Mü’minlerin gönüllerini ısındırıp birbirine bağlayan da O’dur.
Enfal-63
Musab'ın ağzından~
Sabah namazı sonrası okuduğum Enfal suresinin 36. ayetine gelince ayette takılı kalmıştım. Dakikalardır ayete öylece bakıyordum. Bu bir rızktı,bir nimetti. Sırf kaderinde ki kişi için sabr etmek ve Allah'tan O kişiyi en hayırlı şekil de istemek büyük bir sabır işidir. Bu ayetin verdiği o huzurla sureye devam ettim.
Hayatımız da bir şeylerin yolun da gitmeme sebebi biziz aslın da. Önümüz de bir sınav var fakat kitana açıp bakmak serbestken biz O kitabın kapağına bile bakmıyoruz. Bir de gelmiş hayatımızın hiç iyi olmadığını konuşuyoruz.
Ruhum daralıyor diyor ruhunu sevgiden mahrum bırakıyor aynı zaman da. Kalbim sıkışıyor diyor kalbini asıl sahibinden Allah'tan uzak tutuyor aynı zaman da. Kendi öz seçimimiz de bile çelişki yaşarken her şeyi isyana bağlayıp "Allah'ım neden ben?" diyoruz.
Neden mi sen hep ağlıyorsun?
Neden mi hep sen dışlanıyorsun?
Neden mi hep senin çevren kötü?
Neden mi hep senin ailen sorunlu?
Neden mi hep sen hep sen?
Çünkü sen özünü unutmuşsun. Insan ne olduğunu,ne için olduğunu,ne için son bulacağını unutur mu hiç? Derdini seni senden daha iyi bilmesine rağmen seni sabırla dinleyen Rabbine değil,teselli bile veremeyen insana anlattığın için ağlıyorsun.
Allah'tan istemeyi öğrenin. Zengin mi olmak istiyorsun,parada yüzmek mi istiyorsun,salih bir eş mi istiyorsun,sağlıklı ve hayırlı bir evlat mı istiyorsun,özel uçak mı istiyorsun,güzel bir cilt mi istiyorsun? Ne istiyorsan iste,yemin ederim En büyük olan O'dur (c.c),senin küçük bir isteğini esirgemez. Sen istemesini bil. Kimden istediğini bil.
Sana her istediğini vereceğine inanarak iste, yemin ederim "ol" demesiyle olmayacak şey yok. Asena ve ben,imkansız dediğimiz ikili "biz" olduk. Çünkü birtek Allah'tan istedik.
Müminlerin kalpleri birbirine ısındırandan iste güzel kardeşim.
"Istiyorum,dular ediyorum ama nasip olmuyor" Deyip te duaya küsme. Ya senin için zamanı değil ya da senin için hayırlı değildir.
Sen bilmezsin fakat Rabbin senin istediğini senden daha iyi bilir.
"Musab." Duymamazlıktan gelsem günah olur mu? Bunu Asenaya sormam gerek. Yazdım bir kenara. "Musab!" Sabır! Sabır!
"Efendim Berke?" Sabrım tükenmek üzere! Bu çocuğu hiç sevmedim!
"Musab dün gece için özür dilemek için gelmiştim." Bu konuşma da Asena'm kokuyor..
"Seni dinliyorum." Tabii ki özür dileyecekti.
"Gerçekten Asenaya karşı öyle duygular beslemiyorum. Benim kardeşim gibidir Asena."
"Gibidir değil,senin zaten kardeşin Asena. Başka gözle bakmaya,başka duygular beslemeye hakkın bile yok!" Usul usul başını salladı.
"Dün gece kendimce şaka yaptım sadece. Kusura bakma." Başımı sallayınca camiden çıktı. Gün yavaş yavaş doğuyordu. Hava yavaştan soğumaya başlıyordu,gerçi öğlene doğru sıcaklayıp akşam olunca soğuyan garip bir hava durumu vardı son zamanlarda ama herkes kendince ayak uyduruyordu bu duruma.
Alıştığımız için.
Kuran'ı aldığım diğer kuranların arasına bırakıp camiden ayrıldım. Ayakkabımı giydikten sonra telefonuma gelen aramayı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Iyikisi
General FictionHikaye tamamen bana aittir,çalıntı değildir. Hikayede ki karakterler kurgudan ibarettir.