Kürşattan
Yataktan kalkıp aynada kendisini izleyen sevdiceğimin yanına ilerledim. Arkadan sarılıp burnumu boynuna dayayıp içime derin bir nefes çektim. Sanki karşımda küçük bir bebek vardı da ne öpmeye doyuyordum ne de koklamaya, sevdikçe sevesim geliyordu onu.
"Şuraya bak resmen yemişsin iki dakikada beni." Boynundaki izleri işaret edip dert yanıyordu. Dayanamayarak iz çıkmış yeri tekrar öptüm. "Ben çok iştahlı bir adamım artık katlanacaksın yavrum" dedim keyifle.
Aynadan bakışlarımızı birleştirip elini belindeki kollarıma sardı. "Yiyecek birşeyler sipariş etmiştim, onu yiyelim önce " dedi. Kafamı sallayıp beni mutfağa yönlendirmesine izin verdim. İkili sandalyenin birini çekip otudum. Ben önümdeki paketleri açarken o da içecekler için bardak çıkarıyordu dolaptan. "Kürşat?" Düşünceli ses tonundan sormak isteyeceği soruyu elbette tahmin edebiliyordum. "Buyur gülüm" diye yanıtladım onu.
Bardakları masaya koyup sandalyesine kurulduktan sonra "Nasıl oldu da buldun beni, ben bugün sabah senin mezarına gittim. Ölmüştün." dedi çekinerek. Elimdeki işi sonraya bırakıp bakışlarımı ona çevirdim. "Allah'tan kamyon kazasında ölmedim." Ortamın gergin havasını dağıtmak için sakayla karışık cevap verince kahkaha atıp koluma vurdu. "Dalga geçme yahu ciddi ol biraz."
"Elbette öldüm, ama ölüm bile ayıramadı bizi." Dikkatle beni dinliyordu. "Aslında yaklaşık iki aydır herşeyi hatırlıyorum. Ondan önce rüyamda hep seni görüyordum o piçin sana ateş ettiği kollarımda hareketsiz yattigin anı, sürekli üst üste aynı rüyayı görmek piskolojimi bozmuştu. Artık uyku uyuyamıyordum. Rüyalarımda ruhum acı çekiyordu."
Masanın köşesindeki sürahiden kendime su doldurup iki dikişte bitirdim. "Hayatımda daha önce görmediğim bir adam için niye uykumdan ağlayarak uyandığımı, uyandıktan sonra kalbime inen ağrıyı, içimde oluşan o boşluk hissine anlam vermem günlerimi aldı. Taki artık rüyamda başka anıları görene kadar, o ilk karşılaşmamızı, kahvehanedeki günlerimizi, geceleri pencerenden odana girdiğim anları, seni öpüp bana kufrettiğin her bir anı artık kafamda toplanıyordu. Eskiden rüya diye geliştiriyordum ama insan her rüyasını hatırlarmıydı?" diye kendime sorduğum soruya kafasını olumsuz sallayıp cevapladı.
"Peki bugün niye beni tanımıyormuş gibi davrandın?" Kırgın çıkan sesiyle sorduğu soruya gülümseyerek karşılık verdim. Koca adam olabilirdi ama ben karşımda küsmüş bir bebekten başka birşey göremiyordum. "Oynamak istedim ama dayanamadım daha fazla. Hem zamanında az kosturmadın peşinden küçücük bir şakadan ne olurdu ki hm"
"Demek oyun oynuyordun, illaki çıkarırım bu oynunun acısını merak etme sen" tehditvari şekilde kafasını sallayıp bardaklara ayran dökmeye başladı. Gülümseyip onu izlemeye devam ettim. Ne diyebilirdim ki ondan gelen herşeye razıydım. "Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş." Gözlerinin içi parlıyordu bana bakarken."Sen beni çok seviyorsun ha!" diye gülerek böbürlendi yerinde. "Benim gözlerimden görsen kendini sende çok severdin sevgilim." Aşkından şair olacaktım yakında. Bir insan bu kadar sevebilirmiydi. Ona bakınca içi gidebilirmiydi. İçim gidiyordu be, bir de o güzel gözleriyle insanın içine içine bakmıyormu alıp göğsüme sokasım geliyordu.
Dayanamayıp ensesinden tuttuğum gibi kendime çektim, sertçe dudaklarını öperken hemen karşılık vermesiyle onunda kendini zor tuttuğunu fark ettim. Sonra aklına birşey gelmiş gibi hemen kendini çekip gözlerimin içine baktı. "Tufan abi olmasa hiç karşılaşamayacakmıydık peki?" Onu doya doya öpememenin verdiği usanmışlıkla sıkıntılı bir nefes bıraktım.
"Amcam olmasa da ben yine seni bulurdum gülüm." Tekrar onu öpmeye yeltendiğimde yine kendini çekti. "Yemekler soğudu önce yemek yiyelim sonra sabaha kadar öpersin beni." dedi tatlı tatlı gülümseyerek.
Kafamı sallayıp onu serbest bıraktım. İyice karnı doysundu. Sonuçta gece rahat bırakmayacaktım onu.
Selamlar
Umarım aklınızdaki bütün soru işaretlerini giderebilmişimdir. Eğer giderememişsem artık siz kendi yolunuza ben kendi yoluma khkydflu
Finali erken bulanlar olmuş
Aslında bir kaç hafta sonra hayatım artık yeni bir dönüm noktasından gecicek ve ben o zaman geldiğinde sizleri bölümsüz bırakmak istemem. Ama muhtemelen artık bu kadar aktif olmam. O yüzden final mevzusunu açtım. Ha yok biz bekleriz derseniz elbette final yapmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERİT (GAY)
FantasyNe yani ben 1986 yılında gôtünü veren bir ibnemiydim hemde ülkücü bir adama..