36.Bölüm

215 10 0
                                    

🪐İyi okumalar.🪐

🪐🪐🪐

"Tamam, sen sıkmayasın canını. Obaya gider gitmez haine cezası verilecek." Dediğinde sessiz kalıp başımı sallamıştım. Bana inanmaz sanıyordum, kıskançlıktan öyle dediğimi düşünür sanmıştım. Hiç şüphe bile etmeden inanmıştı bana. Şaşkındım ama şimdilik sessiz kalmıştım.

"Laçin, uyanasın." Bora'nın sesiyle uzandığım koltukta doğruldum. Babam yoktu arabada ve araba hareket etmiyordu. "Geldik, uyan haydi." Dediğinde yüzüme yakınlığı yutkunmamı sağladığında bakışlarımı kaçırıp doğruldum.

Güneş doğuyordu, eşyalarımızı alpler taşımıştı bile. Babam çadırın önünde eşyaları içeri taşıyordu. Ben de oraya gidiyordum ki Bora kolumu tutunca durmak zorunda kalmıştım.

"Dargınsın hala bana. İnanmaz mısın? Sana ihanet edeceğime nasıl inandın ki sen? Kalbimi kırdın lakin, ben de senin kalbini kırdım. O yüzden kız bana, hesap sor lakin susma sevdiğim." Bunu ilk kez bu şekilde dile getirince heyecanla bakışlarımı yere diktim.

"Sabah konuşuruz, sen önce haini halledersin. Sonra biz konuşuruz, olur mu?" Dediğimde sakince ve yumuşak bir tavırla söylediğim için gülümsemişti. Dediğimi kabullenip otağa doğru giderken ben de çadıra girmiştim. Babam üzerini değiştiriyordu.

"Laçin, kızım?" Direkt yatağa oturduğum için babam merakla yanıma gelmişti. Ona gülümsesem de aklım dopdoluydu.

"İyiyim babacığım merak etme." Dediğimde düşünceli düşünceli bakmıştı gözlerime. Kafamı kendine çekip omzuna yaslayınca biraz öyle dinlenmiştim.

"Ben Bora'ya güveniyorum baba. Bana söylemediyse bir nedeni vardır. Söylememesi gerekiyordur. Fazla uzattım sanırım, arabada öyle soğuk yaptım diye üzülmüş müdür?" Dediğimde babam kahkaha atmıştı. Sonra durgunlaşıp saçlarımı öpmüştü.

"Benim güzel kızım. Merak etme, ben de güveniyorum ona. Seni mutlu edecek, inanıyorum. Sen onu dinle ve ona güven. Ama seni üzerse o zaman ben girerim devreye." Dediğinde gülmüştüm.

Babam benim, iyi ki vardı. O olmasa şu an bu kadar mutlu olabilir miydim? Bu kadar tamam hissedebilir miydim? Kesinlikle hayır.

"Hadi yat bakalım, sabah olmak üzere zaten." Dediğinde başımı sallamıştım onaylar şekilde. Yatağa girip yine aklımdakilerle cebelleşirken uyuyakalmıştım.

***

"Laçin uyan hadi, yemeğin soğuyor kızım." Babam söylene söylene tıngırdarken kalkıp etrafa baktım. Burayı çok seviyordum. Babam kahvaltımızı hazırlarken ben de kalkıp yardım etmiştim.

Kahvaltıdan sonra eşyalarımızı yerleştirmiştik tekrar. Sonra da mahkeme olacağı için toya gitmiştik. Delilim yoktu ama Bora bana inandığı için bu yeterliydi.

"Kanıtlasın! Bana iftira atıyor beyim, onu oraya benim gönderdiğimi kanıtlasın!" Dediğinde iğrenir gibi baktım yüzüne. Bora bana bakıyordu endişeyle.

"Sen tam bir şeytansın!" Dedim öfkeyle. Korkut bey öksürüp beni uyarınca kendimi toparlamıştım. Kadı huzurundaydık, ayıp etmemeliydim.

"Evet, kanıtınız var mı hainliğine dair?" Diyen kadıya baktım. Yutkunup tam olumsuz bir cevap verecekken aklıma kapıdaki alpler geldi. Onlara söylemiştim o gün, Goncagül hatunla dereye neden gittiğimizi.

Belki tekfur Lucius'u da kaçırıp konuşturabilirdik ama şu an benim ona ihanetim yüzünden deliye dönmüş olmalıydı. Belki de ölmüştü bilmiyorum.

"Var." Dediğimde Bora heyecanla minik de olsa tebessüm etmişti. "Kapıdaki alpler, o gün giderken onlara dereye hatunları kurtarmaya gittiğimizi, haberi Goncagül hatunun getirdiğini söyleyip hızla gitmiştim." Dediğimde Bora hemen ayağa kalkmış ve müsaade isteyip alpleri getirmeye gitmişti.

Goncagül hatun bana öfkeyle ve korkuyla bakıyor, adeta yalvarıyordu. Enayi değildim, bana bunu yapana acıyacak değildim. Ona asla müsamaha göstermeyecek, kendimi ezdirmeyecektim. Alpler ve Bora geldiğinde gerginlikle yutkundum, umarım hatırlıyor olurlardı. Tek kurtuluşum şu anlık o alplerdi.

"Alpler, Laçin hatunun kaçırıldığı günü hatırlıyor musunuz?" Demişti kadı o iki alpe sakince. Alpler hatırladıklarını söylemişlerdi. "Neler oldu o gün anlatır mısınız?" Dediğinde alplerden biri söze girmişti.

🪐🪐🪐

🪐Yorumlarınızı bekliyorum.🪐

Dünyadan Uzak 🪐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin