İyi okumalar..
🍃
"Senin ne işin var burada?!" diye bağırarak konuştum.
Sanki hiç diz kapağına ayağımı geçirmemişim gibi dimdik ayakta bana bakıyordu.
Sen olsan şimdi dizim dizim diye ağlıyordun.
"Sana diyorum, evimi nasıl buldun?!" bağırmaya devam ediyordum ama onda tık yoktu öylece gözlerimin içine bakıyordu.
Yavaş adımlarla bana yaklaşıp dolapla kendi arasında sıkıştırdı beni. "Elya, Elya." diyerek eğilip burnunu burnuma sürttü tekrardan.
"Ne yapıyorsun?"
"1 haftadır karşına hiç çıkmadım, yeterli değil mi?"
"Ne saçmalıyorsun sen?!" diye yüzüne doğru tısladım.
"Bana bir anlaşmayla geldiler." burnundan gülerek sertçe nefesini verdi, "Bana?!"
"E yani bununla evimde olmanın ne alakası var?" diye sordum.
"Anlaşmaya gelen Rıfat'tı!" Rıfat ismini duymamla vücudum buz kesti.
"Bu gece bu evde seni diri diri yakmak istiyorlar Elya!" diye dişlerinin arasından konuştu.
"Anlaşma?" dedim sadece.
"Onlara yardım edip bu olayı örtbas etmemin karşılığında Atabaş'ları bitirecek belgeleri İzem bana getirecekmiş." kendi dediğine başını iki yana sallayarak güldükten sonra, "Sanki ben istesem 2 dakika da onları iflas eşiğine getiremezmişim gibi." diye kendi kendine mırıldandı.
"Atabaş?"
"Mehmet ve Cennet Atabaş." dedi.
"Senin onlarla bir sorunun mu var?" diye sordum.
"Benim derdim sadece Mehmet Atabaş'ın babasıyla." bakışlarımı harelerine çevirdim.
"Neden?"
"Orası da bende kalsın zehir." dedi.
Zehir mi?
"Bu gece bu evde olmamalısın Elya. Bu gecelik evini ödünç alabilirim değil mi?" aklıma gelen Han'la her şeyi unutup hızla ona başımı salladım.
Dolaba dönüp tekrardan hırkamı üzerime geçirir geçirmez elimde ki telefonda titremeye başladı.
Arkamı dönüp kapıdan çıkacakken, "Benim gerçek ailemin kim olduğunu duymuşsundur." benim dediğimle o da aynı anda, "Bu kılıkla nereye?" dedi.
Başını iki yana sallayarak, "O Rıfat puştunun sana yaptıklarını bilmiyorum ama gerçek ailenin Atabaşlar olduğunu duydum." kaşlarımı kaldırınca.
"Sana Atabaşlarla değil Mehmet Atabaş'ın babasıyla sorunum olduğunu söyledim." başımı salladım.
"Dağ bu aralar ya ismin ya sen karşıma çok çıkıyorsun." dedim.
Sadece dudağını hafif kıvırdı bir şey demedi.
Omuzlarımı çökertip, "Han'ın yanına." dedim.
"Bıçaklar ne alaka?"
"Bana eğitim veriyor." gözlerini kıstı ama bir şey demeden başını salladı sadece.
Tam kapıdan adım atacakken bir anda durup başımı ona doğru çevirip, "Bana neden yardım ediyorsun?" dedim.
"Ölmeni istemiyorum zehir." dedi.
"Neden?"
"Haddinden fazla bilgi verdim, şimdi git." dedi.
"Dağ, dikkatli ol." dudaklarını hafif kıvırıp bir şey demedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN GÜNDÜZE İHANETİ
ActionHerkesin korkuyla kaçtığı adam bir kadının gözlerini bile kaçırmasından korkuyordu. Boşuna demiyordu, o onun kanına işlenmiş zehriydi.. ..... En yakın sandıklarının ihanetleriyle kavrulduğu an asıl hikayesi başlıyordu.. |Yetişkin içerikli unsurlar b...