Bölüm 3. Altın Boynuz

1.4K 171 779
                                    


Lütfen oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutma.
Sevgilerimle
T.Y 🥀

Y 🥀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yaşayanlar
Yaşamayanlar
Yaşayamayanlar

♟️Bölüm 3♟️

Altın Boynuz

GÜÇ : Güçlü olmak, insanın kendisinden kaynaklanır. Güçlü insan, içinde bulunduğu koşullar kötüleşse, sahip olduğu imkanları yitirse bile, kendi gücüyle yeniden başlayabilen, sonuç alabilen insandır.

♟️

Üçüzlerle birlikte bu tuhaf yerdeki yemekhaneyi geride bırakıp yürümeye başladık. Herkesin gözünü üzerimde hissetmek hiçbir noktada iyi bir durum değildi. Ölmeden önce (ki bir an önce kabullenme aşamasına geçmek zorundaydım) hasta ve saçlarım olmadığı için gözlerin odağı olurdum. Öldükten sonra ise yeni ve tuhaf kız olduğum için.

Kim kendi için öldükten sonra terimini kullanırdı? Deliriyor muydum? Odamda yalnız kalmaktan sıkılıp beynim kendime hayali arkadaşlar mı üretmişti? Eğer öyleyse Hazel'i de buraya almak isterdim.

Biz yürüyerek giderken yanımızdan birkaç at geçmişti. Sanki beynimin içinde bir uğultu hakimdi. Hâlâ bu olanların saçmalığını kaldıramayan bünyem kendine gelememişti.

Önümüze çıkan koca koca binalarda hiçbir isim yazmıyor, onun yerinde hangi grubu temsil ediyorsa o taşın sembolü bulunuyordu. Devasa büyüklükte olan her üçgen binanın duvarında bir at, bir fil, bir vezir, bir kale, bir şah ve bir piyon vardı. Satranç oynarken durumu çok kişiselleştirip kendimi oyun taşı yerine mi koymuştum acaba.

Binalar arasında olan boşluklarda farklı ek binalar daha vardı. Onları da bölümlerle ilgili hobi evleri olarak tanıtmıştı Işıl. Yanından geçtiğimiz bir grup erkek ıslık çalınca, zorbalığın ve laf atmanın, evrenin neresinde olursan ol olacağını anlamıştım. Işıl tek tek onların gözünün içine baktığında hepsi birden elleriyle kulaklarını tıkamış, acı çekiyormuş gibi görünüyordu. "Yürü tatlım, aptal çocuklar her yerde vardır."

Binaların hepsi yarısı siyah ve yarısı beyaz çapraz bir şekilde boyalıydı. Keza satranç taşı figürleri ise siyah kısımda beyaz, beyaz kısımda siyah şeklindeydi. Figürün çevresi ise altın yaldızlarla süslenmişti. Göz alıcı ve muhteşem gözüküyordu. Şah ve vezirlerin olduğu grubun önünden geçerken şöyle bir baktım. Sayıca azlardı ama varlardı. Hem kendini gizleyen kitleyi hiç bilmiyordum. Orada olmaları güvenli olmadığından mı gizliyorlardı.
"Baksana?" diye fısıldadım Işıl'a "Kendini gizlemelerinin özel bir anlamı var mı?"

YAŞAMAYANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin