Okuyan herkese çok teşekkürler :) birtanesiniz.yorumlarınızı bekliyorum.
Bölüm 9
Dorukla yemekhaneye döndük, onların masasına oturmamı istedi.Orada yemeğimi yedikten sonra çıkışta ararım deyip sınıfa döndüm.Artık babamı bulmamın zamanı gelmişti.Onu bulmak için işe Doruk'un annesinden başlamalıydım.Bunu yapmak için çıkışta Doruk ve arkadaşlarını bir mekana gönderip benimle orada buluş diyecektim.Sonrada evlerine gidip annesiyle adam akıllı konuşacaktım.Doruk'a yalan söylemiş olacaktım.Sonra kızacaktı ama öğreneceğim şeylerin buna değeceğini hissediyordum.
Son zilin çalmasıyla sınıftan eşyalarımı toplayıp çıktım.Okul kapısının orada Dorukla karşılaştım.
"Eve mi gideceksin?" dedi.
"Hayır, belki bir şeyler yaparız diyordum.Arkadaşlarınla falan." dedim.Yalanlarım ortaya çıkacak diye üç buçuk atıyorum.
"İşim var.Belki sonra.Sen kendi arkadaşlarınla takılsana." dedi bana karşılık.Havalara bak ya.Çok lazımsın sanki, eve gitme yeter.
"İyi.Sen eve mi gidiyorsun?" dedim.Beni şuanda ilgilendiren tek şey buydu çünkü.
"Hayır eve geç döneceğim."
"Tamam.Sonra görüşürüz." dedim yürümeye başlayarak.Kolumdan tutup sertçe yüzüme baktı.
"Ararım." dedi ve kolumu bırakıp gitti.Anladık açmayınca sinirleniyorsun, dersimi aldım ben niye zorluyorsun ki.Aradığında açacağım tamam.
Rotam Dorukların evi olduğuna göre hemen bir taksiye atladım.Evin kapısının önüne geldiğimde güvenlik yolumu kesti ve adımı sordu.Eğer ismimi söylersem beni hayatta içeri almazlar, biliyorum.Annesi benden nefret ediyor çünkü.Bu yüzden bir yalan uydurdum.
"Adım Melis.Ama ismimi söylerseniz beni tanımazlar.Doruk'un okuldan arkadaşı gelmiş derseniz bilirler." dedim.Ay bende ki zekaya bak.Daha yaratıcı olamazdım he.Bu kadın bana inanmaz ki şimdi.
Birden görevli geri dönüp kapıyı açtı.Patlak gözlerle adamın suratına baktım ben de.
"Buyrun.Hanımefendi sizi bekliyor." Yok canım! Ay bugün iyi gününde heralde.Koştur koştur içeri girdim.Kapıyı hizmetli ardımdan kapadı bu sırada ben de arkamı döndüm.Dönmemle birlikte Doruk'un annesiyle burun buruna geldim.
"Derin Kohen.."
Uzun bir sessizlik..
"Seni beklemiyordum." dedi en sonunda. Bir an ağzından hiçbir kelime çıkmayacak sandım.Beni direk kapı dışarı edecek sandım.Allahım bu kadından ne kadar çok korkuyorum böyle.
"Ben önemli bir konu hakkında sizinle konuşmaya geldim." diyebildim en sonunda zar zor.
"Neymiş?" dedi soğuk nevale.
"Babam." dememle birlikte gözleri kocaman açıldı.Bunu beklemiyordu.
"İçeri geçelim." dedikten sonra yürümeye başladı.Ben de arkasından gittim, kocaman bir odaya girip kanepeye oturduk.
"Bildiğini bilmiyordum."dedi soran gözlerle.Aklı sıra ağzımdan laf almaya çalışıyor.
"Yeni öğrendim.Buraya da onun hakkında konuşmak için geldim.Sanırım siz annem hakkında bir şeyler biliyorsunuz." Laf alma sırası bendeydi.
