Yazar'dan-
Iki yıl önce
Cenk anne ve babasının konuşmasını gizlice dinlemişti. Onu evlendirmek istiyorlardı. Cenk bir hafta önce annesinin Ona evlenmek isteyip istemediğinin sormasının sebebini anlamıştı.
Cenk tereddüt ediyordu,ya evleneceği kişiye zarar verirse diye. Annesine hayır demişti.
"Hayır anne,hastalığım ilerliyor,ya Ona zarar verirsem." Demişti. Annesi Onun kırmızı çizgisinden vurmuştu;
"Ama baban öyle istiyor.." Cenk konuşmayı bırakmış ve kabul ettiğini söylemişti. Dualar ediyordu,evleneceği kişiye zarar vermemek için.
İstemeden bir hafta önce annesi Ona evleneceği kızın fotoğrafını getirmişti. Cenk fotoğrafı incelerken Asena'nın güzelliğine kapılmıştı. Dakikalarca belki de saatlerce fotoğrafa baktı.
"Anne." Demişti Cenk istemeye giderken. "Kızın haberi var demi?" Annesi evet anlamın da başını salladı.
"Var tabii oğlum. O da kabul etmiş." Dedi. Cenk mutlulukla tebessüm etti. Heyecanlıydı,kalbi ilk defa mutluluktan hızlı atıyordu. Elleri ise kontrol edemediği bir şekil de titriyordu.
Çünkü elleri sadece hastalığı yükseldiği vakit titrerdi.
Cenk'in içi içine sığmıyordu,hep Asena'nın geleceği anı bekliyordu. Avuç içi terlemişti. Salonun kapısından Asena girdi,yüzünde ki şaşkınlık, gözlerinde ki korku...Cenk anlam veremedi. "Madem haberi vardı ne diye böyle bir tepki verdi ki?" Dedi içinden. Asena babasına baktı ve eliyle Cenk'i göstererek konuştu;
"Beni bu hasta çocukla mı evlendireceksin gerçekten? Ne için bir makam için öyle mi baba! Bunu bana yapma baba,bana zarar verecek." Cenk duydukları şeyle gözlerini kocaman açtı. Hızla atan kalbi bu sefer heyecandan değildi. Içinde ki duygu heyecan yerine korku ve üfke ile kaplandı. Ellerinin titremesi ise bu sefer hastalığının yükseldiği yüzünden olmuştu.
"Allaha yemin olsun ki kalbim hiç bu kadar ağırımamıştı." Bu içinden gelen bir sesti.
Cenk Asena'ya öylece bakarken Asena'nın bakışı Onu buldu. Asena Cenk'e doğru geldi ve yalvarır tonda konuştu;
"Sen kendini herkesten çok iyi biliyorsun değil mi? Bana zarar vereceksin,kendini kontrol bile edemeyeceksin. Araştırdım ben sizin gibi hasta olanlar yapmak istemedikleri şeyleri yapıyorlar,bunu biliyorsun. Yalvarırım,bitir bu işi.."
Cenk acımasız bir şekilde babasına döndü. O kendinde değildi artık. Çünkü sabah ki Cenk olsaydı kırılsa bile Asena'nın sesini duyardı.
"İstme işine geç baba." Dedi.
...
Şimdi ki zaman~
Asena'dan-
Pişmanlık. Bir insanı bitiren güçlü bir duygudur. Pişmanlık,yaptığın yanlışın cezasıdır. Öyle bir ceza ki ölüm daha kolaydır belki. Ve aslın da pişmanlık insanlığın var olduğunun bir kanıtıdır. Hâlâ bir umut ışığı demektir. Fakat olumludan çok olumsuz yönü bitirir insanı.
Elimde ki küçük çantadan Emine hanımın verdiği telefonu çıkardım. O günden beri hiç açmamıştım. Cenk'in bana ulaşmasını istediği iki şeyden biri bu telefondu. Telefon benimdi evet ama çoğunluk Onun yanındaydı.
Telefonu şarja takıp tekrar çantaya döndüm. Ve bana vermek istediği ikinci şey;mektup. Zarfı açtığım da üzerinde 'iki' yazan mektubu aldım.
Ikinci mektup;
Selam Asena. Nasılsın? Gerçi bu mektubu okuduğun da hâlâ yanındaysam iyi değilsindir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Iyikisi
General FictionHikaye tamamen bana aittir,çalıntı değildir. Hikayede ki karakterler kurgudan ibarettir.