Selammlaaar...
Bölüm bölüm diye diye öldüünüz...
Ben hiç umurunuzda değilim ama. Sizi kınıyorum...Arkadaşlar oy verin lüütfeen. Oy sayımız çok düşük kalıyor. Okunma sayısı da aynı şekilde. Aslımda bölümlerin geç gelmesinin bir diğer sebebi de bu. Okunma sayısının artmasını bekliyorum. Lütfen bana yardımcı oluunn
Yorum yaparak okuyun lütfen..
Ayrıca yazım yanlışları olabilir, kusurumuza bakmayınız...
Zaten ileride büyük bir düzenleme yapacağım..
İyi okumalar...
~~~~~
Yalın - Halbuki
Göksel - Uzaktan
~~~~~
Bölüm-18
Kalbim...
Kalbim… kalbim, sanki bir kuşun kanat çırpışları gibi çırpınarak atıyordu. Her atışında, göğsümde bir boşluk oluşuyordu, bir şey yerinden çıkacak gibi. Vücudumun her yerinde bir titreme vardı, tıpkı bir elektrik akımının tüm sinirlerime yayılması gibi.
Bacaklarımın altındaki zemin kayıp gidiyordu, sanki yere basmıyormuşum gibi, her an havada asılıymışım gibi hissediyordum. Ellerim, parmak uçlarıma kadar titriyor, her şeyin çok hızlı, çok yoğun olduğunu hissediyordum. Bir tarafım her şeyin hemen olup bitmesini isterken, diğer tarafım ise bu anı uzun tutmak için çırpınıyordu.
Bedenim tamanen uyuşmuş gibiydi. Hareket edemiyordum. Gözlerim anın şaşkınlığı ile kapanmıştı. Giran'ın dudakları, dudaklarıma değdiğinde bir saniye bile hareketsiz kalmamış, beni bitirmeye başlamıştı. Ben ise adeta kıvranıyordum. Kalbim tatlı bir acı içinde kıvranıyordu. Ne yapacağımı bilemedim? Bu acı olmayan işkenceye son vermeli miydim?
Bunu istemiyordum...
Giran'ın elinin sıcaklığını elimde hissettim. Dudakları, dudaklarımı esir almaya devam ederken elimi tuttu sıkıca. Parmaklarını, parmaklarımın arasından geçirdi ve elimi kaldırarak arkamdaki cama yasladı. Beklemediğim bir anda üst dudağımı dudakları arasına alıp ısırdığında kendimden geçmişcesine bir inilti döküldü dudaklarımın arasından. Dayanamıyordum...
Giran dudaklarını aralayıp dudaklarımı tamamen ağzının içine alınca irkilerek serbest duran elim ile omuzunu saran tişörtü kavradım. Hayır, korktuğumdan değildi. Her an bayılabilirdim. Elimi sıkarak cama doğru biraz daha ittirdi. Karşılık bekliyordu, iseteyip istemediğimden emin olmak istiyordu ama bunu yaparken dudaklarıma asla acımıyordu. Bu iş gittikçe tatlı bir işkenceye dönüşüyordu.
"Tepki göster." diye fısıldadı dudaklarıma doğru, sonra ise beklemeden alt dudağımı dudakları arasına alıp dişlerini dudağıma geçirdi. O tatlı sızı, kalbimdeki sızı ile eş değerdi. Dudaklarımı araladım sadece. Yanaklarım ısındı, utanç her bir yanımı sararken bu saçma bir duygu gibi geldi. Neden utanıyordum ki? Karşımdaki Giran'dı...
Bir eli, elimi cama yaslarken diğer elini belime çıkardı. Tişörtümün altından karnımı tamamen saran bandajda durdu avucu. Her hareketini özenle seçen, acıtmaktan korkan bir Giran değildi artık.
Dudaklarıma yaptığı işkenceyi farkında mıydı?
Daha fazla durmadım; dudaklarımı araladım ve onun aksine oldukça acemi bir şekilde karşılık veremeye çalıştım. Bir ilkti benim için. Giran, bu küçük hamlem bile onu mest etmiş gibi daha da yumuldu dudaklarıma. Cama yaslı bedenime yasladı kendini. Tatlı işkencesine devam ederken ona uyum sağlamaya çalışıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Ruhların Çığlığı
Ficção Adolescente《Gözyaşları ruhun sessiz çığlıklarıydı.》 ~~ Yetişkin içerik mevcuttur. Bu uyarımı dikkate alarak başlayın lütfen. Sonrasında bu konu ile ilgili herhangi bir şikayet görmek istemiyorum.