Eveeet ben geldimm. Bien-aime yeni bölümü sizlerle. Biraz uzun bir bölüm odlu keyfini çıkararak okuyunn dicemm bölüm sonu aklıma geldi.🥺
Yazım hataları varsa affoluna.
Neyseee hadiii baybaaay.•
Elindeki buz parçasını Taehyung'un yanağının üzerinde tutarken aynı sırada abisine ters bakışlarla bakmaya devam ediyordu. İçinde bir yandan endişe varken diğer yandan öfke vardı. Hâlâ Yoongi'nin böyle bir şey yaptığına inanamıyordu. Oldukça öfkeliydi abisine. Ve bir şey dememesinin en büyük sebebi yanındaki ruh eşiydi.
Taehyung yanağındaki buz yüzünden rahatsızca kıpırdanırken diğer yandan da omeganın sargılı elini elleri arasına almış ve okşuyordu. Bu hareketiyle Jungkook'un bakışları abisinden çekilmiş bakışlarının adresi tekrar Taehyung olurken dudakları istemsizce büzülmüş ve henüz atlatamadığı duygu yoğunluğu nedeniyle gözleri dolu doluyken konuşmuştu.
"Çok mu acıyor, ilaç süreyim mi?"
Konuştuktan sonra Taehyung'un bakışları Jungkook'un yaralı elinden çekilmiş ve omegasının gözlerinin içine bakmıştı. O an yüzünde bir tebessüm belirirken Jungkook'ta onunla birlikte gülümsemişti sonunda. Ona bir şey olmuş olma düşüncesi canını çok yakmıştı ve canının yanması da ona bir şey olma ihtimalini yükseltmişti sadece.
Ama o iyiydi. Şu an yanında, eli elleri arasındaydı. Başka ne isterdi ki.
"İyiyim güzelim, doldurma o gözlerini artık. Acımıyor canım, gerçekten."
Yalan söylediğini biliyordu. Manyak abisi nasıl vurduysa anında morarmış ve şişmişti yanağı. O dokunmaya bile kıyamazken onun böyle bir şey yapmış olmasına hâlâ inanamıyordu omega. Üstelik düğün günlerinde. Birazdan nikahları başlayacaktı ve onların düştüğü bu durum onu üzüyordu. İnanamıyordu hâlâ böyle bir şey yaşadıklarına.
"Acımıyordur, çok sert vurmadım."
Karşıdan gelen ses ile Taehyung'un avuçları arasındaki eli sıkmış ve dayanamayarak ona dönmüştü. Ryujin ve Hoseok aşağı inmişlerdi nikah memurunu halletmek için. Hyerin ve Jimin ise ailelerin yanına gitmişti. Bir sorun olmadığını ve birazdan ineceklerini söylemek ve onları endişelendirmemek için. Diğerleri ise odada birlikte oturuyorlardı.
"Çok sert vurmadım mı? Ya sen ruh hastası mısın, neden vuruyorsun Tanrı aşkına, bir de karşıma geçmiş çok sert vurmadım diyor! Adamın yanağını mosmor ettin ya, nasıl vurursun!"
Öfkeden dolayı ne dediğini bilemezken yüksek çıkan sesine karşılık Yoongi'nin göz devirdiğini görmüştü. Yoongi ise hiç beklemeden hemen cevap vermişti. İçi rahatladığı için umursamaz görünüyordu.
"Nankör işte ne yapacaksın! Senin için korktuk herhalde oğlum. Zaten gelmeseydi yerin dibine de gitse onu bulur ve yüzünü morartmaktan beter yapardım. Dua ette geldi."
Söyledikleri ile odada derin bir sessizlik oluşurken herkesin bakışları Taehyung ve Jungkook'u bulmuştu. Sessizliği bölen şey ise Taehyung olmuştu. Oturduğu yerde kendini toplayarak dikleşmiş ve sert çıkan ses tonuyla konuşmuştu.
"Siz çıkın, biz on dakikaya aşağı ineceğiz."
Sesindeki tını herkesi ürpertirken odadan çıkan ilk kişi Yoongi olmuştu. Ama çıkmadan önce arkadaşına attığı bakış her şeyi çok net bir şekilde açıklıyordu. Herkes çıktıktan sonra gözlerini kapatıp derin bir nefesi içine çekti Taehyung. Ancak yanağında hissettiği temasla birlikte gözlerini aralamış ve Jungkook'a dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bien-aimé • Taekook
FanfictionJeon Jungkook ilk kızgınlığını ruh eşiyle geçirdiğinden habersizdi. Okulda edebiyat hocası ile ellerinin temas etmesi ikisinin de hayatını tamamiyle değiştirecekti.