye çektim önüne. "Dicle baci. Okuman yazman var mıdır?"

Sandalyeye baktı ama oturmadı. Sorumun mantığını anlamadığından başını sallamıştı sadece.

"Efkan'a mektup yazdın mı hiç?"

Efkan deyince nihayet açıldı gelinin dili. "Yazabilir miyim?"

"Okuman yazman var mı diye ondan sordum ya." Sandalyeyi gösterdim otursun diye.

Yengeminkinden büyük karnını masaya çarpmamak için sandalyeyi az daha geriye çekip oturdu. "Var yazmam da okumam da. Ben yazarım. Ama nasıl gönderirim abi?"

"Sen yaz, ben yollarım kardeşim," dedim tek gözümü kapayıp başımı sallayarak. "Baver abim askerdeyken şakasına aşk mektupları yazardık ona."

Önce inanamadı. Gülecek gibi kıvrıldı dudakları. "Siz mi?"

"Ben, Berzan abi... Öyle abimden gelen cevaba göre kimin aklına ne gelirse. Güzel makaraydı bize."

Xezal doldurduğu bir tabağı benim önüme öbürünü Dicle'nin önüne koydu. Çatal da koydu yanlarına. En son yoğurt tenceresiyle geldi. Bana baktı. Döksün diye başımı salladım. Sonra Dicle'ye baktı. Uzun uzun baktı. Dicle ona bakmadı.

Bülbül ve DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin