Üzerin de asker üniforması olan bu kızı baştan sonra süzdüm. Hanı uzaktan bir insana bakar bu tam şu mesleği andırıyor deriz ya. Aynen öyle de şuan karşım da duran kız asker için doğmuş sanki. Üzerinde ki üniforma Ona gerçekten çok yakışıyordu.
"Çaylak." Dedi Imam Hocam şaşkınlıkla.
Çok olmuştu bana böyle seslenmeyeli.
"Hocam." Dedim ben de.
"Sen ne zamandır buradasın?" Dedi. Bakışım hâlâ kızdaydı. Baştan sona kumraldı. Saçı,teni,gözleri bile.
"En son sarılıyordunuz." Yüzümü imam hocama çevirdim. Kız tam konuşacak gibi oldu ama Imam Hocam hızla araya girdi.
"Yanlış anladın çaylak,kendisi beni biriyle karıştırdı. Komutanım diye de tutturdu,tam söylediğiniz kişi değilim diyecektim ki bana sarıldı." Gerçekten
söylediklerine hiç inanasım gelmiyordu...Imam Hocam asla yalan söylez evet ama şuan ustaca kıvrılması şüphe uyandırdı bende. Evet ustaca bir kıvrılma çünkü sözlerini dikkatle seçiyor ve Asena olmasam inanırdım neredeyse..
"Pardon,kimi arıyordunuz?" Kıza dönerek sordum.
"Komutanımı. Yani Ömer komutanımı arıyordum demek istedim." Bu da ustaydı.
BURADA TAM OLARAK NE OLUYOR!!!
"Kusura bakmayın,karıştırdım." Dedi İmam Hocama ve hızla yanımızdan ayrıldı. İmam Hocam ise bana baktı ve tebessüm etti. Hadi oradan hocam,beni kandıramazsınız. Bu gülüş,bu hafif gamze,dağınık saç ve sakal...hayır hayır kanmayacağım Hocam. Siz şuan açık açık yalan söyliyorsunuz!
Ay inanamıyorum! Hocam dedim,imam dedim,hatta İmam Hocam bilr dedim...Başımıza bunun geleceğini bilmeden!!!!
"Nasılsın?" Dedi.
"Iyiyim Imam Hocam. Geziyoruz dolaşıyoruz,malûm çaylak olmak,bir şeyleri çözmeye çalışmak zor." Dedim ses tonumu hüzünlü çıkararak. Mesajı almış gibi gülümsedi.
Yalan hocam yalan,cehennem,sırat köprüsü hocamım! Kendinize gelin...
"O halde görüşürüz." Dedi ve yanımdan ayrıldı. Asker kızın gittiği yolun aksine başka yola gitti. Ben de Asenaysam sizi takip ederim hocam. Onun hissetmeyeceği şekil de arkasından ilerledim. Ilk baş mahalleden çıktı. Ve siyah camlı bir arabaya bindi. Ben de yola koştum,gördüğüm ilk taksiyi durduracaktım fakat gelen taksi yoktu.
Diziler de hemen geliyordu,şimdi niye yok!!!
Derken önümde bir taksi durdu. Hızla binip "şu arabayı takip et." Dedi. Taksi de oturan yaklaşık kırk yaşların da olan adam "hay hay ablam" dedi. Amcam olacak yaşta ki adam bana abla dedi... Arabayı hızla kullanarak Imam hocamın bindiği arabanın arkasına yetiştik.
"Gördün mü abla,siz hanımlar kocalarınızı takip etmekten biz taksiciler araba kullanmakta geliştik." Dedi kahkaha atarak.
Komik mi amca?
Ayrıca ne kocası,ne kocası???
"Kocam değil hocam." Dedim.
"Fark etmez ablacım. Ha koca ha hoca." Dedi. Bu ne biçim bir cümle böyle? Imam hocamın bindiği araba durdu haliyle bizde. Önce İmam Hocam indi,sonra da Yusuf.
"Ne oluyor acaba?" Dedim. Taksici yine konuştu.
"Ne olacak abla,mezarlıktayız sonuçta." Dedi. Ve olduğumuz yerde ilk defa göz gezdirdim. Biz gerçekten de mezarlıktayız. Ikisi de içeri geçince ben de hızla arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Iyikisi
General FictionHikaye tamamen bana aittir,çalıntı değildir. Hikayede ki karakterler kurgudan ibarettir.