-4.BÖLÜM-
Bu bolum DilayRL icin :* Umarim begenirsin..
Doruk
Yatalı birkaç saat olmuştu ki telefon çaldı.Benimki değildi eminim, geceleri sessize alırım ben.Hiçbir kuvvet beni uykumdan uyandırıp arayanla konuşmaya zorlayamaz çünkü.Derin telefonu alıp kapattı, tekrar yatağa girdi.
"Uyuyor musun?" Ah, bu kız beni deli ediyor.Aslında cevap vermemeliyim ama...
"Telefonun uyandırana kadar uyuyordum." dedim huysuz huysuz.
"Üzgünüm, annem aradı.Sen olsan açar mıydın?"
"Ben olsam o telefonu duymazdım zaten." dedim kızgın bir sesle.Ben yatmak istiyorum, hanımefendinin canı konuşmak istiyor.Çok bekler.Terslediğimi anlamış olacak ki arkasını döndü.Dönerken bacağı bacağıma deyince ilk defa bir kızla yatakta yan yana uyuduğumu fark ettim.Normalde başka şeyler yapıyorum çünkü.Düşününce fena sayılmaz, oldukça hoş bir vücudu var ama takıldığım kızlar gibi değil.Immm, o daha ulaşılmaz.Bu yüzden bu kızdan hemen uzaklaşmalıyım.Ama madem beni uyutmuyor, o da uyumayacak.
"Açmazdım." dedim uyumamış olmasını umarak.
"Eninde sonunda konuşmak zorunda kalacağım.Bunu geciktirmenin ne anlamı var?"
"Evet ama istediğin zaman konuşacaksın.Hazır olduğunda.Gecenin bir vakti kafan karmakarışık olduğunda değil."
"Neden yardım ediyorsun?Neden burdasın?Neden beni bırakıp gitmedin?" dedi.Ne cevap vereceksin bakalım Doruk bey.
"Çünkü ben senin gibi kızları bir başına sokakta bırakmayacak kadar iyi bir insanım." Kesinlikle öyleyim.
"Teşekkür ederim." dediğinde bana dönmüş gülümsüyordu.Çocuk gibi.Masum ve tatlı.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak zorunda kaldım çünkü Derini okula bırakacaktım.Benim canım okula gitmek istemiyordu, onu bırakıp evde biraz daha kestirecektim.Banyodan giyinmiş bir şekilde çıktı, okula gitmeye hazırdı.
"Nereye gideceğiz?" dediğinde beni şaşırttı.Okula gitmek isteyeceğini düşünmüştüm.Daha fazla başıma bela olmadan onu kendimden uzaklaştırmam gerek.
"Sen okula gideceksin." dedim ilgisiz bir ses tonuyla.
"Hayır, ders dinleyecek havamda değilim.Karnım aç.Kahvaltı yapsak?"
"Seni eve bırakıyorum o zaman." dedim. Bu yaptığım şey ne kadar doğru?Anne babasını şuanda görmek istemediğini söylemişti.
"Haklısın, burdan sonrasını ben hallederim.Sana daha fazla yük olmayacağım korkma." dedi.Bu kızın ağzı iyi laf yapıyor.Fazla zeki.
"Tamam, kahvaltıya gidiyoruz." dedim bileğinden tutup çekerken.
"Gerek yok.İstemediğinin farkındayım, aptal değilim."
"Gidiyoruz dedim." Benim sözümü dinleyecek tabi ki.Hepsi öyle yapar.
Kahvaltıdan sonra biraz dolaştık, konuştuk.Akşama doğru onu evine bırakmamı, ailesiyle konuşacağını söyledi.Evinin önüne geldiğimizde kendi içinde verdiği savaşı hissedebiliyordum.Son derece gergindi.
"Hey, sakinleş.Sadece konuşacaksınız." dedim.
"Keşke söylediğin kadar kolay olsa."
"Olacak, güven bana." deyip gülümsedim.Ona sürekli bana güvenmesini söylüyordum ve bu hoşuma gidiyordu.Kahramanıymışım gibi hissettiriyordu.
