İyi okumalar :)
🍃
Elimde ki telefon elimden kayınca karşımda ki Dağ telefonu yere düşmeden tutup, telefonda ki Han'a bir şeyler söyledi ama algılayamadım.
Zihnim şaşkınlıkla harmanlanmıştı.
2 yıl sonra yarım bıraktığı işi tamamlamaya gelmiş Elya.
Aklım 21 yaşımda ki anımıza gitti.
Beni vurmadan 1 yıl öncesi..
"Cihangir?" bugün benim için İstanbul'a kadar geldiği için içimde tarif edilemez mutluluk vardı.
"Hım." saçlarımla oynayarak cevap verdi bana.
"Sen gelmem, gelemem diyordun nasıl gelebildin?" diye sordum.
"Annemden bir ipucu yakaladım Elya'm, hem senin doğum günün için hem de onun için geldim." deyince hüzünle çöktü kaşlarım.
Benim için gelmemişti aslında..
"Anladım." dedim sadece.
"Elya?"
"Hım."
"Ben en iyi tanıyan sensin, annemi bulmak için ne zorluklar çektiğimi de bilen sensin." ee dercesine baktım ona.
"Beni ne yaşarsak yaşayalım affeder misin?" sorduğu soruyla kaşlarım çatıldı.
"O nasıl soru Cihangir? annenle benim seni affetmemin ne alakası var." diye sorduğumda parmaklarıyla kaşlarımı düzeltti.
"Çatma hemen kaşlarını geleceği bilmiyoruz sadece annemden sonra en kıymetlim olan seni kaybetmek istemiyorum." dediklerinin saçmalığıyla ona baktım.
Bu ne kadar saçma bir soruydu? annesiyle benim ne alakam vardı?
"O zaman ne yaparsan yap ama seni affedemeyeceğim hata yapma." dedim.
"Seni bu kadar severken yapar mıyım?" dedi.
Ve 1 yıl sonra gözlerini kırpmadan ölümle tanışmamı sağlamaya çalıştı.
Birinin kolumdan sarsmasıyla kendime geldim. Harelerime karşıma çevirdiğimde Dağ'ın hareleriyle çakıştım.
"İyi misin?" diye sorduğunda başımı sallayarak onayladım.
"Geçiştir diye sormadım Elya."
"Asıl sen nasılsın? yaran nasıl oldu?" diye gözlerimi kaçırarak konuyu değiştirdim.
"Elya, Cihangir kim?" hızla harelerim onu buldu tekrardan.
"Kimse Dağ duydun mu?! kimse. Konuyu kapatalım lütfen. Yaran nasıl?"
"İyiyim." beni zorlamadan konuyu kapattı.
Uzaklaşan silah sesleriyle bir anda alnını alnıma yaslayıp, "Neden sürekli karşımda seni görüyorum?" diye mırıldandı.
"Asıl senin evimin orada ne işin vardı?" diye bende ona sordum.
"Senin için geldim. Bugün ki yaptığın saçmalık neydi?"
"Niye benim için geldin?"
"Önce sen küçük ceylan." dediğinde kaşlarım çatıldı ama onu, "Doğruluk cesaretlik yüzündendi." diye cevapladım.
"Ha benim yerime başkası olsa onu öpecektin yani?!" diye sormasıyla.
"Önce sen büyük ceylan." diye cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN GÜNDÜZE İHANETİ
AçãoHerkesin korkuyla kaçtığı adam bir kadının gözlerini bile kaçırmasından korkuyordu. Boşuna demiyordu, o onun kanına işlenmiş zehriydi.. ..... En yakın sandıklarının ihanetleriyle kavrulduğu an asıl hikayesi başlıyordu.. |Yetişkin içerikli unsurlar b...