13. Bölüm

43 3 0
                                    

Asena'nın ağzından

(Benim ağzımdan okumak daha güzel değil mi sizce deee?? Skejdjd)

Kapının çalınması ise Musab yanımdan kalkıp kapıyı açmaya gitti. Az sonra içeri bir kadın girdi. Ardından ise Musab ve yüzünden düşen bin parça hali geçti. Anın da yanına gittim.

"Noldu,bu kadın da kim?" Dedim merakla. Musab dönüp bana baktı.

"Halam..." Dedi üzgün çıkan sesiyle. Daha sabaha asırlar vardı oysaki...Kadın Şeyma ablanın karşısın da durdu öyle bir bakış attı ki Şeyma abla güldü. Fakat bu gülüşün altın da yatan başka bir şey vardı,kesin!!

Birden dışarıdan başka sesler de gelmeye başladı. Musabla birbirimize anlamsızca baktık.

"Ay sen kapıyı mı kapattın Ömer,dışarıda dedenler var!" Hala kadının bağırması ile kulaklarım ciddi çınladı.

Ayrıca Ömer de kim!

"Hala,benim adım Musab! Ömer değil!" Dedi Musab ve kapıyı açmaya gitti. Tabii arkasından ben de gittim. Kapıyı açtığımız an gördüğüm insan sürüsü ile gözlerimi kocaman açtım. Bu bir ordu gibiydi!!!

"Lan hergele,kapıyı niye yüzümüze kapatıyon?!" Dede olduğu anlaşılan adam Benim İslama göre kocama hergele mi demişti daha demin!

Neye sinir olduysam artık..

"Musab.." Dedim kısık bir sesle. Musab dedesinin yanına gidip elinden tuttu.

"Hoş geldiniz Dede,fakat niye erken geldiniz?" Dede adam Musab'a yandan bir bakış attı.

"Sana mı soracağım ne zaman geleceğimi hergele,gelinim nerede?" Dedi.

Ben mi yoksa Şeyma ablamı???

"Kapı da bizi bekliyor dede,Onun karşısında da bana hergele demezsin demi?" Musab'ın masumca sorusuna gülmüştüm. Sesim çıkmamıştı ama yine de bana dönmüştü. Dede adamıyla beraber yavaş yavaş yürüyüp nihayet eve yetiştiler. Dede beni gördüğü an tanıdı ve elini uzattı.

"Öp bakalım gelin kızım." Dedi. Bana uzatılan eli öpüp İmam Hocam'ın yanına geçtim. Arkadan geçen babam yaşında ki üç adam da bana baş selamı verdiler.

Ağız icaat edilmeden önce insanlar nasıl mı selamlaşırdı sorusunun cevabı gibilerdi...Allah affetsin çok pis gülesim vardı şuan.

Eşleri olduğu her hallerinden belli olan üç kadın ve Onlarla birlikte çocukları girdi. Şükür ki kimsenin çocuğu yoktu.

Bizimkilerin hepsi veled..

Herkes yerine yerleştikten sonra anne ve babam ayağa kalktı.

"Biz gitsek iyi olur,hem başın yeterince kalabalık oldu." Dedi annem Şeyma ablaya. Nur Gül ile odada oyuna oynamaya dalmışken uyuya kalmıştı. O yüzden Onu uyandırmaya kıyamadık ve burada kaldı. Ben de Musabla bakışmayla vedalaşırken O yeteri kadar üzgün gözüküyordu. Bu hâline gülünce kaşını çattı. Gülüşüm daha da büyüyünce geldiği andan beri gözleri bende olan kıza döndüm. Bana bakış şekili oldukça çirkindi...

Bana neden böyle baktığı hakkın da bir fikrim yoktu.

Dede adamın sesiyle hepimiz Ona döndük.

"Daha erken,siz gidiyorsanız gidin,gelin kızım burada kalsın biraz daha." Anneme dönünce başıyla onay verdi. Annem ve babam gidince ben Musabın yanın da olan küçük yere oturdum. Valla zor sığmıştım...

Musab dönüp bana baktı ve göz kırptı.

Hey,hop! Aslan parçası bu sıkışık yerde kalbimi hoplatmakta neyin nesi!!!!

Kaderimin IyikisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin