Merhaba canlarım..Bu kadar erken bolum yayınlamamın sebebi Gizem.Surekli zorluyor beni bolum yaz diye :( bu sizin icin iyi bir sey sanırım *-* keyifli okumalar.Yorumları merakla bekliyorum.Ve ilgi yoğun olursa hergün bölüm atmaya devam edeceğim.
Okul çıkışına kadar sürekli o notu düşünüp durdum.İçimi bir huzursuzluk kaplamıştı.Birinin benden böyle nefret etmesini sağlayacak kadar ne yapmıştım? En önemli soru da, kim yazmıştı o notu?Bütün saçmalıklar da beni bulurdu zaten.
Tenefüs zili çaldığında Denizi de yanıma alarak tuvalete gittim.Hepsi dolu olduğu için birinin önünde beklemeye başladım.Beklediğim kapıdan başka çıkacak kimse kalmamış gibi Selen çıktı.Yapışkan şey.
"Aa buraya bücürleri de mi alıyorlarmııış?" dedi 'ı'yı uzatarak.İğrenerek suratına baktım.
"Seni aldıklarına göre alıyorlarmış." Salak, benden daha kısaydı.
"Sen bana laf mı sokmaya çalışıyorsun aptal? Git yaşıtlarınla kavga et." dedi yanımdan çarparak geçerken.Ay iyi ki 1 yaş büyük benden.
"Yaşın benden büyük olabilir ama aklın için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." dedikten sonra tuvaletten çıktım.Gerizekalının yüzünden tuvalete de girememiştim.Girsem çıkana kadar bekler, bana laf sokup öyle çıkardı.Neyse ki laf atmasına fırsat vermeden çıkmıştım.Bir dakika, bu not bu sürtükten olabilir mi?İnanmıyorum, bu nasıl aklıma gelmez.Ben ondan Doruk'u almıştım.Yani o öyle sanıyordu, sonuçta ortada bir şey yok.
Çıkış zili çaldığında derin bir oh çektim.Yazın okul çekilmez oluyordu.Bugün Doruk'u ekip Alp ve ikizlerle takılmak istiyordum, bu yüzden telefonumu çıkartıp numarasını tuşladım.Evet, numarası ezberimde.
"Ne oldu, hasretime dayanamadın mı güzelim?" dedi telefonu açar açmaz.
"Haha, çok komiksin.Seninle gelmeyeceğimi söylemek için aradım."
"Niyeymiş o?" dedi sinirli olduğunu sandığım bir sesle.
"Arkadaşlarla takılacağız."
"Ben de geliyorum o zaman." dedi ve çat kapattı.Bu benim huyumdu ama ya.
Hep birlikte okulun çıkış kapısına yürürken Doruk da bize katıldı, bir cafeye gidip oturduk.
Kafamı kaldırınca Doruk'un bakışlarıyla karşılaştım, sonra da Doruk'a bakan kişinin bakışlarıyla.Derya.Bu kızın derdi neydi ya? Gergin ortamı yumuşatmak için Alp'e döndüm.
"Son zamanlarda ortalarda yoktun, nerelerdesin Alp?" dedim gülümseyerek.
"Hiç, işlerim vardı." diye kestirip attı.
"Ne işleri?" dediğimde bana ters ters baktığı için daha fazla üstelemedim.
"Sarı ve o, onun çok önemli işleri de çok umrumuzdaydı zaten." dedi Doruk.Alp'e sürekli laf sokmasa olmuyor.
"Derdin ne Doruk?Neden buradasın?" diye patladı Alp.Ay hayır kavga etmesinler.
"Derdim falan yok, eğleniyorum sadece.Seni ilgilendirmez neden burada olduğum." dedi Doruk sakince.Sakindi çünkü Alp'i ciddiye bile almıyordu.Pislik.
"Ben defolup gitmeni istiyorsam ilgilendirir, ki istiyorum." dedi Alp.Bu çocuk cidden sinirlenmişti.
"Bana bak, senin o bal muhabbetin için burada değilim.Çok istiyorsan gideriz, değil mi Derin?" dedi bana bir bakış atarak.O ne biçim bakıştır öyle.Resmen sindim.
Doruk ayağa kalkıp yanıma gelince ben de mecburen kalkmak zorunda kaldım.Zaten bu gergin ortamı daha fazla çekemezdim.
"Üzgünüm çocuklar.Görüşürüz." dedim.Doruk kolumdan tuttu, birlikte cafeden çıktık.
"İtiraz etmeyişini çok sevdim." dedi ve yanağımdan öptü.
"Pisliksin." deyip somurttum.
"Hmm, öyle miyim?" dedikten sonra elini belime koyup daha çok sokuldu.
"Kes şunu." dedim onu ittirerek.
"Neden?" diye sordu.Allahım cidden soruyor yani bunu.
"Sevgilim değilsin, bir şey değilsin.Sokak ortasında rahat dur." demek istesem de onun yerine daha saçma bir şey söyledim.
"Benimle oyun oynama Doruk." dedim.Of, bu nerden çıkmıştı şimdi? Aslında gerçek de bu değil miydi? Benimle sadece oynuyor, dalga geçiyordu.
"Oyun falan yoktu." dedi ellerini üzerimden çekerek.Ha, şimdi de o alınmıştı yani.Harika.
"Ya oturup adam gibi konuşalım mı artık?" diye patladım.Daha fazla dayanamazdım çünkü.Neydik biz? Arkadaş diyordum ama arkadaşlar birbirlerini öpmezlerdi.Her istediğinde öptüğü ve yanında gezdirdiği kız olamazdım ben.
"Neyi konuşacağız ki? Hala şu Ceyda meselesiyse o kızla aramda bir şey ol-ma-dı.Anla artık."
"Neyim ben senin için Doruk? Ne yapıyoruz biz?İşte bunu konuşacağız."
"Beni sürekli zorlayan başbelasısın.Biz sanırım..hmm.." deyince lafını kestim.
"Evet, ne yaptığımızı sen de bilmiyorsun.Ayrıca başbelandan istediğin zaman kurtulabilirsin.Söylemen yeterdi." dedim hızlı hızlı yürüyerek.Kolumdan tutup arabasına doğru çekti beni.
"Tamam konuşalım." dedi arabaya bindiğimizde.
"Önce ben soracağım sonra sen.Sırayla." dedim, başıyla onayladı.
"Başlıyorum.Ben kimim senin için?" dedim.
"Henüz adını koyamadığım ama öptüğüm kız.Sıra bende.Benden ne istiyorsun?" dedi.
"Bilmiyorum.Sadece bana karşı daha açık olmanı sanırım.Peki, biz ne yapıyoruz?" dedim.
"Sanırım sana bir şey sormamış olsam da, çıkıyor gibi bir şeyiz.Benden hoşlanıyorsun, bunu itiraf et." dediğinde afalladım.
"Bu bir soru değil." dedim kızararak.
"Tamam soru haline getirelim.Benden hoşlanıyor musun?" dedi.Lanet olsun.Uzun bir sessizlik..
"Ben..yani..aslında..sanırım..evet." dedim, pancar gibi olduğuma eminim.Ben bu kelimeleri geveledikten sonra yaklaşıp öpmeye başladı.Aklıma gelen soruyla onu ittirdim.Omuzlarından tuttum.
"Peki ya sen?" dedim.Bu sefer eğlenme sırası bendeydi.
"Bana bak, çok bilmiş.Bunları benden bir daha duyamazsın.Sen diğerleri gibi değilsin, bu yüzden hala yanımdasın.Bu da demektir ki benim için bir şeyler ifade ediyorsun." dedi.
"Yani?" dedim biraz daha üsteleyerek.
"Yani seni önemsiyorum."
"Ee?" dedim sırıtarak.
"Bugünlük soru sorma hakkını doldurdun.Sus artık." dedi huysuzca.
Sonra arabayı çalıştırdı, hareket ettik.Ben zorla da olsa çenemi kapatmıştım.Öğrendiğin şeyler çok hoşuma gitmişti zaten.
Beni önemsiyor.
Onun için bir şeyler ifade ediyorum.
Ve biz çıkıyoruz.
Şuanda benden mutlusu yok diyebilirim.Ben tam bunları düşünürken gelen mesaj sesiyle irkildim.Açıp okudum.Tanımadığım bir numara.
"Onun sana değer verdiğini düşünüyorsun ama kendini kandırıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH..
Teen Fiction"Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da, ne kadar şapşaldı.Bir sonraki karşılaşmamızda da çirkefti.Bir diğerinde masama oturan küçük bir yalancıydı.Şimdi ise sadece benim."
