İyi okumalar :)
🍃
Telefonun rahatsız eden melodisiyle yastığın altına başımı gömdüm ama ne çare.
Mesela telefonu açsan ya da kapatsan nasıl olur?
Sen sus.
Susmayan telefonla elimi atıp telefonu bulmaya çalıştım eğer bulamazsam arayan kişi şansına küssün.
Niye senin gibi harika mahlukatın sesini duyamayacak diye mi?
Evet bebeğim.
Mal.
Parmaklarımın ucuna değen telefonla söylenerek alıp açarak kulağıma bastırdım.
"Ne var? sabah sabah?!" diye homurdandım.
"Sabah mı? eğer biraz daha uyursan akşam olacak." Dağ'ın sesini duymamla birkaç saniye kendime düşünmek için izin verdim.
Bu sabah sabah niye beni arıyor?
Hâlâ sabah diyor ya! bir dün geceye git bakalım belki anlarsın niye aradığını.
Han!
Evet senden nefret eden Han.
"Elya? cidden 2 dakika içinde tekrardan uyuya mı kaldın? ses versene." Dağ'ın sabırsız sesiyle bugüne dönüp, "Buradayım." dedim.
"Kalk gel aşağıda seni bekliyorum." dedi.
"Dağ sen ciddi misin?! ya bir insan aynı evin içerisinde neden arama gereği duyar?!" diye cırladım.
Telefonla uyandırılmaktan hoşlanmıyordum.
"Keyfimin kahyası mısın?" dediğinde dan diye telefonu yüzüne kapatıp ağzının taklidini yapa yapa yataktan çıkarak önce banyoya gidip elimi yüzümü ve dişlerimi fırçaladıktan sonra aşağıya indim.
Beyefendi şöminenin karşısında ki koltuğa yayılmış baştan aşağı beni süzüyordu.
Defiledeyiz herhalde.
"Ne o beğenemedin mi tişörtünü?" diye iğneleyerek sordum.
"İçindekini pek beğenemedim." diye alayla konuşunca elimin tersiyle geçirmemek için kendimi zor tuttum.
"Olur öyle şeyler. Saygı duyuyorum göz problemlerine lakin eğer istersen tanıdığım yakın bir doktor var ona yönlendirebilirim." dediğimde kaşlarını çatarak, "Ne kadar yakın? cinsiyeti ne?" diye sordu.
Cidden mi?
Ona gözlerimi devirip şöminenin yanında ki ve onun karşısında kalan tekli koltuğa oturdum.
"Ne diye sabah sabah beni uyandırdın?" diye homurdandım.
"Saat öğlen iki Elya." dedi kaşlarını kaldırarak.
Etrafta gözlerimi gezdirip, "Hım öyle miymiş?" diye mırıldandım.
Burnundan nefes vererek gülüp başını iki yana sallayarak, "Önce bir şeyler atıştır sonra sana aldığım kıyafetleri koydum odana onları giy. Bugün semte gideceğiz." dedi.
"Evim eşyalarım." diye mırıldandım.
"Han'ların yanına adam yerleştirdim 2 güne akıllarına girecek eşyaların satılması için o sıra biz alacağız. Kitapçını da satıp sabah sana yer ayarladım şu an tüm kitapların oraya taşınıyor." dediğinde, "Şüphe çekmeyecek mi?" dedim.
Artık yaptıklarını ne ara yaptığını sorgulayamıyordum.
"Hayır. Yeni bir yer açmak için önceden sattığını söyleyecek yeni sahibi." dedi ve, "Kitaplarını da fark etmeyecekler çünkü aynı kitaplar alındı ve aynı düzeni kurdular. Bu arada telefonunda ki hattında yeni, gece uyuyakaldığında değiştirdim." diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN GÜNDÜZE İHANETİ
ActionHerkesin korkuyla kaçtığı adam bir kadının gözlerini bile kaçırmasından korkuyordu. Boşuna demiyordu, o onun kanına işlenmiş zehriydi.. ..... En yakın sandıklarının ihanetleriyle kavrulduğu an asıl hikayesi başlıyordu.. |Yetişkin içerikli unsurlar b...