15.Bölüm

39 5 22
                                    

İyi okumalar :)

🍃

"Sen, sen?!" Cahit bey'in tökezleyen sesinin ardından hiddetle, "Bok sana ait! vermem, duydun mu?! vermem kardeşimi sana!" dedi.

Bakışlarım Dağ'a döndüğünde dudaklarında tehlikeli bir gülümseme yer aldı.

"Gel al onu benden." dedi.

Cahit bey bana yaklaşmaya çalışırken Ateş kolunu omuzumdan kaldırıp önüme Demir'le birlikte barikat kurmalarıyla kaşları iyice çatılıp, "Çekilin lan!" diye bağırdı.

"Cahit Atabaş eğer ona parmağının ucu bile değerse benimle değil Zemheri'yle muhatap olursun!" diye tısladı Dağ.

Bunu Rıfat'a da demişti.

Zemheri?

Cahit bey yutkundu ama vazgeçmeyecek olacak ki yine adım atacakken, "Yaklaşma bana Cahit Atabaş!" diye dişlerimin arasından konuştum.

"Ulan! bu adam benim düşmanım, düşmanım!" diyerek sinirle bana konuşunca bende omuzlarımı silkerek, "E senin arkandakilerde benim canıma kast ettiler." dedi.

"Elya yalan söylemeyi kes!"

Al attı bende civatalar, "Ne yalanı?! ulan sen yıllar önce seni kurtarması için Dağ'ı ben gönderdim demedin mi?! dedin. Ben kimin yüzünden vuruldum Cahit Atabaş? Cihangir! o zaman senin arkanda ki insanların Cihangir'le işi ne?!" dediklerimle adımları durdu.

Bakışlarını arkaya çevirdiğinde Han hemen, "Abi yemin ediyorum yalan söylüyor! son zamanlarda zaten çok değişmişti demek bu yüzdenmiş. Başka bir ekibe gitmek içinmiş her şey." dedi.

Yeter artık üzülme kalbim.

Bak onlara acımasızca darbelerini atmaktan vazgeçiyorlar mı?

Cahit bey bir onlara bir bana bakarak kimin doğru söylediğini anlamaya çalışırken yine atılan ben olarak, "Neden Elya?" diye sordu.

"Sana yazıklar olsun Cahit Atabaş. Bu sözlere inanıyorsan, buraya gelip kardeşim kardeşim diyemezsin." dedi Ateş.

"Yeter daha fazla sizlerle muhatap olmak istemiyorum!" diyerek bakışlarımı Han'a çevirip, "Buraya amaçladığınız ölümümü gerçekleştiremediğinizi bizzat göstermeye geldim Han Atav pardon Han Atabaş." dedim.

Atabaş dememi duyan tüm salonun bakışları şaşkınlıkla beni buldu.

Dudağım kıvrıldı.

Atabaş ailesine kaydığında bakışlarım, İlgin ve büyükanneyle dede hariç hepsi dolu gözleriyle bana bakıyorlardı.

Önüme dönerek, "Şeytan ailesi." diye mırıldandım.

"Gidemezsiniz!" Cahit Atabaş'ın bağırışıyla bıkkın bakışlarımla ona dönerek, "Neden?" diye sordum.

"Öyle kafana göre ekip değişemezsin Elya! kurallar var geçerli bir sebep olmadığı sürece ekip değiştirmesi yasaktır." dedi.

"Pekala ekibimde ki insanların canıma kast etmeleri bence gayet makul bir gerekçe." dediğimde sinirle soluyarak, "Yalan değil gerçek bir gerekçe. Kanıtın var mı? yok!" dedi.

Dudaklarımda ki kıvrılma tekrardan yerini bulduğunda telefonumu çıkartıp o gece Han'ın beni arayıp dediklerinin kayıtlarını dinlettim.

Herkes buz kesti.

Kessinler!

Cahit Atabaş hızla Han'a dönerek, "Sen ne yaptın Han?" diyerek dehşetle sormasıyla Han, "Abi yalan montaj! bu herifler yapmışlar, ben öyle bir şey söylemedim. Elya'ya olan düşkünlüğümü en iyi sen biliyorsun. Ben kardeşime nasıl böyle bir şey yapayım?" dedi.

GECENİN GÜNDÜZE İHANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin