Oncelikle cok ozur dilerim..Son haftalar biliyorsunuz sinavlar yogun oluyor :) Persembe gunu tam anlamiyla ozgurum, hergun bolum atacagim artik.Keyifli okumalar :* Bolum kısa ama yarın yeni bolum gelecek *-*
Bize tek söyledikleri şey 'uyanmasını bekliyoruz'du ve bu beni iyice deli ediyordu.Kimse adam akıllı durumuyla ilgili bilgi vermiyordu, anladığım kadarıyla uyanmayabilirdi veya her an uyanabilirdi.Yani bu 1 saat, 1 gün, 1 hafta veya 1 ay olabilirdi ancak doktorlar ilk 48 saat içinde uyanmayanların uyanma ihtimalini çok düşük görüyordu. Biliyorum ki Derin uyanacaktı, benim tanıdığım kadarıyla kendisi her ne kadar tersini düşünse de o çok güçlü bir kızdı.Asıl sorun uyanınca ne olacağıydı.Sonuçta benim kararım ondan uzaklaşmaktı ama durum böyleyken ondan uzaklaşamazdım.Onu kaybetme korkusu bile çok kötüydü zaten bana yalan da söylememişti.Bana gelen mesajla anlattıkları bir bütün oluşturuyordu, biri bize oyun oynuyordu.Ama avucunu yalar, artık Derin'i istese de bırakmayacağım.
Ben düşüncelerimle başbaşayken yanıma Derya'nın gelmesiyle irkildim."Ne düşünüyorsun?" dedi.Birdenbire benimle ilgilenmeye çalışması ilginçti.Geçmişte yaşananlar yüzünden benden nefret ediyordu.Bunu birkaç gün öncesine kadar gayet belli ediyordu ama şimdi..ne bileyim garipti işte.
"Hiç."
"Kaç saat geçti?"
"36." dedim.Yani sadece 12 saat kalmıştı, sonra ondan ümidi keseceklerdi.
"Aranızda ne geçti?" dedi aniden.Tabi ya, aslında baştan beri niyeti bunu sormaktı.
"Bir şey geçtiğini nerden çıkardın?" dedim ilk defa kafamı çevirip yüzüne bakarak.
"Yapma Doruk.Bu çok belli.Derinin arabayı alıp uzaklaşmak istemesi, senin bu düşünceli hallerin..Bir şeyler olmuş olmalı."
"Bir şey olmuşsa da bu seni ilgilendirmez." dedim sinirli bir şekilde.Her şeyi karıştırmak istemesi beni çok rahatsız ediyordu.Bir şey olmuşsa olmuş, sana ne yani?
"İyi.Ben kahve almaya gidiyorum, ister misin?" dedi ayaklanarak.Kaşlarımı kaldırıp hayır işareti yapmakla yetindim sadece.Kahven sen de kalsın.
Geriye 12 saat kalıyor, ama olsun eğer yine uyanmazsa ben yine bekleyeceğim burda.Elbet bir gün uyanacak biliyorum..
Derin..
Hayat bazen çok garip..Bir bakmışsın her şey kayıp gidiyor ellerinden, sonra bir bakıyorsun düzelmişsin.İyisin, acıyla yaşamayı öğrenmişsin.İnsanlar aslında sandıklarından çok daha güçlü.Bunu sadece gözyaşlarımızın arkasına saklıyoruz o kadar.
Baştan başlayacak olursam, ben kötü bir çocukluk geçirdim.Hiçbir zaman hak ettiğim sevgiyi göremedim.Babam sandığım kişi bana hiç baba sıcaklığını hissettirmedi.Annem ise bana çok uzaktı zaten.Kendi denizinde kaybolan bir denizciydi o.Ben ise öyle büyüyüp gittim işte.Orda burda.Kimin umrunda?
Sonra annemin gerçek hayatını öğrendim.Gerçek babamı, gerçek kimliğimi..Babamla karşılaşmaktan ölesiye çekindim çünkü içimde sevilmemenin verdiği eziklik vardı.Ya o da beni sevmezse?
Annemin psikolojik sorunları vardı bir de.Ona ben yardımcı oluyorum, olmaya çalışıyorum.Ama o hiçbir çaba göstermiyor, o düzelmek istemiyor.Sonra bir gün diyor ki 'ben psikiyatristle görüşeceğim', ertesi gün de 'babana anlat her şeyi' diyor.Neden bu kadar karışık olmak zorunda? Neden kimse biraz da beni düşünmüyor?
Beni düşündüğünü sandığım kişi ise bana kazık atıyor üstüne.Çünkü aptalca bir geçmişi var.Benim bilmediğim bir geçmişi.Bu yüzden beni sorumlu tutuyor hatalarından.Bense bir mesaja inanıp yardıma koşuyorum oysaki.
Dönüp baktığım zaman diyorum da 'kimse beni hak etmiyor''.Benim yaptığım şeyleri hiçbiri hak etmiyor.Ne annem, ne Kemal abi, ne Doruk, ne de diğerleri.Artık hiçbirinin bir anlamı yokmuş gibi ben de.Sadece onların adının yazdığı defterin sayfasını çevirip, üstlerini kapatmak istiyorum.Belki de artık babamla yaşamalıyım.Belki de o göremediğim sevgiyi bana gösterecek olan kişi odur.Kim bilir?
Önce ellerimi kıpırdatıyorum sanırım, bir dalgalanma hissediyorum sinirlerimde.Hayatı hissediyorum, yeniden doğmuş gibi.Atan kalbimi hissediyorum göğüs kafesimde.Yaşamak isteyen kalbimi.Sonra gözlerimi açıyorum zaten.Simsiyahlar gene karşımda.Ama yanlız değil.
"Uyandı..Derin uyandı!" diyor bir ses sevinçle.Bir bakıyorum herkes orada.Annem, Kemal abi,Doruk,Deniz,Derya,Alp..Şuanda görmek istemediğim herkes burada.Benim yaşama dönmemi kutluyorlar.Bu onların hakkı değil.Onlar hiçbir şeyi hak etmiyorlar.
"Yanlız bırakın beni." diye bir ses çıkıyor dudaklarımdan.Bir mırıldanma.Duyulmadığını sanıyorum önce çünkü hepsi tepkisiz kalıyor.Sonra şaşkınlık beliriyor yüzlerde.Yavaş yavaş çıkıyorlar odamdan.
Yine yanlızım.Yine eskisi gibi.
Ama şimdi bir şeyler farklı..Huzuru hissediyorum şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH..
Novela Juvenil"Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da, ne kadar şapşaldı.Bir sonraki karşılaşmamızda da çirkefti.Bir diğerinde masama oturan küçük bir yalancıydı.Şimdi ise sadece benim."