🪐İyi okumalar.🪐
🪐🪐🪐
Babamla birlikte akşam olunca çadırımıza dönecektik ama Korkut bey bizi akşam yemeğine çağırmıştı. Bu yüzden yemeğe gitmiştik otağa. Yemekten sonra babamla ben dönmüştük ve babam yatağına yatmış tavanı izlerken ben üzerimi değiştirmiştim.
"Baba? İyi misin?" Dediğimde aslında sorunun saçmalığı aşikardı ama ne yapabilirdim ki? Sorabileceğim tek soru buydu. Yapabileceğim pek bir şey de yoktu.
"Annen, nasıl atlatacağım ben bunu?" Dediğinde yatağıma yatmak yerine oturmuş ve ona dönmüştüm. Yatakta bağdaş kurarak öylece onu izledim bir süre.
"Baba, belki bu dediğime kızacaksın ya da kırılacaksın bilmiyorum ama ben annemi sevmeyi çok önceden bıraktım. Seni üzmek istemem ama o bizi sevmiyordu, ben bunu çok önceden kabullendim. Yani onun için canını sıkmaya değmez. Artık özgürüz, o da ne yaparsa yapsın. Biz yeni bir hayat kurduk kendimize, onu dahil etmeyelim." Dediğimde babam dolu gözleriyle bana bakmış, sonra dayanamamış ve ağlamıştı.
"Biliyorum, ama elimde değil be kızım. O benim ilk ve tek aşkımdı. Ben onu liseden beri seviyordum. Düşünebiliyor musun, ben onu 17 yaşımda sevmeye başladım şimdi ise 40 yaşındayım. Hayatım oydu benim, onun üzerine kuruluydu, 23 yıldır ona sadakatle bağlı kaldım ama onun yaptığına bak! Kim bilir ne zamandır alda-aldatıyordu beni?!" Ağlarken dayanamadım ve ben de ağlamaya başladım.
"Babacığım." Diyerek yanına oturmuş ve ona sıkıca sarılmıştım. O da bana sarılınca bir süre daha ağlaşmıştık. Sonra da birlikte uyuyakalmıştık.
***
Sabah ilk iş, erkenden kalkıp duş almak olmuştu. Sonra ise üzerimi giyinip saçlarımı kurulamıştım. O sırada babam kalkmış ve bir şey demeden banyo yapmaya gitmişti. Ona da su ısıtmıştım kendime ısıtırken.
O da çıkınca rahat giyinsin diye ben ona arkam dönük yatağımda eşyalarımı çantada bırakıp çantayı da dolabımıza koymuştum. Telefonum, kablo ve powerbanklerimi de aynı yere koymuştum.
Kullanmaya pek vakit olmuyordu zaten. Aslında hep tarihi zamandaki insanlar telefonsuz ne yapar diye düşünürdüm. Telefona ihtiyaç bile olmuyordu ki.
Kahvaltımızı da yaptıktan sonra çadırımızdan çıkmıştık. Ona biraz obayı gezdirmiş, nelerin nasıl olduğunu anlatmıştım. Tabii ben ilk geldiğimde benden hain olduğum konusunda şüphelendikleri için pek gezememiştim ilk günden.
Babama obanın dışını da gezdirmek istiyordum ama Bora'dan habersiz çıkmak istemiyordum. Gerçi babam fazlasıyla güçlüydü, eğitime ihtiyacı bile yoktu resmen ama ona bir şey olursa asla affedemezdim kendimi.
"Bir de sana inanmamıştım, doğru söylediğini düşünmemiştim resmen. Demek benim küçük kızım asker oldu ha?" Dediğinde gülüp koluna girmiştim. O sırada obanın dışında gördüğüm tekfur Lucius bize bakıyordu çatık kaşlarla. Babam baktığım yere bakınca kaşlarını çatmıştı.
"O kim?" Dediğinde "Tekfur Lucius." Demiştim kısaca. Kafasını o kadar ani bir şekilde bana çevirmişti ki, gülmeden edememiştim.
"Baba sakin ol, tek başına obaya girmeye cesaret edemez. Gel Bora'ya haber verelim." Dediğimde babam göz devirmişti. "Koş koş, hemen haber ver sözlüne!" Demişti sitemle. Gülerek babamı da bileğinden tutup hızlandığımda Bora, alplerle birlikte tâlim yerindeydi.
"Bora alp!" Diye seslendiğimde bana dönmüştü hemen. Beni görür görmez yüzü gülmüş, alplere dönüp bir şeyler söylemiş ve yanımıza gelmişti.
"İyi misiniz? Bir mesele mi vardır?" Dediğinde hemen lafa atılmıştım. "Tekfur, obanın dışındaki ormandan burayı izliyor." Dediğimde kaşlarını çatıp görünmese de başını oraya çevirmişti.
"Sen babanla kalasın. Biz ilgilenecez, yetti gayrı. Obadan, hatta mümkünse çadırdan pek çıkmasanız iyi olur." Dediğinde onaylamıştım. Bora Korkut beyin otağına gittiğinde babamın koluna girmiştim tekrardan.
Sonra da çadırımızın önündeki banka oturup babamı da oturması için çağırmıştım. Bora'lar hallederdi, biz beklesek daha iyi olacaktı.
🪐🪐🪐
🪐Yorumlarınızı bekliyorum.🪐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyadan Uzak 🪐
FantasyDünyadan uzak, başka bir dünyadaydım adeta. İlhamım: Devriliyorsam ~ Ferhat Göçer