SİMSİYAH.. 22

11.5K 382 23
                                    

Selam canlar :* İşte karşınızda uzun bir bölüm..Benim yazabildiğim en uzun bölümlerden aslında :) Pek uzun yazamıyorum nedense. :( Neyse artık genellikle her gün bölüm geleceği için sorun olmayacak.Multimediada Derya var, bakın.Keyifli okumalar.

"Nereden çıktu bu şimdi?" dedi keyifsiz bir tonda.Sorduğum soru beyefendiyi rahatsız etmiş olabilir ama beni ilgilendiren bir geçmişi öğrenmek benim de hakkım.

"Anlatacak mısın?" 

"Ya anlatmazsam?" 

"Anlatmazsan, bu işi gerçekten bitiririm.Yemin ederim bir daha yüzümü bile göremezsin.Eğer umrundaysa tabii." dedim.Uzunca bir süre düşündü.Canını sıktığımı biliyordum ama benim de canım sıkılıyordu bu durum karşısında.Eğer biz bir şeyler paylaşıyorsak, geçmişini bilmeye hakkım vardı.

"Beni neden böyle zor bir duruma sokuyorsun ki?" dedi sinirlenerek.Hadi ama, bunu yapmak bu kadar mı zor?

"Anlatmıyor musun?" dedim sakince.Sinirle kolumdan tutup sürükledi arabasına doğru.Beni sürücü koltuğunun yanına oturttuktan sonra arkadan dolaşıp sürücü koltuğuna oturdu.Tek kelime etmeden arabayı çalıştırdı, sürmeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?" dedim şaşkınlıkla.Bir de beni kaçırıyor muydu bu şehir ayısı? Yok canım, daha neler.

"Bir şartla.Sadece bir kısmını anlatacağım.Kiminle ilgili olanı bilmek istiyorsun?" dedi sorumu görmezden gelerek.Ben hepsini bilmek istiyordum, bir kısmını değil.Ama şuanki hali beni korkuttuğu için şimdilik asıl ilgilendiğim konuyu öğrenmem yeterdi.

"Derya.." dedim sessizce.Adını söylemek bile canımı yakıyordu.Güvendiğim birinden kazık yemek..Ne bileyim, çok acıtıyormuş işte.

"Tabi ya.Tahmin etmeliydim.Tamam, istediğin gibi olsun.Benim isteğimi de sen yerine getirmeye söz verirsen tabii.İstediğini öğrendikten sonra benimle biraz zaman geçireceksin."

"Ne kadar zaman?" dedim merakla.Babamla yaşamaya yeni başlamıştım bu yüzden sınırlarımı bilmiyordum.

"Hmm..2 gün 1 gece." dedikten sonra ağzım bir karış açık kaldı.

"Ne?Saçmalama Doruk.Çok uzun."

"Sen bilirsin.Bir kaç cümle söyleyeyim o zaman." dedi pis pis sırıtarak.İşi yine kendine çevirmeyi becermişti ya,  pes yani.

"Tamam, tamam.İstediğin gibi olsun.Söz." dedim yenilgiyi kabullenerek.

"Ha şöyle.Başlıyorum o zaman." dedi ve uzun bir süre düşündü.Ne olmuşsa böyle gizli saklı.Meraktan öleceğim şimdi.

"Derya eskiden Selen ve grubuyla takılıyordu.Çok iyi arkadaşlardı diyebilirim.Ben Selenle çıkmaya başladığımda Derya'nın bana olan imalı bakışlarıyla karşılaşıyordum sürekli.Konuşurken şakalaşmalar, yakın tavırlar falan..Hele yanlız kaldığımızda öyle belli ediyordu ki bana olan zaafını.Gözlerini benden ayırmıyordu.Sonra bir gün yine yanlızken gelip dibime oturdu ve bana benden hoşlandığını söyleyip beni öptü.O günün gecesi de yattık.İlk başta onunla sevgili olacağımı, ona değer verdiğimi falan sandı.Sonra ben sürekli tersleyince Selenle ayrılmamız için gidip Selen'e anlattı her şeyi.Selen ise hiçbir şey yapmadı.Onunla olan ilişkisini kesti sadece, onu tehdit olarak bile görmedi, benle çıkmaya devam etti.Sonra ben Selen'den ayrıldım zaten.Derya ise bana saplantılıydı.Hala da öyle gibi.Nefret ediyor gibi görünsede hala beni elde etmek için gizliden gizliye çabalıyor bence.Neyse işte, her şey bu kadar.Çok da önemli şeyler değil ama ben hoşlanmıyorum geçmişten.Pisliğin tekiymişim çünkü.Neden Deryayla yattığımı bile bilmiyorum." dedikten sonra ben kafamda parçaları birleştirdim.

