Multimedia Dinamit- Hey SenKendimi tanıttıktan sonra öğretmen:
-"İstediğin yere geçebilirsin."Dedi.
Sınıfa bir defa göz gezdirdim . Sıralar tekliydi nerdeyse her yer doluydu ve çocuklarda da sanki ne biliyim... tiki havası vardı biraz . İki tane boş sıra gördüm ikiside en arkada biri cam kenarında diğeri ise onun hemen yanındaydı cam kenarında duran sırada mutlaka biri oturuyodur diye hemen yanındaki sıraya geçtim.
-"Evet çocuklar sormak istediğiniz bir soru varsa sorun yeni konuya geçeceğiz."
Öğretmene yeni dikkat ettim de üzerinde mini dar kahverengi arkasında yırtmacı olan bir etek , üstünde ise beyaz sıfır kol üstten üç düğmesi açık bir gömlek duruyordu altına ise koyu bordo ucu açık 10 cm kalem topuklu bir ayakkabı vardı. -Tanrı aşkına buraya bişeyler öğretmek için mi yoksa birilerini tavlamak için mi geldi bu kadın- parlak kırmızı rujunu daha demedim bile.
Sınıftan ses çıkmayınca şaşırdım burası bir lise değil mi? Kendi aralarında bile konuşmuyorlardı ve... bunlar niye bana bakıyordu ki böyle yanımda bir hareketlilik hissedince oraya döndüm.
Ben şok...
Ben iptal...
Ben wefad...
Tamam abarttım ama yanımda dikilen kişi Poyraz'dı.
-"Yine mi sen! Kalk yerimden. "
-"Cam kenarında otursana orası daha güzel."
-" Burası benim yerim yeni." Bunu sinirli ve sırıtık bi şekilde dişlerini göstererek söylemişti.
Çantama dönüp toplarken
-" Ufff! Salak şey nolcak."Dedim.Son kısmı tabikide fısıltı olarak söylemiştim. Bugün beni kurtardığı için ona tölerans geçebilirdim.
-" Ne dedin duyamadım?"
-"Yok bişey... Geç otur."kalktığım sırada o da yanımdan geçmek için hamle yaptı ve omzuma çarptı. -Onu bunu geçte otururken bile havalı çocuk- Dedi ağzını suyu akan iç ses. Salyalarını temizle.
Cam kenarına geçince sıranın altına koyduğum telefonum aklıma geldi ne ara koydum bilmesemde. Arayıp bulamayınca sıranın altında gördüm. Bu sefer onun duyabileceği fısıltıda.
-"Telefonum sıranın altında. Verebilirmisin?"
Eğildi ve sıranın altına baktı . Sonra da doğrulup piç vari bir gülümsemeyle
-"Kendin al."dedi
-"Uff ne uzatıyosun ver işte üç saniyeni almaz. "O sinir bozucu gülümsemesiyle omuz silkti. Gıcııııııkkkk. İşin kötü yanı şeyiyle kapatıyordu sıranın önünü . Ben nasıl alıcam şu telefonu yaa.
Sıralar tekliydi fakat birbirine bağlıydı , yani oturaklar ne öne çekilebilirdi ne de geri. Ve bu da yetmezmiş gibi Poyraz bilerek daha çok yayıldı sıraya. SÜPER.
-"Biraz doğrulur musun?" Yine omuz silkti. Şeytan diyor al omuzlarından duvara çivile.
Uzanıp başta elimin tersiyle birazda olsa çekilmesi için bacağına vurdum ve çimdik bastım ahahaha sıçradı yaa . Bana sinirli bir bakış gönderdi ve sıraya daha çok yayılarak önün iyice kapattı.
-"Ya biraz çekilsene!"
-"Banane kızım al işte beni rahatsız etme."
Sinirlerimi bozuyor bu çocuk. Yerden eğilerek ördek yürüşü şeklinde yanına gidip bir elimle sıraya tutundum dengemi sağlamak için. Diğer elimi tam sıranın altına uzatıyodum ki bileğimi tuttu.
-"Bıraksana elimi yine ne oldu?"
-"Hiç. " deyip geri çekildi telefonu almam için işin garip tarafı ciddileşmişti suratı.
Fikrini değiştirip tekrar sıraya yayılmadan hızlıca telefonu aldım ve sırama geçtim. Ben öğretmene dönerken o hala bana bakıyordu. Bu çocuğun derdi ne.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist Aşkı
Novela JuvenilBabasının tayini üzerine başka bir şehire taşınırken babasının ölümü ile gittiği yerde sürekli başını belaya sokan ve başı beladan ayrılmayan , önceden Sadist tehşisi konulmuş ve bunu hala tamamen atlatamamış Eylem SİREN 'in hikayesi ve daha fazlası.