"Her şey için teşekkür ederim.Sonra görüşürüz." dedi ve normalde çok hoşuma gidecek bir şey yaptı.Yanağımdan öpüp içeri girdi.Arabaya binip eve doğru sürerken bile hala etkisinde olduğum bir öpücük.Sanki ilk defa biri beni öpmüş gibi hissediyorum.Bu çok garip aynı zamanda çok güzel.Ama kesinlikle bir daha onunla baş başa zaman geçirmeyeceğim.O bana göre birisi değil.Ben onu bir mendil gibi kirletip atacak biriyim çünkü.Ona bunu yapamayacağım için uzak durmak elimde kalan en iyi seçenek.
Derin
Sinirden, stresten ve gerginlikten neredeyse yerimde duramıyordum.Biraz sonra gerçekleri öğrenecek olmanın yükü omuzlarımda.
Ben düşüncelerimde boğulmadan annemler geldi.Annemler diyorum, çünkü ona artık baba diyebilir miyim bilmiyorum.
"Derin, bebeğim nerdeydin?" diyerek boynuma atladı annem."Bütün gece seni aradım ama telefonunu kapatmıştın." dedi tekrardan.
"Bana anlatacağınız bir şeyler var sanırım." dedim duygusuz bir sesle.Bunu yapmak için çok çaba harcıyordum, yapmazsam gözyaşlarımı daha fazla tutamazdım çünkü.
"Haklısın.Gerçekleri bilmek hakkın." dedi babam olduğunu sandığım adam.Ona nasıl hitap edeceğimi bile bilmiyorum.Konuşmak için salona geçtik.
"Dinliyorum."
"17 yıl önce annenle tanıştım.Sen 1 aylık bile değildin.Onu sekreterim olarak işe aldım.Zamanla birbirimize aşık olduk."
"Babama ne oldu peki?"
"Nerede bilmiyoruz ama yaşıyor diye duyduk." dediğinde jeton düşmüştü.
"Sen babamı bırakıp bu adama kaçtın." dedim annemin gözlerinin içine doğru bakıp."Sırf zengin diye.Sırf para için hayatını, benim hayatımı nasıl mahvedersin?" dedim gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak.
"Saçmalıyorsun.Babanla birbirimizi sevmeden evlendik biz.Sevmediğin biriyle aynı yatağı paylaşmak ne demek biliyor musun sen?"
"Peki ya ben?Benim bunları öğreneceğimi hiç düşündün mü?Beni hiç düşündün mü anne?Beni, öz kızını?"
"Ben onunla evlenirken kendimi, senin geleceğini ve birlikte kuracağımız mutlu yuvayı düşündüm." dedi sert bir sesle.Sinirlenmesi gereken benim ama o sinirleniyor.Delireceğim.
"Ben neden mutlu değilim?Ah, sen mutlusun ve paran var bunlar yeterli senin için.Unutmuşum." dedim tiksintiyle ona bakarak.
Bu kadarı bana yeterdi. Bundan sonra ikisinin de yüzünü görmek istemiyordum.
"Adını ve telefon numarasını istiyorum." dedim buz gibi bir sesle.İstediğimi verdikleri anda burdan defolup gidecektim.
Annemin kocası istediklerimi bir kağıda yazıp bana uzattı ve cebime biraz para koydu.İtiraz etme lüksüm yoktu çünkü beş kuruşsuzdum.Yukarı çıkıp bavulumu hazırladım.Evden ayrılmaya hazırdım artık.Kapıdan çıkarken son kez dönüp anneme baktım.Tepkisizdi.İtiraz etmedi gitmeme.Önemsemedi.Nasıl olsa ben kapıdan çıktıktan sonra da her şey eskisi gibi devam edecekti.Kapıyı sertçe çarpıp çıktım..
BOLUM OLDUKCA KİSA BİLİYORUM AMA HAFTA İCİ ANCAK BU KADAR YAZABİLİYORUM.HAFTASONU BİLGİSAYARA GECİNCE UPUZUN BİR BOLUM YAZACAGİM.OPUCUKLEER :* YORUM VE VOTELERİNİZ BENİM HER SEYİM..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH..
Teen Fiction"Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da, ne kadar şapşaldı.Bir sonraki karşılaşmamızda da çirkefti.Bir diğerinde masama oturan küçük bir yalancıydı.Şimdi ise sadece benim."