İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak ed...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 12. Part 2
Layal bulduğu bir taşın üzerine çıkıp vezirlerini izledi. Hepsi iyi iş çıkarıyordu. Gözleri Yargı'nın üzerinde dolandığında dudakları iki yana kıvrıldı. Nasıl icabından gelmişti o inatçı keçinin. Buraya geldiği son üç seferinde kimse onu ikna edememişti. Ama Pera'nın Layal ile paylaştığı bilgiler doğrultusunda o kızı kazanmaları gerekiyordu.
Tek bir bilgiyle adım atmıyordu tabii Layal. Zekasının her kıvrımını ince bir süzgeçten geçiriyordu. Zuri'den gelen bilgiler doğrultusunda Pera'yı onaylamıştı. Zaten Layal inanılmaz öngörü sahibi bir kadındı. Tek sinirli olduğu şey, vezirlerini kollarının altına gerçekten alamayışıydı. Onlar onun çocuklarıydı fakat yaşanan aksiliklerden dolayı dört bir yana dağılmıştı.
Kapalı gözleri yeniden Pera'yı buldu. Gözlerini bir kez kapayıp açınca bir sorun olmadığını anladı. Pera'yı kendi kızı gibi seviyordu. Önsezilerini onun gücüyle birleştirince her şeyden emin oluyordu.
Gözleri Layal'in en büyük silahıydı ve onları her daim saklamaktan asla geri durmuyordu. Yeri gelince açığa çıkarmaktan da öyle. Düşmanları için korkulu bir rüyaydı. Sevdikleri için ise, onlar için gözlerini saklamaktan başka çaresi yoktu.
Eteklerinde dolanan daimi hayvanını sevdi. Bu özel bir büyüydü bu yüzden kimse onu göremezdi. Kaygan siyah yılanı çatallı dilini çıkararak bu sevgi gösterisine bir cevap verdi. Küçük ve gösterişli el çantasından çıkardığı fareyi el çabukluğuyla yılanın ulaşacağı bir yere attı. Kimin aklına gelirdi ki bu pahalı çantada ölü farelerin gezdiği?
O sırada Arat kendi ekibini kurmak için adaylara bir göz attı. Tercihleri belliydi. Gevşek tiplerden hiç hoşlanmazdı. Mesela Boğa gibi. Ama baş belası bir an bile peşini bırakmıyordu. Dahası artık bütün bu hengameye Arat da alışmıştı. Göz ucuyla Boğa'ya baktığında zaten listesinde olmayan kim varsa onları topladığını görebiliyordu. Yeniden yaşam bulduğu kadına çevirdi gözlerini, bu sefer de huysuz bir aday ile konuşuyordu. Tüm inatçı keçileri nokta atışı yaparak nasıl buldu bilmiyordu. Ama doğru tekniği kullanıp hepsini yanına toplamıştı bile. Derin bir nefes aldı Arat. Yargı'nın isteyip de elde edemeyeceği hiçbir şey olmadığını düşünüyordu.