"Anlaşılan Derya ile Selen hala çok yakın arkadaşlar." dedim.

"Neden bahsediyorsun?"

"Bana gelen mesajların kaynağı Deryaymış.Selenlerle işbirliği yapmış beni senden uzaklaştırmak için.Hala sana karşı bir şeyler hissediyor ama aklıma takılan şey; Selenin onunla neden işbirliği yaptığı."

"Çünkü amaçları aynı.İkiside beni senden soğutmaya çalışıyor.Ayrıca unutma düşmanımın düşmanı dostumdur." dedi.

"Haklısın.Ama hala inanamıyorum biliyor musun? Bütün bunlardan Denizin bile haberi yok.Oysa ben Deryaya güvenmiştim." dedim üzgün bir sesle.İnsanlara güvenmek veya güvenmemek aslında ne kadar zormuş.

"Evet sadece ben,Selen ve Derya biliyordu.Kimsenin haberi yok bunlardan.Neyse anlattım ve öğrendin işte.Şimdi asıl kısma geçelim.Bugün madem her şeyi anlatma günü güzelim, bana karşı dürüst olacaksın." dedi göz kırparak. 

"Hayır, aklıma daha güzel fikirler geliyor.Şişe çevirmece oynayacağız." dedim hevesle.

"Hmm bak bu çok hoşuma gitti.O zaman buradan bizim şehir dışındaki eve gidiyoruz." dedi.

"Arkadaşlarını çağırsana, ben de Alp ve Denizi çağırayım." dedim.

"Hayır, ikimiz olacağız."

"Saçmalama, iki kişi nasıl oynayacağız?" dediğimde uzun bir süre güldü.Ne komik miydi gene?

"Boşver, aklıma gelen şeyler seni korkutur.İyi çağır sen.Ben de bizim çocukları çağırayım hem tanışırsınız." dedikten sonra telefonunu alıp arkadaşlarına haber verdi, ben de Denize mesaj atıp adresi verdim, gelmelerini söyledim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yaklaşık birkaç saat sonra herkes toplandığında oyuna başladık.Tabi önce çocuklarla tanıştım.Zaten 3 kişilerdi.Birisi sarışın ve gayet yakışıklı olan Murat, diğeri esmer ve karizmatik olan Mert, öbürü de şebek ve tatlı olan Enesti.Hepsi de çok iyi çocuklardı.Doruk gibi kocaman egoları yoktu en azından.

İlk çevirilen şişede soru kısmı Murat'a cevap kısmı Deniz'e geldi.

"Doğruluk mu cesaret mi?" dedi Murat.

"Doğruluk." dedi Deniz.

"Hayatında kaç erkeği öptün?" dedi çapkınca sırıtarak.Yok yok hepsi aynıydı bunların.Kızı zor duruma düşürüyordu pislik.

"Hiçbir erkeği öpmedim, onlar beni öptüler." dedi Denizde laf sokarak.Herkes birden gülmeye ve 'oo'lamaya başladı.Dostum ben az önce bu kıza zor duruma düştü falan mı demiştim? Bildiğin taramalı tüfek gibi, her laf bunda valla.

Sıradaki şişede soru kısmı Alp'e cevap kısmı Doruk'a gelmişti.

"Doğruluk mu ces.." derken lafını kesti Doruk,

"Cesaret." diye.

"Derin'i öp."  dedi birdenbire Alp.Ben ne yapacağımı şaşırmışken Doruk yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Dur.Hayır.Saçm.." derken dudaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturdu.Cidden mi ya? O kadar insanın arasındayız yani.Beni yerin dibine sokmak için daha iyi bir şey olamazdı.

Geri çekildiğinde,

"Yaptım." dedi ve yerine oturdu.Ben ise hala olayın etkisindeydim.Evet hala, ilk öpüşü gibi etkileniyorum.

"Vay anasını, çok ateşliydi." dedi Enes ve Doruk'tan karnına bir dirsek yedi.

"Kapa çeneni Enes."

Sıradaki şişenin soru kısmı Enes'e cevap kısmı ise ne yazık ki bana geldi.Bugün ne kadar harika bir gün böyle.

"Doğruluk mu cesaret mi fıstık? Ah, cesaret diyecek kadar cesur musun bakalım." dedikten sonra sırıttı.Beni kızdırıp cesaret dedirmeye çalışıyordu ve ben de dedim.Yemi yuttum yani.

"Cesaret." dediğimde gözleri parladı.Lanet olsun.Ben çok çok çok salağım ya.

"Tişörtünü çıkar."

SİMSİYAH..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin