Yeni bölümden herkese selamlar... Saat bir tık geç olabilir ama neden oşmasın değil mii?
Neyseeee...
İyi okumalar.
~~~~
Evgeny Grinko - Valse
Arctic Monkeys - Do I Wanna Know?
~~~~
14.Bölüm;
Gözlerime akın eden günün ilk ışıkları, gözümü açmamak için ne kadar direnirsem direneyim, sulu gözlerimi daha da sulandırıyor; adeta huzurlu uykumu mahvetmek için yoğun uğraşlar gösteriyordu. En son onu daha fazla uğraştırmadan gözlerimi araladım uyuşuklukla. Beklediğim manzarayı görmenin verdiği mutluluk ve huzur ile dudaklarım yavaşça iki yana kıvrıldı. Giran'ın gözleri kapalıydı ve nefes alışverişleri düzenliydi. Uyuyordu.
Doğrularak ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Yere değmeyen ayaklarıma bakınca kıkırdadım istemsizce. Boyum kısa değildi, en son ölçtüğümde 1,70'e yakındı. Sorun bende değil, bu yataktaydı. Fazla ve gereksiz büyüktü.
Boş düşüncelerimi geri göndererek ayaklandım bu defa. Ayağımı yere basar basmaz ayağımın altında hissettiğim tüylü yapıyla küçük sayılmayacak bir çığlık atarak yatağa geri zıpladım ve ayağa kalkarak eğildim ve neye bastığıma baktım korkuyla. Giran, çığlığımla aniden fırlarken bastığım şeyin sadece halı olduğunu görerek rahat bir nefes verdim. Kafayı yemiş ve iyice paranoyak olmaya başlamıştım. Halıyı asla fark etmemiştim ve bana zarar verebilecek bir böcek türü görmeyi bekliyordum. Halıdan bile şüphe edebilecek konuma gelmiştim.
"Ne oluyor?" Giran'ın sesini duymamla ona döndü bakışlarım bu defa. Hala yatağın üzerinde ayakta dururken ona üstten bir bakış attım. "Lâl? Senin orada ne işin var?"
"Ben mi?" diye sordum işaret parmağımla kendimi işaret ederek. Giran uykulu gözlerini kırpıştırdı alamaya çalışarak. "Şey yapıyorum."
"Ney yapıyorsun?"
"Duruyorum öyle." Halıdan korktuğumu bilmese de olurdu. Boş bir bilgiydi ve öğrenmesine hiç herek yoktu. "Canım ayakta durmak istedi de." derken ona doğru yaklaştım yatağın üzerinde. Giran yerin üzerinde ayakta dururken, ben yatağın üzerinden başımı eğmiş ona bakıyordum. Giran'ın yüzü ancak omuz hizama ulaşabildiğinden başını kaldırarak bakıyordu yüzüme o da.
"Çığlık atma sebebin neydi peki?" diye sordu bu defa. "Aniden uyanınca delirmiş gibi oluyorum."
"Biliyorum." dedim hemen. Giran'ın havalanan kaşlarla bana dönmesi sonradan beni bu söylediğime pişman etse de bir adım daha attım ona doğru. "Bilmiyorum. Nereden bileyim hem?"
"Siktir. Çok tatlısın." Dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken bakışları gözlerime odaklıydı. Tatlı olmak için bir çaba göstermiyordum ama bunu onun ağzından duymak tuhaf gelmişti nedense. "Gel buraya." Kolunu bir anda belime sararak elini bel boşluğuma bastırdı. Beni kendisine hızla çekerken bir anda ayaklarım yerden yani yataktan kesildi ve kendimi onun kucağında buldum. Refleks olarak bacaklarımı beline dolayıp ayaklarımı arkadan birleştirince şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Artık yüzlerimiz aynı seviyedeydi ve birbirine fazla yakındı.
"Yerim seni ben." dedi sanki bebek severmiş gibi. Kucağında benle beraber ilerlemeye başlayınca ellerimi iki yandan sert omuzlarına bastırdım. Sırtım bir anda duvarla temas edince enseme bir ürperti yayıldı. "Şu tipe bak. Geberiyorum kızım sana. Nasıl bir aşk bu amına koyayım? Ölüyorum sana."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Ruhların Çığlığı
أدب المراهقين《Gözyaşları ruhun sessiz çığlıklarıydı.》 ~~ Yetişkin içerik mevcuttur. Bu uyarımı dikkate alarak başlayın lütfen. Sonrasında bu konu ile ilgili herhangi bir şikayet görmek istemiyorum.