🪐İyi okumalar.🪐
🪐🪐🪐
"O zaman seni eğitmek gerek. Pusat kullanmayı bilmezsin lakin ok atmada iyisin." Demiş ve içeri girip elinde birkaç şeyle gelmişti. Kılıcı -kınıyla birlikte- bana verince ağır da olsa zorlanarak aldım. Bıçak da vermişti yine kınıyla birlikte.
En son da yayı ve okları vermişti. Tutamadığımı fark eden Bora sırıtmış, sonra hemen toparlanıp ciddileşmiş, elimden almış ve tutmuştu hepsini. En son da gayet temiz ve düzgün birkaç kıyafet verince bunların erkeklerin giydiklerine benzer olduğunu görmüştüm.
"Bu giysiler ile zor olur, bunları da çalışırken giyersin." Dediğinde teşekkür etmiştim. Bana inanmaları zorlamış olsa da şu an inandıkları için ve yeni şeyler öğreneceğim için mutlu bir şekilde kalmak istiyordum burada.
"Gitmek istemişsin, eğer gidebilecek olsan gider miydin?" Dediğinde bakışlarımı tekrar beye çevirdim. "Annemi değil ama babamı özledim. O da askerdi, Türk askeri. Bizden uzakta olduğu için onu çok az görürdüm. Yani hep savaşa gidiyordu. Annemle en son kavgalıydık, onu gerçekten özlemedim!" Dediğimde sinirli çıkan sesimle bey de gülümsemişti.
"Anan yine de, özlersin elbet." Dediğinde başımı yere eğdim. "Beni hiç sevmiyordu ki." Dediğimde sessizleşmişti ortam. Sonrasında başımı kaldırıp gülümsediğimde birbirlerine bakmayı kesmişlerdi.
"Tamam o zaman, ne zaman başlıyorum ben çalışmalara?" Dediğimde bey de hafif tebessüm etmişti. "Yarın başlarsın o vakit. Bugün iyice dinlen yarın başla. Bora alp sen de hatunu bırakınca gel, işimiz var." Demişti. Oradan çıktığımızda Bora beni çadırıma bırakmış ve sonra gitmişti tekrar.
Çadıra girip çantamın içindekileri de çıkarıp yerleştirmiş ve okul kıyafetlerimi falan tekrar sandığa düzgünce yerleştirdim. Gece giymem için de beyaz kıyafet vermişlerdi. Bora'nın kardeşi Gökçe vermişti kıyafeti.
O çalışırken giyeceğim kıyafetleri de sandığa düzgünce yerleştirdim. Erkenden yatıp uyuduğum için sabah erken kalkmıştım. Hemen askeri kıyafetlerimi giyip kılıcı takmakla uğraştım biraz. En sonunda taktığımda bıçağı da kemerde uygun olan yere taktım. Oklar ve yayı da alıp omzuma taktım.
Başıma bu defa o kırmızı kıyafetteki kadar uzun olmayan bir şey vermişlerdi. Bu belimde başlayıp dizimde bitiyordu ve diğerinden daha rahattı bu kıyafet, en azından pantolonluydu.
Kapıdan çıkacakken elinde tepsiyle gelen Gökçe'ye baktım. Gülümseyerek beni süzmüş sonra gururla yanıma gelmişti. Kafamdakini düzeltmeden önce tepsiyi bırakıp kafamdakini çıkarmış ve saçımı sıkıca örmüştü. Başlığı takmamıştı, kenara bırakmıştı.
"Ağabeyimin sevdiği bir hatun yok, evli falan da değil. Ama onu seven bir hatun var, haberin olsun da ona göre biraz acele edesin." Dediğinde kaşlarımı çattım. O da ne demekti?
"Ağabeyimle çok yakıştırdım sizi, hem yaşı da senden pek büyük değildir, sen benimle yaşıtsın ağabeyim de bizden 4 yaş büyüktür. 21 yani. Onun hatunu olacağın günü dört gözle bekleyeceğim." Dediğinde gözlerimi kocaman açıp susmasını istedim. Biri duyabilirdi, hiç iyi olmazdı bu durum. Saçımı örmeyi bitirip yatağa yanıma oturmuştu.
"Benim öyle bir niyetim yok ki." Demiştim bakışlarımı güzel yemeklere çevirerek. Bana gülüp kalkmış ve dışarıya çıkmıştı. Hemen yemeye başladığımda kapının arkasında duyduğum sesle ağzımdakini yutmaya çalıştım.
"Destur var mıdır Laçin hatun?" Laçin hatun... Bu da güzelmiş. Hemen cevap vermeye çalıştım, o da girdiğinde yutkundum.
"Afiyet olsun, biraz acele et de seni ben yokken çalıştıracak kişiye götüreceğim." Dediğinde yüzüm düşmüştü istemsizce. Beni o çalıştırmayacak mıydı?
Yemeğimi yedikten sonra bir sürü insanın, çocukların çalıştığı yere geldik. Karşımıza bir alp gelmişti. Bora ile yaşıt gibi duruyordu.
"Bizim işimiz var, sürekli seninle ilgilenemeyeceğim. Özel işlerde Gökçe'den yardım alabilirsin ama seni çalıştıracak kişi Ali alp. Merak etme çok iyi eğitecektir seni." Dediğinde gerilsem de belli etmeden onayladım. Olsun kim çalıştırırsa çalıştırsın fark etmezdi, yeter ki burada oldukça hayatta kalabileyim.
🪐🪐🪐
🪐Yorumlarınızı bekliyorum.🪐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyadan Uzak 🪐
FantasyDünyadan uzak, başka bir dünyadaydım adeta. İlhamım: Devriliyorsam ~ Ferhat Göçer