🪐İyi okumalar.🪐
🪐🪐🪐
"Yarın çamaşır yıkayacak hatunlara saldırı olacak."
"Obaya saldırı planlıyorlar."
"Artık Bora alpi kurtarmaya gelmeyecek misiniz?"
"Bugün sultana suikast var."
"Hac kabilesine saldıracaklar."
"Bora alp, nihayet kurtuldun. Seni kaçırmam çok zor oldu ama şimdi de seni kaçıranın ben olduğuma neredeyse emin olanlar çok var ama olsun. Canın çok yandı ama kurtuldun. Endişelenme ben eminim, kavuşmamız çok uzak değil."
Aradan birkaç ay daha geçmişti. Her saldırıyı haber veriyordum. Elimden geldiği kadar söylüyordum onlara mektuplarla. Bu sayede çok başarılı oluyorduk. Bora'yı ben kurtarmıştım papazla birlikte.
Bugün buraya saldıracaklardı, bunca zaman bunun için uğraşıyorlardı ve bana da bugün savaş ilanı verilmeden önce kaleden çıkmamı söylemişlerdi. O yüzden ilk fırsatta buradan kaçmam gerekiyordu.
Burada kaldığım sürece tekfurun bana verdiği atıma binip kaleden rahatlıkla çıkmıştım. Biraz dolaşacağımı söylemiştim ve korumalarımın birazdan geleceği yalanını söyleyerek oradan uzaklaşmıştım hemen.
Atla ormanın içinde her yöne gittim durdum. Savaş çıkana kadar casusluğum ortaya çıkmamalıydı. Bu yüzden bir çok sahte iz bıraktım ve atı obanın ters yönüne doğru yolladım.
Koşarak üzerimdeki saçma prenses elbisesiyle obaya yaklaştığımda çok mutluydum. Evime dönmüştüm sonunda. Babamı çok özlemiştim, Bora'yı da.
"Dur!" Beni durduran kişi obanın önündeki bekçilerdi. Arkadan gelen Gökçe ve Ali'nin sinirli hallerini görünce yutkundum. Hala gerçeği bilmiyorlardı.
"Ne işin var senin burada?! Hain! Nasıl yaptın bunu bize ha?!" Bağırmasına karşı sessiz kaldım. Bora, ben söyleyene kadar kimse bilmeyecek demişti çünkü. Ali kaşları çatık, sessizce bakıyordu.
"Yardıma ihtiyacım var, lütfen Bora alple konuşmam lazım." Dediğimde Gökçe sinir bozukluğuyla güldü.
"Ağabeyim sevdiği hatunla konuşur, onları evlendirecekler." Dediğinde yutkundum. Nefesim kesilmişti, Bora'ya en son bir ay önce yazmıştım ve geri cevap yazmamıştı. Yoksa...
Hayır, beni kızdırmaya çalışıyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettim. "K-kimle?" Diyebildim sadece zorlukla.
"Goncagül hatun." Dediğinde kaşlarımı çattım. Gözyaşlarıma mani olamadım. Benim bu halde olmama sebep olan oydu, beni aylardır evimden uzak tutan oydu.
Onları takmadan Ali'yi ittirip ilerledim koşar adımlarla obaya. Gökçe hamileydi, ona zarar veremezdim. Otağa yaklaşınca yanında Goncagül hatunla gelen Bora'yı görünce kalbim sıkışmıştı.
Bunu bana nasıl yapmıştı? Gerçek miydi tüm bunlar? Hayır, ben şu an iğrenç bir kabusun içindeydim değil mi? Gözyaşlarım akarken göğsüm hızla inip kalkıyordu. Bora bana kaşlarını çatmış bakarken yanında gülümseyen o şeytana kaydı gözlerim.
Ona bir şey diyecek değildim. Babamın yanına gitmeliydim. Ben Bora olmadan bu obada kalamazdım. Babamla birlikte yeni bir oba bulup orada yaşamaya devam ederdik.
"Sen nereye gidersin?! Nasıl girdin buraya?!" Diyerek kolumu tuttuğunda kaşlarımı çatıp öfkeyle baktım gözlerine dopdolu gözlerimle. Sonra iğrendiğimi belli eden bir bakışla yanındaki şeye baktım. Bana sinsice gülüyordu.
"Bırak!" Diyerek ağlarken ondan kurtulmuş, arkama bile bakmadan babamın yanına girmiştim çadıra. Babam yatıyordu, kollarında benim yastığım vardı. Daha çok ağladım.
"Baba..." Diyerek yanına çöktüm. Yanına yattım sessizce. Yastığı yatağıma koyup başımı göğsüne yasladım. Ağlarken babamın o çok özlediğim kokusunu çektim içime doya doya. Uyandıramazdım onu, beni sadakatle bekleyen tek kişi babamdı. O uyanınca gidecektik buradan.
Hüngür hüngür ağlarken babamın kokusunu çekmeye çalışıyordum. Kapı açılınca gözlerimi açmadım. Bir süre sonra kapı tekrar kapanınca öylece beklemeye devam ettim.
***
Gözlerimi açtığımda başımda ağlayan babamı görmüştüm. Saçlarımı okşuyor, alnımı öpüp duruyordu. Kalkıp hemen kollarımı boynuna doladım. O da bana sıkıca sarılınca bir süre ağlaşmıştık öyle.
Sonra babama durumu anlattığımda babam da üzgünce onaylamıştı beni. Gidelim dediğimde o da Bora'ya kızgındı, o yüzden düşünmeden onaylamıştı.
Gece boyu eşyalarımızı toparlamış, kendi diktiğim valiz gibi olan çantalara koymuş, sabah yola çıkacak şekilde her şeyimizi almıştık. Yine o boş ve ıssız çadır olmuştu burası.
Yarın buradaki hikayemiz son buluyordu, zaten tarihte değişiklik yapmak istesem de yapamayacağımın çoktan farkına varmıştım ben. Bora'yı unutacak, başka bir obada bizi alırlarsa yaşamaya devam edecektik.
🪐🪐🪐
🪐Yorumlarınızı bekliyorum.🪐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyadan Uzak 🪐
FantasyDünyadan uzak, başka bir dünyadaydım adeta. İlhamım: Devriliyorsam ~ Ferhat Göçer