"Ben hiçbir şey bilmiyorum." Sen onu külahıma anlat.Annemden nefretler bahseden sen değil miydin? Ortak bir geçmişiniz olmalı.
"Bildiğiniz şeyleri bilmek hakkım.Lütfen anlatın.Babamı bulmak istiyorum."
"Sana yardımcı olamam." dedi.Niye işimi zorlaştırıyor ki?
"Bakın ben daha 1-2 hafta önce babamın başka bir adam olduğunu öğrendim.Şuan babamdan başka kimsem yok.Bana anlatmanıza ihtiyacım var.Ben annem değilim, benden nefret etmeyin.Sizden sadece küçük bir iyilik istiyorum."
"Annen anlatsın.O daha iyi biliyor." dedi tekrardan soğuk haline dönerek.Of, sürekli başa sarıyoruz.
"Annem anlatacak durumda değil.Travma geçiriyor, iyi değil.Anlatın lütfen." Ay şimdi ayaklarına kapanacağım.Bunu mu istiyor anlamadım ki.
"Demek öyle.Annene müstahak bütün başına gelenler." dedi ve artık bu lafı bardağı taşıran son damla oldu.
"Peki anlatmayacaksanız anlatmayın.Annem hakkında böyle konuşmanıza daha fazla katlanamayacağım.Bilgilendirdiğiniz için sağolun." dedim iğneleyerek.Ayağa fırlamamla o da ayağa kalktı.
"Bu kadar merak ediyorsan, al sana geçmiş.Ben, annen ve baban aynı ofiste çalışıyorduk.Annen ve ben çok iyi dosttuk sonra ben annene babandan çok hoşlandığımı anlattım.Annen babanla benim aramı yapmaya çalıştı en sonunda baban ve ben çıkmaya başladık.Her şey o kadar güzeldi ki anlatamam.Ta ki babanın evine gidip annenle bastığım güne kadar."
"Ne?" diye ani bir tepki verdim.
"Baban beni annenle aldatmıştı.Ve annen o gün sana hamile kalmış.Birkaç ay sonra evlendikleri haberini aldım.İkisini de asla affetmedim.Affetmeyeceğim de.Ve senden ömrüm boyunca nefret edeceğim.Çünkü eğer sen olmasaydın ben babana bir şans daha verecektim.Onu o kadar seviyordum ki buna da göz yumardım.Ama lanet olsun ki, annenin karnında sen vardın.Defol şimdi burdan Kohen! Seni görmek dahi istemiyorum." dedi bağırarak.Ben hala şoktayken beni kovuyordu.Ama kıpırdayamıyordum ki.Ellerim ayaklarım buz tutmuştu, bu çok adiceydi.Bunu yapan benim annem ve babamdı ve ben o aldatmanın meyvesiydim.Hayatımda hiçbir zaman kendimden bu kadar nefret etmedim.
"Son bir şey.Babamın nerede olduğunu da bilmek istiyorum." dedim.
"Yanlış kişiye soruyorsun."
"Hayır, onu hala uzaktan izliyorsun, biliyorum.Hala ona aşıksın ve hala onu bekliyorsun." dedim.Ama ağzımdan çıkanların hiçbirinden emin değildim.Şimdi ne saçmalıyorsun diye gülmeye başlarsa kalacağım öyle.Ama aksine o sadece bana bakmaya devam etti.Sonra masaya doğru gidip bir kağıt aldı.Üstüne babamın adresini yazıyordu.Yani sanırım.
"Al bunu.Ve bir daha asla karşıma çıkma." dediği gibi elinden kağıdı kapıp kapıya doğru koştum.Kapıyı ardımdan kapattım.Bir daha açmamak üzere..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH..
Teen Fiction"Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum da, ne kadar şapşaldı.Bir sonraki karşılaşmamızda da çirkefti.Bir diğerinde masama oturan küçük bir yalancıydı.Şimdi ise sadece benim."