Selamm...
Bu sefer sizi çok bekletmeden bölümü atıyorum. Bu bölüm diğerleri gibi değil çünkü. Okuduktan sonra bana kızmayın çünkğ bazı şeylerin ortaya çılabilmesi için bu gerekliydi...
İyi okumalar...
~~~~~~
Dolu Kadehi Ters Tut - Gitme
Seksendört - Hayır Olamaz
~~~~~
Bölüm- 16
8 sene önce;Ev, her zamanki gibi soğuk ve sessizdi. Behram, sert adımlarla mutfaktan çıktı ve Baran'ın arkasından hızla yürüdü. Aksa, abisinin adımlarını takip ederken, kalbinin çarptığını hissediyordu. Küçük kız, elini ağzına kapayarak nefesini tutuyordu. Bir şeyin kötü gideceğini biliyordu. Baran, ne kadar güçlü olursa olsun, Behram'a karşı koyamazdı. O, her zaman her şeyi kontrol eden, gücü elinde tutan bir adamdı.
Behram, Baran'ı koridorun sonuna kadar itti ve sertçe kollarından tuttu. Baran, kendini savunmaya çalışmadı. Karşılık veremezdi, kardeşi vardı. Aniden Behram'ın sesi koridoru yankılayarak patladı:
"Ne zaman adam olacaksın, Baran? Ne zaman vazgeçeceksin!"
Baran, gözlerini yere indirdi. Ağlamak istiyordu ama yıllardır öğrendiği tek bir şey vardı: Erkekler ağlamazdı. Gözleri nemlendi ama hiçbir şey söylemedi. Behram'ın bakışları, soğuk ve taş gibiydi. Karşısındaki 18 yaşındaki genç adamı bir hiç gibi görüyordu.
Baran'ın gözleri küçülürken, Behram'ın sesi iyice yükseldi. "Sana ne dedim! Kardeşini başkalarından koru, bizden değil! Sok bunu o taş kafana!"
Behram'ın parmakları, Baran'ın koluna daha da derinleşti. Baran'ım canı acımadı, büyümüştü artık. Büyürken alışmıştı... Aksa, abisini izlerken, korku içinde bir adım daha geri gitti. O an her şey yavaşladı; kalp atışları, içindeki gerilim, her şey. Korku, Aksa'nın içinde soğuk bir rüzgar gibi esmeye başladı.
"Abicim..." diye fısıldadı ama sesi sadece bir sesteşlikti. Baran, dönüp göz ucuyla ona baktı, ama hiçbir şey söylemedi. Ne söyleseydi ki? Bu, savaşmaya değmeyecek bir savaştı.
Behram, gözlerinde bir kindarlıkla, Baran'ı iki elleriyle itti. "Odaya gir!" dedi. "Öğreneceksin, Baran. Öğreneceksin!" Ve bir hamleyle, Baran'ı kâbusu olan karanlık odaya doğru sürükledi.
Aksa, gözlerinden yaşlar süzüle süzüle onları izledi. Ellerini kalbinin üzerine kapamış, derin bir nefes alıyordu. İçinde fırtınalar kopuyordu ama hiçbir şey yapamıyordu. Baran'ı yalnız bırakmak istemiyordu, ama annesi ve babasıyla karşı koymaya gücü yetmeyen bir çocuktu.
Behram, Baran'ı odanın ortasında bırakıp kapıyı hızla kapattı. Kapı, her zaman olduğu gibi metalik bir sesle çarptı. O an, Aksa, karanlık oda ile arasında kalmış bir uçurum gibi hissetti. Karanlık... O kadar karanlık bir yerdi ki, gözleri bulanıyordu.
Baran, karanlıkta bir süre hareket etmeden durdu. Odaya girdiği anda, Behram'ın ne demek istediğini anlamıştı: Herkesin gözlerinden düşen umutları yerle bir etmekti tek amacı. Baran, arkasından kilitlenen kapıya yaslanıp başını iki elleriyle tutarak oturdu. İçindeki acıyı dışarıya vurmanın hiçbir anlamı yoktu. Bunu bilmek, onu daha da hüsrana uğratıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Ruhların Çığlığı
Teen Fiction《Gözyaşları ruhun sessiz çığlıklarıydı.》 ~~ Yetişkin içerik mevcuttur. Bu uyarımı dikkate alarak başlayın lütfen. Sonrasında bu konu ile ilgili herhangi bir şikayet görmek istemiyorum.